"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Omuzlarda yükselmek

Sebahattin YAŞAR
08 Mart 2017, Çarşamba
İnsanoğlu bir garip, bazen pek çok zıt duyguyu bir anda yaşıyor. Aynı anda kıskançlık, acıma; haset, şefkat birbirine giriyor. Birini atmaya çalışırken diğeri hücum ediyor. Ve bu duyguları ayrıştırma imtihanı kolay olmuyor.

İnsanda galip duygu sevgi ise, o zaman şefkat etmek, acımak duyguları lütufla ıslâha başlıyor ve iyileşme hasıl oluyor; yok, intikam, kıskançlık, haset galip ise, insanında içten dışa doğru bir yıkım başlıyor. Hatta bazen yıkım (şeytan) sağdan başlıyor. 

O anda, cüz’i irademizle yetkilendirdiğimiz duygu, imtihanımız oluyor.

Acı ki, gün geçtikçe iyi haberlerin sesi kısılıyor. Bu biraz da iyi insanların köşesine çekilmesindendir.

İyi kötüden daha cesur olmalı, meydanda olmalı, hakkını hukukunu savunmalı. Ama gel gör ki, iyi korktu; haklı ürktü ve kötü âlemde kol geziyor.

Kötü, dünyaya nam salmışsa, kıt’alar ötesinde at oynatıyorsa, kulağımıza, gözümüze, aklımıza bir şeyler fısıldıyorsa, kıyametimiz gelmiş demektir.

İyinin sahneden inmesi, iyiye alâmet değil.

Haram, ne kadar rahat giriyor meydana, ne çok geziyor ekranlarda utanmadan, sıkılmadan ve ne çok askerleri var hizmetinde çalışan. 

Ve, meydanı boş bırakan iyilik, bu sonuçtan sorumlu.

Tabiat boşluk kaldırmıyor. İyi yoksa, haramlar, günahlar televizyonlarda, telefonlarda, gazetelerde, radyolarda ve daha bin bir türlü araçlarla kolay zemin buluyor kendine. Nasıl da oturuyor baş köşede hayasızca, nasıl da şeytanî kahkaha atıyor!

Helâl ise, masum, sessiz, izzetli ve heybetli köşesinde.

Zıt duyguların muharebesi her daim çetin.

Duygular insan davranışlarında gün yüzüne çıkıyor. 

Duygular savaşı, giyim kuşamla, cümlelerle, güne yansıyan davranışlarla kendini gösteriyor.

Omuzlara basıp yükselen değil, omuzlarda yükseltilen güçlü ve büyük.

Büyüğün, yükselmeye ihtiyacı yok; hatta eğilir bakmak için pencereden. 

Ama küçük, o pencereden bakmak için boyu yetişmediğinden büyük gözükmeye çalışıyor, birilerini çiğniyor, omzuna basıyor, yükseliyor.

İşte böyle büyükler büyük tanınmamalı.

Onun için insan, yalnız karar vermekten korkmalı, tek başına yürümekten çekinmeli; çünkü ikisi de tehlikeli. Birlikte yürümek, ne kadar da anlamlı.

Vereceği karar ile yüz binlerin, milyonların hak ve hukukunu çiğneyecek yetkilinin; sözü etkili, adaletli, istişareli bir heyeti bulunmalı ve onu maddî ve manevî mes’uliyetten kurtarmalı. Ve bunu, onu sevenler yapmalı; ‘Seni seviyorum; ama yanlışını değil.’ demeli. Gerçek sevgi, şefkatli olandır.

Sevgi, bunun için anlamlıdır. Seven, sevdiğinin yıkımına seyirci kalmamalıdır, onun düşüşüne gülmemelidir.

Tabiî o insan da o heyeti dinlemeli; o heyete hür düşünme hakkı tanımalı; ta ki, yanlış yaptığında bu yanlıştır deyip, seni oradan geri çekebilsin. Bu heyetin de himmeti millet olmalı.

Yoksa, ‘Yaşasın Kral!’cılardan korkmalı insan.

Hislerin hükmettiği bir dünyada frenler tutmaz hale geliyor ve insan bile bile uçuruma yuvarlanıyor. ‘Ne yapalım bu da kaderimizde varmış.’ diyor. Oysa sen, cüz’i iradenle kaderin öyle hükmetmesine sebep oldun.

İnsan bir şahs-ı maneviye dahil olmazsa; kendini yalnız, garip ve yetim hissediyor. Kendini yetim hisseden, korkuyor. Bu sefer kendi kafa fenerine güveniyor. Ve, yanılma başlıyor. Oysa insan bir şahs-ı maneviye sığınsa, önce kendisi rahat edecek. Çevresinde onu koruyan, kollayan bir kalkan bulacak.

Bir konuda on akılla düşünecek, yirmi gözle bakacak. Asır, şahs-ı manevî asrı. Herkesin korktuğu ölüm bile orada sevimli hale geliyor; ‘Sevap cihetinde yaşarım, günah cihetinde ölürüm.’ demeye başlar insan.

İşte onlara, ‘omuzda yükselen kahramanlar’ diyorlar.

Okunma Sayısı: 1721
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı