"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Secde çiçekleri açtı

Sebahattin YAŞAR
28 Şubat 2018, Çarşamba
Pazartesi günkü ‘seccade’ yazısına pek çok okuyucumuzdan mailler, telefonlar ve mesajlar geldi. Mesajlar, seccade kavramının mü’minler nezdinde ne de güzel bir yerde olduğunu gösteriyordu.

Seccadesinin üzerindeyken telefon açanlar, seccadesi üzerinde gözyaşı dökenler, seccadeleri hayatlarıyla bütünleşenler, seccadesinde başını koyduğu yerde ciddî alın izleri bulunanlar; bir de seccade duyguları yaşayanlar, seccade duâları yapanlar, seccadesiyle namaza, Kâbe’ye daha bir ciddî yönelebilenler gibi onlarca farklı tonda mesajlar geldi. En kıymetli varlığımız namaza şahidimiz olan seccade etrafında gelişen düşünceler adeta secde çiçekleri olarak yansıdı. 

Yoğun gündemlerin içerisinde zaman zaman durup, namazımıza, niyazımıza bir bakmak ve varsa arızalar, noksanlıklar gidermek, tefekkür noksanlıklarını tahkim etmek ihtiyacı ne kadar da anlamlıydı.

Özellikle cemaatle namazları, namaz sonrası tesbihatları, namaz dersleri gibi vazgeçilmezleri olan Nur Talebelerinden gelen telefonlar daha bir anlamlıydı. Yazı sonrası, tesbihatsız namazlarına hayıflananlar ve tesbihatsız namaz bırakmamak için kendilerine söz verenler olduğu gibi, ‘Çoğu namazım sadece borcumu ödemek kabilindendi, ama artık namazlarım hayatıma hayat olacak.’ şeklindeki şevkli cümleler insanı cidden heyecanlandırıyordu.

Hesap gününde öncelikli hesaba çekileceğimiz namaz konusunda ne kadar birbirimizi uyarsak ve tahşidat yapsak yine az değil midir? Sırat Köprüsü’nde Burak’ımız olacak namaz, böyle bir gündemi hak etmez mi? Ebedî yolculuğumuzun en önemli hesap sorusu olan namaz konusunda nasıl hassas olmayalım? Yani yarın gelmesi kat’i olan ölüm ve sonrası için hazırlanmak akla da uygun bir hazırlık değil midir? Bugün hangi ehl-i imanın namaz konusunda bir eksiği yoktur? Ta’dil-i erkân konusunda bütün namazlarımızı bir gözden geçirmek gerekmez mi?

Pek çok okuyucumuzun da namaz esnasında zihnini namazda tutamama noktasındaki gündemleri yine ciddiye alınacak bir ilmihal konusudur. Yani daha çok gündem şu ki, ‘kaçıncı rekâtta olduğumuzu, çoğu kez hangi sûreyi okuduğumuzu unutuyor ve şaşırıyoruz’ diyorlar.

O zaman o namaz halinin, namazda okunan sûrelerin, namazın her halindeki zikirlerin tefekkürlerini yeni baştan bir ele almak gerekmez mi? Zihnin namaz esnasında Allah’ın huzurunda olduğunun şuurunda olması gerekmez mi?

Hiç göz ardı edilmemesi gereken bir gündem olarak namaz ve namaza dair rükünler, okunacak sûreler, tesbihatındaki ‘Subhanallah’, ‘Elhamdülilllah’ ve ‘Allahuekber’lerin her biri Rabbimize açılan kapılar değil midir? O kapıları Rabbimize ulaşmaya vesile etmek mü’mine yakışan bir hal olmaz mı?

Tabiî dünyevî meşguliyetler dolayısıyla, namazın sünnetlerini terk ve tesbihatları eda edemeyenler, doğru düzgün namaz sonrası duâ yapamayanlar ayrıca gündem yapılması gereken konular olarak bizlere ulaşıyordu. Hakikaten sünneti terkle, tesbihatı yapmamakla onların yerine daha güzel ne konmuştur?

Gazetemize yansıyan derinlikli okuyucu yorumlarını da paylaşalım. 

Mustafa Gönüllü; “İnsan, bu huzuru yakalamak için elinden geleni yapmalı. Seccadedeki huzuru bulduğu zaman, o insanı dünyanın bitmeyen meşgaleleri tutamayacaktır. Yalnızca O emrettiği için kılmalı insan namazını ki, O’nun huzurunda acizliğini anlayabilmeli. O’nun huzurunda olmanın verdiği o duyguyu anlaması için insan, O’nun büyüklüğünü tam anlamıyla idrak edebilmeli. Kendi acizliğini fark etmeli. Enaniyetini eritip, sırf rıza-i İlâhî için ellerini yukarı götürüp dünyayı elinin tersiyle iter gibi, ‘Allahu Ekber’ demeli. İşte, huzur budur. Bu huzuru verecek başka bir amel var mıdır? Bu manayı getirebilecek bir iş var mıdır? Elbet ki yok, Elhamdülillah.”

Abdullah Tunç; “Sevgili hocam, seccade üzerindeki gözyaşlarını ne kadar hasbi bir şekilde dile getirmişsiniz. Seccadeye, namaza olan özleminiz, tutkunuz manevî terakki ve kemalatın işaretidir. Bu zaman ve zemin nazarları o kadar şiddetli bir şekilde kendine çekmiş, cezbetmiş ki adeta insanları sersem etmiştir. Manevî hizmetlerden haz alamaz hale getirmiştir. Bu keşmekeşliğin, bu ahlâkî anarşinin hükmettiği, dünyevî meşgalelerin had safhada olduğu bir ortamda, namazdan bu kadar haz alıp, gözyaşı dökecek kadar namaz sahibine yaklaştırmışsa bu büyük bir mazhariyettir. Kemalat merdivenlerinde manevî bir yükselişin alâmetidir. Sizleri cân-ı gönülden tebrik ediyorum. Ayrıca çok hakikatlerin namaz tesbihatında Üstada ilham edildiğini bu vesileyle hatırlayalım.

Ta’dil-i erkânlı ve tesbihatlı namazlarımız hayatımıza hayat olsun, hesabı kolay olsun. Sıratta berk gibi bir Burak olsun inşaallah.

Okunma Sayısı: 4164
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı