"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rabbiniz katındaki yeriniz ibadetlerinizdir

Sebahattin YAŞAR
12 Kasım 2014, Çarşamba
İbadetlerimiz… Varlık sebeplerimiz…

Dünyayı da, ahireti de ‘cennet’leştirecek, ulvî, vakur hallerimiz…
Kendilerine/kendileriyle dayandıklarımız…
Kendilerine/kendileriyle güvendiklerimiz…
Bizi Sahibimize götüren, Sahibimizi bize gösterecek olan, rızasına ulaştıracak olan güçlendiğimiz ibadetlerimiz.
Bir çocukla özel ilgilenir gibi ilgilenmeliyiz onlarla. Sıhhat durumlarını sormalıyız. Bizden razı mıdırlar bilmeliyiz ibadetlerimizin. 
Namazlarımız, oruçlarımız, zekâtlarımız ve diğerleri…
Hepsi, asude saatlerin, huzur hallerinin, kulluk gösterilerinin yansıması.
İbadetlerimiz nasıl sizce?
Etki düzeyleri ne kadardır?
Cüz’î irademizin üzerindeki tesiri ne kadardır?
‘Harama bakma!’ dediklerinde, gözlerin tutumu nedir?
‘Haram dinleme!’ dediklerinde, kulaklar nasıl bir tepki verir acaba?
‘Harama gitme’, ‘haramı sevme’, ‘haram yeme’, ‘haram içme’ dediklerinde, bir bütün halinde vücut ne yapar sizce?
Korkudan titrer mi, ağlar mı, inler mi yüreği imtihan organlarımızın?
İbadetlerimiz, kalelerimiz. Korunaklı mı sizce, sığınılır mı onlara?
Onlara/onlarla sığınıyoruz.
Onlar bizim varlık sebeplerimiz.
Onlarsız, anlamsızız.
Yaratılışın sırrı olan özel zamanlarımız.
Onun için onlar kadar insanız.
Gelin bu seferberliğe siz de katılın!
Kılmıyorsak, tutmuyorsak, vermiyorsak; kılmaya, tutmaya ve vermeye başlayabiliriz.
Kılıyorsak, ama içi boş ise; tutuyorsak ama nefsimize söz geçiremiyorsa o zaman işte ‘yeniden inanmaya’, ‘yeniden kılmaya, tutmaya, vermeye’ bir ihtiyaç yok mu?
Ya da kılıyoruz, tutuyoruz, veriyoruz; ama bu sefer devamlılığa ve arttırarak geliştirmeye ihtiyaç yok mu?
Tahrip kolay olmasına rağmen, şer durmuyor, haramlar çoğalarak hücum ediyor, yıkımcılar daha çok çalışıyor, daha fazla yıkımda fedakârlık yapıyorlar.
Yapımcılar da çalışmalı değil mi?
Hem bu çalışma ebedî değil mi? Hem ücreti çok yüksek, ulvî değil mi?
Razı olunacak ibadetlere ihtiyaç var.
Kılanı ayağa kaldıracak namazlara ihtiyaç var.
Tutanı tutacak oruçlar, vereni kalkındıracak zekâtlara ihtiyaç var.
Bir de ibadetleri çeşitlendirmeye ihtiyaç var.
Aldığımız nefes sayısınca ibadetlere olamaz mı?
Hareketlerimiz, sözlerimiz, tutumlarımız adedince güzel niyetlerle ibadetler olamaz mı?
İbadet seferberliğine siz de katılın.
Namazlarımızı yeni baştan ele alıyoruz. Ta’dil-i erkânına, içinde okuduklarımıza, içinde olduklarımıza yeni baştan bir bakıyoruz.
İbadetlerimizi bakıma alıyoruz.
Unutmayın, Allah’ın huzuruna onunla, onlarla çıkacağız.
Yüzünüzün ak olması duâsıyla.

Okunma Sayısı: 1155
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı