"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neler oluyor hayatta?

Sebahattin YAŞAR
24 Kasım 2014, Pazartesi
Hayat her gün her insanın karşısına farklı sürprizleriyle çıkıyor.

Bütün gelişmeler hayatın faniliğine, geçiciliğine dikkatleri çekiyor.
Görmek isteyen için yeterince uyanma materyali adeta gözlerine sokuluyor insanın.
Ama gelin görün ki, gelen haberler, gözlerimizle gördüklerimiz, başımızdan geçenler ne de çabuk unutuluyor. Öyle olunca, ders alınmıyor.
Ders geçmek için konuları çalışıp, ezberleyen ve sonraki haftasında da unutan öğrenci gibi, başımıza gelenler bir müddet sonra unutulup gidiyor.
Dün bir tanıdığının başına gelen olay, bugün sizin başınıza geliyorsa, burada yaşananlardan ders almamak vardır.
Uzaktan da olsa akrabamız Mustafa Ağabeyle bundan birkaç ay önce düğün merasiminde görüşmüştük.
Düğün hali, oyunlar oynandı, çalgılar çalındı, neşelendi insanlar. Ama biraz ölçüsü kaçmış neşe haliydi onlarınki.
Daha bir ay geçmeden Mustafa Ağabey gölgede, dükkânının önünde otururken beyin kanaması geçiriyor ve hemen hastaneye kaldırılıyor. Yoğun bakımda belli bir müddet kalıyor, ama bir gelişme olmuyor.
Bir ay kadar sonra yoğun bakımdan çıkarılıyor. Çünkü bir gelişme yok ve tıbbın da yapacak bir şeyi kalmamış. ‘Hastanızı götürebilirsiniz.’
Bir an da her şey değişti. Beklenmedik hadise, eşinde, çocuklarında anlatılması güç bir olay olarak ele alındı. Hatta ne oldu dendiğinde kuracak cümle kalmadı.
Şimdi Mustafa Ağabey, evinde yatalak hasta halinde. Yaptığı bir şey var ki hep gözyaşları içerisinde. Kendini ifade edemiyor. Konuşma merkezi işlemiyor. 
Daha düne kadar hiçbir şeyi olmayan Mustafa Ağabey, bugün ayağa kalkamıyor.
Dinliyor, anlıyor ama, düşüncelerini ifade edemiyor.
Mustafa Ağabey, ‘Güzel günler gelecek.’ derdi. ‘O günler gelince namaz kılacağım, oruç tutacağım, yetiştiririz her halde. Çocuklar bir iş sahibi olsunlar, bir evlensinler biz de o zaman emekli olur, hayatın keyfini süreriz, bolca ibadet de ederiz be Sebahattin’ derdi.
Olmadı işte. Hesap bozuldu.
Evet, çocuklar iş sahibi oldular. Çocuklar evlendiler. Ama Mustafa Ağabey alışamadı ibadet etmeye. Zaman zaman dostların teşvikiyle gittiği Cuma namazları ona çok ağır geliyordu.
Ne namazlar düzene girdi, ne diğer ibadetler. Evet, iyi bir insandı. İyilik severdi. Kimselere bir zararı olmazdı. Ama en büyük zararı kendisine oldu. Şimdi yatakta ağlıyor Mustafa Ağabey. Kim bilir, ertelediği ibadetlere, kılmadığı namazlara, tutmadığı oruçlara ağlıyor. Şimdi istese de yapamıyor Mustafa Ağabey.
Sadece gözleriyle gelene gidene bakıyor ve tanıdık simalar gelince ağlıyor, ağlıyor.
Duâmız odur ki, çekeceği hastalıklı günler, aylar günahlarına kefaret olur inşallah.
Asıl acı olan ne biliyor musunuz? Yirmili yaşlardaki kızının, babasına duâ etmek için, namaz kılan bir teyzesine, ‘Teyze abdest nasıl alınır? Bana söyler misin?’ demesi olmuştur.
Bu soru aile içinde ne derece derin bir din, iman ihmali olduğunu göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Demek ki, biliyor, bilmiyor demeden sorumluluk hisseden kişilerin kardeşlerine, akrabalarına din, iman konularında sohbetler etmesi hayatî derecede önemlidir. Ne derler, nasıl anlaşılırım endişesine de kapılmadan bilenin bildiğini bilmeyene öğretmesi tam da bir ‘Emr-i bil maruf, nehy-i anil münker’ farz vazifesi olmuş olmaktadır.
Bir yakın akrabamız, bir komşumuz, bir dostumuzdan ‘hasta olmuş’, ‘kaza geçirmiş’, ‘ölmüş’ haberi gelmeden, içinde olduğu duruma göz yaşlarına muhatap olmadan elimizden geleni yerine getirmek tam da bir insanlık, kardeşlik ve Müslümanlık görevidir.
Hayatta her şey çok çabuk değişiyor. Dün sahip olduklarımız bir anda elimizden akıp gidiyor. İşte elimizden çıkmadan kıymetini bilmek ne de anlamlı bir adım olacaktır.
Konu tam da Zübeyir Gündüzalp’in ifade ettiği gibi; ‘Şimdi oku kabirde okuyamazsın.’ 
Burada ise, nasihat daha bir değişmiş oluyor, ‘Şimdi oku, şimdi söyle, şimdi kıl, şimdi tut, şimdi ver; yarın okuyamazsın, dilin dönmez, kılamazsın, tutamazsın, veremezsin…’

Okunma Sayısı: 1149
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı