"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhabbet fedaisi nasıl olur?

Sebahattin YAŞAR
30 Nisan 2018, Pazartesi 00:21
‘Muhabbet fedaisi olmak’ ile ‘nefse muhabbetin fedaisi olmak’ arasındaki fark; her halükârda hakikî muhabbeti, nefse karşı korumaya almak, kollamak, güçlendirmektir.

Nefsinin bir dediğini iki etmeyen, nefsi arzu ve istekleri emir telâkki eden ve ona toz kondurmayan, ona ibadet edecek düzeyde korumaya alan bir insan nefsine muhabbetin fedaisi olmuş değil midir?

Oysa muhabbet fedaisi; nefsini temize çıkarmaz, hizmette nefsini unutmaz, başkasının kusuruyla uğraşmaz, olsa bile kusuru sebebiyle kardeşiyle ilgi ve alâkayı kesmez, husûmeti arttırmaz. O kusurun içindeki kaderin payını, kardeşinin nefsine yenik düşmesini, kendi hak ettiği nefsinin hissesini ayırır, ondan sonda bir haklılık payı varsa da, uluvv-ü cenaplık yapar, kardeşini affeder. Böylece zarar ve zulümden kurtulur.

Muhabbet fedaisi, muhabbet yaşasın diye, nefsi hakir görendir, düşmanlığı yok edendir. Dokuz cani sıfatı da olsa, bir masum sıfatın o cani sıfatları ortadan kaldıracak bir potansiyele sahip olduğunu düşünendir. Fedai, insafla hareket edendir.

Muhabbet fedaisi, kardeşinin kusurlarını örter, onu öylece sever, iyileşmesine duâ eder. O kusurdan uzaklaşması için fedakârlık yapar.

Fedaî; nefsini hor görüp, doğruyu, hakkı, hukuku, adaleti, kardeşler arasındaki muhabbeti korumaya alandır. Çakıl taşları hükmündeki küçücük yanlışları, Uhud Dağı azametindeki önemli, ulvî olan kardeşliğin önüne koymayandır. Hakkaniyetli olandır.

İnsan kendi atacağı adımdan sorumludur. Başkasının adımına gücü yetmez, ona tesir etmez. Belki senin adımın vesilesiyle Allah diğerinin adımını da kolaylaştırır.

İman ve Kur’ân hizmetleri yaptığımız kardeşlerimizle, uhuvveti korumak, istikameti muhafaza etmek en büyük hizmettir. Şeytanları çatlatmak denen şey budur.

Hiçbir dünyevî beklentiye girmeden, sonuçla ilgilenmeden, ‘haysiyetime dokundu’ demeden, hüsn-ü niyet ile mü’min kardeşlerimizle olan kırgınlıkları, sırf rıza-i İlâhî için ‘kucaklaşarak’ yok etmek en büyük fedailiktir. Nurun dersi budur. Hizmet budur. Haklı iken, haksızlığa uğramışken bu adımı atabilmek, gerçek fedailiktir. Çünkü haklı, insaflıdır. 

Sırf rıza-i İlâhiyi düşünerek, mü’min kardeşin kardeşe muhabbet dolu bir, ‘Kardeşim!’ demesi, şeytanı çatlatan bir hamledir. Hiç bahane üretmeden, ‘ama’ demeden, ‘fakat’lara girmeden bu adımı atabilmek ne muhteşem bir fedailik hamlesidir.

Nefsin ‘ama’larına meydan vermeden; ‘ama’ diyecekse dahi; ‘ama, ‘rıza-i İlâhiyi kazanmak için’ diyerek, hamleye ‘bismillah’ demek, nefse karşı büyük bir operasyondur.

Hakikî muhabbet fedaisi böyle olur.

Okunma Sayısı: 4306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müjdat Bayar

    30.4.2018 09:24:09

    Bize elzem olan,budur.Böyle yapabilsek, müminlerin kardeş olduğunu müdrik olabilsek bambaşka bir atmosferde oluruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı