"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yaşasın şahs-ı manevî!”

Sebahattin YAŞAR
27 Şubat 2017, Pazartesi
Şanlıurfa’da, hafta sonumuzu, liseli, üniversiteli öğrencilerimizle birlikte kıymetli Prof. Dr. Ömer Önbaş kardeşimizle geçirdik. Kardeşimizden, ‘Alyuvarlardan Nurlara’ isimli seminerini dinledik.

Harika bir san’at-ı İlâhî olan insan bedeninin işleyişinden sosyal derslerin nasıl çıkarıldığına şahit olduk.

Nur penceresinden pozitif bilimlere nasıl bakılacağını müşahede ettik. Bir tıp doktoru olarak kardeşimiz, alyuvarların işleyişini bir Nur Talebesinin hayatıyla özdeşleştirmiş ve nuranî dersler çıkarmış. Tıbbın kanunlarına, nurun gözlüğüyle bakmış. Pek çok odun yığınları kabilinde olan bilgileri, iman nazarıyla görmüş ve nuranî hale getirmiş, ilme dönüştürmüş.

Nurun dersleri, Allah’tan bahsetmeyen muallimleri değil, okuduğunuz fenleri dinleyiniz diye talebelere ders veren Bediüzzaman gibi, herhangi bir pozitif bilimde ders alan talebenin, o dersleri nasıl dinlemesi gerektiğini ve mana-i harfi bakışı öğretiyor.

Ömer kardeşimiz, okuduğu Risale-i Nur derslerinde Nurların satırlarına sadık kaldı. Nuru, nurun satırlarıyla açarak, ‘Bu konu Risale-i Nur’un şu kitabında şöyledir, bu kitabında böyledir.’ diyerek, Nurlara ayine oldu.

Nur kardeşlerinin yanında, medresede kalmayı tercih eden Ömer kardeşimiz, gençlerin sorularına yine satırdan cevaplar verdi.

Gençler, Ömer kardeşimizin yakınlığını, her sorulan sorulara satırlardan cevaplar vermesini, Risale-i Nur eserlerinin bütününe hakim olmayı, her ele alınan konu ile ilgili ciddî ve zengin bir arşiv birikimi olan Yeni Asya’yı referans vermesini, şahs-ı maneviyi, istişareyi hep ön planda tutmasını çok orijinal bulduklarını ifade ettiler.

Ömer kardeşimizin okuduğu derslerde en çok dikkatlere sunduğu kelimeler, ihlâs, şahs-ı manevî, meşveret, hürriyet v.b. oldu.

 Kendisine teşekkürlerimizi sunarken, okuduğu dersi yaşayarak, ‘Bizde teşekkür yok, bizde tebrik var.’ diyordu.

Kendi cümlesiyle, ‘Bütün mesele cemaatin şahs-ı manevisi içinde yer alabilmek. Bütün mesele, yaptığımız ferdi işleri şahs-ı maneviye mal edebilmektir.’ diyordu.

Böyle ruh taşıyanlar için, ‘Kimin himmeti milleti ise o tek başıyla bir millettir’ hakikati gibi, ‘Kimin himmeti cemaati ise, şahs-ı manevî ise o tek başıyla bir cemaattir, bir şahs-ı manevîdir’ denilebilir.

Zübeyir Gündüzalp’te olduğu gibi, Risale-i Nurlar’da, dâvâda, Üstad’da, hizmetlerde fani olmak; fani hayatı bakiye tebdil etmek, ancak ihlâsla, sadâkatle, şevkle, istikametle hizmetlerde yer almakla mümkündür.

Ömer kardeşimizin de kurduğu cümlelerde, attığı adımlarda Nurun heyecanını, Nurun şevkini, Nurun istikametini, Nurun ihlâsını görmek, hissetmek mümkündü.

Rabbim kardeşlerimizi istikametten, ihlâstan, şahs-ı manevîden ayırmasın.

‘Aralarından ayrıldığınız topluluğun sizin hakkınızdaki kanaati, sizin nasıl bir kişi olduğunuzdan haber verir’ gereği; Ömer kardeşimiz de gerek cemaatimizden ve gerekse genç kardeşlerimizden; ‘Nurları okuyan, okuduklarını yaşayan, yaşadıklarını ihlâsla muhafaza eden bir ağabeyimiz duâlarını ve yaşayan bir Nur Talebesi unvanını aldı.’  Biz de, ‘Allah razı olsun’ diyoruz.

Gençler, ‘Ömer Abimizde, Risale-i Nurların yaşayan bir modelini, şahs-ı maneviye lâyık olmaya çalışan bir Nur Talebeliği hassasiyetini gördük.’ dediler.

Sevgili kardeşimizi şehrinize dâvet edip, o tatlı üslûbundan Nurların derslerini dinleyin.

Kıymetli Ömer kardeşimiz şehrimizden ayrılırken, dilinde yine o müştakı olduğu sihirli kelimesi vardı: ‘Yaşasın şahs-ı manevi!’

Evet, evet, dervişin fikri ne ise zikri de odur. Kim bu dâvâda da neyi daha çok dert ediniyorsa; fikri de, zikri de, hayatı da, ahreti de odur. Onun için nasıl yaşarsanız, öyle ölür, öyle haşrolur, öyle de dirilirsiniz. Kişiyi kelimeleri ele veriyor.

Binler tebrikler kardeşim! Sizin gibi Nurun kahramanlarıyla iftihar ediyoruz. Rabbim, aşıkı olduğun şahs-ı maneviden, ihlâs-ı tammeden ayırmasın! 

Okunma Sayısı: 1798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı