"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yapabileceğini yapmamanın stresi...

Sebahattin YAŞAR
30 Kasım 2015, Pazartesi
Gençlerle, Psikiyatrist Mehmet Asoğlu’nun, ‘Stres Sebebi Olan Konular ve Baş Etmenin Yolları’ konulu seminerini dinliyoruz.

Stres asrında tam da gençlere uygun bir konu. Dinledikçe, stresin o kadar da kötü bir şey olmadığını anlıyoruz. Avucumuzun içinde olan, kontrollü bir stres hayata tat katıyor.

İnsanın yaşıyor olduğu şeyleri tanıması güzel bir şey. Stres de bunlardan birisi. Onu daha faydalı, bilinçli kullanmaya başlıyorsunuz. Yoksa iyi bir şey bile sağlıklı kullanılmadığında kötü sonuçlar doğuruyor.

Hocama, ‘Sizin stres düzeyi nasıl?’ demeye bırakmadan, ‘Biz de insanız, bizim de stresimiz var. Hatta yoğun çalışmalarımızda bu stresteki yoğunluk da artıyor. Kaç farklı insanın hayatına olumlu etki etmişsek ve bu işin stresini yaşamışsak, o nispette, hayatımıza bunun olumlu katkısını görüyoruz’ dedi.

Demek, insanın mutluluk katsayısı, mutlu ettiği insanlarla ölçülüyor.

O zaman şöyle bir sonuç çıkarabilir miyiz? Siz bir şeyleri yapma potansiyeline sahipsiniz. O bir şeyleri yapsanız, pek çok insanın hayatına olumlu etki edeceksiniz. Tabiî o şeyleri yaparken yorulacaksınız, stres yaşayacaksınız, düzeniniz bozulacak. Ama çok kişiyi içine olacak o şeyi yapmazsanız, sahip olduğunuz potansiyeli insanlığın yararına kullanmamaktan doğan bir rahatsızlık yaşayacaksınız. O şeyi yapmamaktan dolayı meydana gelecek ciddi bir iç yıkım, beklentileri karşılayamamaktan doğacak olumsuz enerji, stres, sıkıntı sizin için çok daha kahredici, rahatsız edici ve yorucu olacaktır.

Onun için hayat içerisinde yaşı, şartları ne olursa olsun her insanın kendisi, ailesi, milleti veya insanlık için irili ufaklı pek çok sorumlulukları vardır. Hatta bazılarında milletin uyanışı anlamında ‘hayati nitelik’ de vardır.

Omuzundaki sorumluluğu yerine getirmeyenin hayat kalitesi düşüktür. ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydası dokunandır’ hakikati bize hayat kalitesinin nasıl arttırılabileceğinin yolunu göstermektedir.

Alanında zirvelere ulaşmış, ciddî başarılara imza atmış din büyükleri, devlet adamları, ilim adamları, spor, sanat adamları, hak ve hürriyet aşıkları v.b. hepsinin, diğer insanlara nazaran daha bilinçli adımlar attıkları, daha çok yoruldukları, ciddî stres yaşadıkları görülecektir.

Himmeti yüksek insanların, iç huzuru da yüksektir. ‘Kimin himmeti milleti ise, o tek başıyla bir millettir’ sözü, büyük yüreklilere, kendinden geçip, insanlığa kucak açanlara ne güzel de uyuyor.

Müslüman gençliğin imanı namına, bir değil bin Said’i de feda eden; tasa, gam, keder; hapisler, zindanlar, zehirlendirmeler, sürgünler yaşayan, ama bütün bunları çektirenlere -iman şartıyla- hakkını helâl eden bir yüksek ruhun yaşadığı mutluluk düzeyini hissedebiliyor musunuz?

Ebedî hayatları kurtarmak uğruna dünyevî kayıpları göze almak, fani yüksek makam, maaş, rütbe ve teklifleri reddetmek, ne kadar yüksek akıllı bir tercihtir. Ve hatta insanların fani hayatları heder olsa da, ebedî hayatı kurtaran adımlar atması ne kadar yüksek şuurlu bir tercihtir.

Peki ya bütün bunlar yapılmasaydı? Bunun ortaya çıkaracağı iç yıkım ne kadar dehşetli, ne kadar umumî vicdanı zedeleyici ve ciddî bir tahribat olacaktı. Bir küçük şeyi yapmamak, çok büyük bir şeyin meydana gelmesine engel olacaksa; o küçük, büyük kayıplara sebep olan bir büyük şeydir. Fabrikanın işlemesi, bir küçük düğmeye bakıyor. Onun için insan, benim bir ibadetimin, benim bir işi yapmamamın kâinatın işleyişi ile ne alâkası var diyemez.

Ne dersiniz, ‘İnsanın mutluluğu, mutlu ederken yorulduğu ve mutlu ettiği insanlar kadar mıdır?’

‘Of, puf’ rahatına düşkün insandan geliyor. Demek ‘fıtratı müteheyyiç insanın rahatı, say ve cidaldedir.’ Rahat ve huzur; çalışma, gayret ve mücadele oranındadır. Öyle mi?

Okunma Sayısı: 1571
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı