"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Renk vermek değil, renklenmek

Sebahattin YAŞAR
20 Şubat 2017, Pazartesi
Gözü dört açmak…

Lahika mektupları, bir projektör gibi asrın karmaşık hadiselerine karşı Kur’an’ın bu asırdaki, tercih edilmesi gereken (tefsir) yolunu gösteriyor. 

Bu aydınlıktan istifade etmeyip, kafa fenerine veya başka başka cereyanların mum ışığına güvenenler elbette yolu şaşırdıklarını iş işten geçtikten sonra anlayacaklar. Tabii geriye dönüp de biz bir yanlış yaptık demeyecekler, diyemeyecekler; çünkü şu ana kadar ki vakıa o ki, diyemiyorlar. 

Barla Lahikası’nda (1994- s.83) Hulusi ağabeyin bir mektubunda Risale-i Nur’un önemli bir hususiyetine dikkat çekiliyor.

Hulusi ağabey, Üstadına hitaben diyor ki, “…Bu nurlu eserler hem okşamak, hem korkutmak gibi iki zıd tesiri haizdir. İnsanlara bu iki vasıtadan birinin müessir olacağı da şüphesizdir. İşte bu hakikati göz önünde bulunduran şerait-i imandaki esaslara müşabih bir tarzda, Kur’ân-ı Hakimin tilmizlerini ve hadimlerini hakikaten ikaz ediyor ve aldanmamaları için altı esası kendilerine bihakkın ders veriyorsunuz.”

Talebenin durumuna göre, ya okşayarak ya da korkutarak ikaz etmek, irşat etmek elbette irşadın bir gereğidir. Yani talebenin anladığı dil bir keşif gerektirir, herkese aynı bir şekilde hakikatleri ulaştırmak akla da uygun değil. O zaman kişinin durumu, şartları, anladığı dil ne ise elbette oradan hakikatlerin ulaştırılması daha anlamlı olacaktır.

Nitekim cehennemin tazibinin kaçınılması için ifade edilmesi de cennetin cazibesinin yönelinmesi için ifade edilmesi de yine Rabbimizin rahmet ve merhametinin sonucudur.

Mesela, Bediüzzaman da, Kur’ân’ın bu tarzından hareketle farklı farklı kabiliyetleri olan, renkleri talebelerini keşfetmiş, onların renkleriyle hizmeti boyamak değil, iman ve Kur’ân mesleği ile o meşrepleri kevser havuzunda boyamış ve bu asırdaki Kur’ân’ın ihtiyar ettiği rengi almalarını sağlamıştır. Yani havuza renk vermek değil, havuzdan renk almak hasıl olmuştur.

Ama tabii imtihan da devam ediyor. Rengini terk etmeyip, havuzda eriyemeyenler de yok değil. Ondandır ki, Kur’ân talebelerinin aldanmaması için imanın altı esasına benzer bir tarzda altı esas ders verilmiştir.

Bunlar; 

1-Hubb-u cah yerine, Allah’a imanın manası olan Rıza-i İlahiyi. 

2- Havf ve vehim yerine kadere imanı.

3-Hırs ve tama yerine (Şüphesiz ki rızık veren, ancak mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah’tır. (Zariyat Suresi, 58) ayet-i celilesi delaletiyle, Kur’ân’a ve Kitab-ı İlahiyeye imanı.

4- Menfi milliyetçilik hissi yerine bütün cin ve inse mürsel, Nebi-yi Efham (sallallahu Teala aleyhi vesellem) Efendimiz Hazretlerinin mesleğini; (Ancak mü’minler kardeştir. (Hucurat Suresi, 10), (Topluca Allah’ın dinine ve Kur’ân’a sımsıkı sarılınız; sakın ayrılığa düşüp bölünmeyiniz. Al-i İmran Suresi, 103). Ayat-ı mübarekeyi derhatır ettirmek suretiyle Peygamberlere imanı…

5- Enaniyet yerine, acze… Noksanımızı itiraf ve Kur’ân’ın tereşşühatının neşr ve muhafazası babında hissemize düşen hizmeti yapmak ve hizmetle mükellef olduğumuzu bilerek neticeyi hesaplamamak. Yani bir nevi beşeriyetten çıkmak, Kütüp ve Suhuf-ı Enbiyayı inzale vasıta olan melaikeye benzemek suretiyle meleklere imanı.

6- Tenbellik ve tenperverlik yerine kudsi ve saati bir gün ibadet yerine geçecek kıymette olduğuna şüphe edilmemek lazım gelen Kur’ân hizmetine vazifedarlık… Vakit bırakmayacak hallere karşı, bu hizmetin ulviyetini dahi düşünerek elden çıkmazdan evvel gözü dört açmayı, yani ölmezden evvel hayatın kadrini bilmek gibi, kat’i bir lisanla ahrete imanı delaleten, remzen, işareten, sarahaten ders veriyorsunuz ve ikazda bulunuyorsunuz.”

Anlaşılıyor ki, imanın şartının bu asırdaki tezahürü, tefsiri günümüzde Kur’ân’ın bir manevi tefsiri olan Risale-i Nur’da bu şekilde tezahür ediyor.

Son bölümde ise, henüz ölüm gelmeden, hizmetle geçecek ömür dilimlerinin kadrini, kıymetini de bilmek öğütleniyor. Saati bir gün ibadet hükmünde olan iman ve Kur’ân hizmeti aslında tam da ‘gözü dört açacak’ ve hizmet edecek bir aydınlığa dikkatleri çekiyor.

Ne mutlu bu aydınlığın farkında olanlara ve o aydınlıkta ilerleyenlere.

Okunma Sayısı: 1569
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı