HAC NOTLARI...
Sevgilinin diyarı Medine. İnsan bu şehre giderken daha bir heyecan içerisinde oluyor. Duyguların karşılık bulacağına inanıyor. Yaklaştıkça heyecan artıyor. Uzaktan yeşil kubbe görününce bir dalgalanma oldu insanlarda. Göz yaşları birden dökülmeye başladı.
Mekke’den Medine’ye giderken insan farklı duygularla yoğruluyor. Mekke, Kur’an-ı Kerim’i, Medine Hazret-i Muhammed’i (asm) temsil ediyor adeta. Bir yerde kurallar diğer yerde o kuralların uygulanışı gündeme geliyor. Mekke tavaf, Arafat dua ve Medine namaz makamındadır.

Medine’ye varınca ilk işimiz hemen Resûlullah’ı selamlamaya gitmek oldu. Esselamu aleyke ya Resulullah diye diye huzurundan geçtik. O (asm)'na yakın olmak mutlu ediyor insanı. Onun cazibesi, kokusu, sevgisi bambaşka.
Otobüsümüzle Mekke’den Medine’ye giderken Resûlullah’ın o zorlu yolculuğu nasıl yaptığını düşünmeden edemiyor insan. Bizim klimalı otobüslerle zorlandığımız bu yolculuğu Peygamberimiz zaman zaman yürüyerek, zaman zaman develerle iki haftada yapmış. Çöl şartlarında, kum fırtınaları içinde, yakıcı güneş altında yapılan bu yolculuklar, üzerinde ciddi düşünmeyi gerektiriyor.
İnsan bu detaylar düşünülünce Peygamberimizi daha bir derinden hissediyor. Biz de otobüsümüzle Peygamberimizi daha yakından tanımaya dönük Risale-i Nur dersi yaptık. O (asm)’nu anlamaya çalıştık. Yolculuğumuz böylece daha bir anlamlı hale geldi.
Sevgilinin diyarı Medine. İnsan bu şehre giderken daha bir heyecan içerisinde oluyor. Duyguların karşılık bulacağına inanıyor. Yaklaştıkça heyecan artıyor. Uzaktan yeşil kubbe görününce bir dalgalanma oldu insanlarda. Göz yaşları birden dökülmeye başladı.

Mescid-i Nebevi Kütüphanesi çok büyük bir hazine. Binlerce tefsir, siyer, İslam tarihi üzerine eserler var. Risale-i Nur eserleri de yerini almış.
Medine’ye varınca ilk işimiz hemen Resûlullah’ı selamlamaya gitmek oldu. Esselamu aleyke ya Resulullah diye diye huzurundan geçtik. Peygamberimizin kokusu var Medine’de. O mest eden kokusu insanın burnunun direğini sızlatıyor. Ve bir kez daha seviyorsun güzeller güzelini.
Medine ayrı bir serüven. Ne tarafa dönsen Peygamberimizden izler var. Uhud dağı ve Okçular tepesi, tarihin canlı görüntüleri olarak orta yerde duruyor.
Gel de buralarda yaşananları bir bir tefekkür etme. Peygamberin arkadaşlarıyla yaptığı istişare ve çıkan karara uyma hali, Okçular Tepesinde ganimet için terk edilen emir, şehadete ulaşan İslam kahramanları ve neticeye teslim olan, suçlu aramayan bir derin anlayış.
Anlaşılan gelecek için o an orada yaşananlar tam bir ders niteliğinde.
Hendek savaşının yaşandığı yerleşim, Kıbleteyn mescidinde emir gelir gelmez, cemaatle birlikte değiştirilen yön ve Peygamberimizin bizzat kendi elleriyle yaptığı ilk mescid olan Kuba mescidi. Bu mekânları tefekkür ederken sanki yanıbaşınızda hep Hazret-i Resûlullah’ın varlığını hissediyorsunuz. Sanki onunla birlikte o günleri yeniden yaşıyorsunuz.

Mescid-i Nebevi’nin büyük kütüphanesinde yüz binler eserler içerisinde kayıtlara baktığımızda Risale-i Nur tefsirinin de olduğunu görüyoruz.
Cennetin bir nümunesi
Medine şehri, namaz şehri. Aynı anda yüz binlerce insanın namaza durduğu dünyanın en büyük mescidi. Resûlullah (asm)’ın, Hazret- i Ebubekir (ra)’in, Hazret-i Ömer (ra)’in kabrinin bulunduğu bu mekân, cennetin bir nümunesini taşıyor içinde. Burada yapılan dualar kabule yakın dualar. Buralarda insan yüksek duygular içinde, bir sevgi çemberi içerisinde hissediyor kendini.
Kâinatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Resûlullah’ın yanında olmak ne büyük saadet.
İnsan Asr-ı saadette, o İslam kahramanlarıyla birlikte hissediyor kendini.
Mescid-i Nebevi’nin büyük kütüphanesinde bir eserler hazinesinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Kur’an-ı Kerim, İslam Tarihi, Resulullah üzerine yazılmış yüz binler eserler içerisinde kayıtlara baktığımızda Risale-i Nur tefsirinin de olduğunu görüyoruz.
Namaz saatlerinde caddeler bir anda mescide doğru bir insan seline dönüşüyor. Namaz bitince de hayata bir akış başlıyor. Böylece namaz hayata hayat oluyor.
Huzur veren göz yaşları
Hac ibadetimizin nihayetinde Peygamber Efendimizi dünyamıza katmak tam da İslam’ın nasıl yaşanması gerektiğini zihinlerimize kazıyordu. La ilahe illallah Muhammeden Resulullah birbirini tamamlıyordu. Biri diğerini gerektiren bir bağdı bu. Allah’ın varlığının bir delili Peygamberimiz, Peygamberimizin varlığının bir delili de Allah’ın varlığı idi. Yani biri diğerini ispat eden bir yapıda idi.
Medine’den, Mescid-i Nebevî’den ayrılırken hüzünleniyor insan. Sevgiliden ayrılmak zor geliyor insana. Huzur veren göz yaşları içinde ağlamanın da lezzetini hissediyorsunuz.