"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşı yokmuş (anneyi-babayı) özlemenin

Sebahattin YAŞAR
26 Eylül 2016, Pazartesi
Neler oluyor? Masamın başında adeta pinekleyip dururken, birden ciddî ve etkili bir duygu beni ayağa kaldırdı.

Kalktım ve beklemeye başladım.

Kendi kendime, ‘Neler oluyor?’ dedim.

Ortada hiçbir etken yokken birden gelişen bir duygu beni bulunduğum yerden kaldırdı ve birbiri peşi sıra güzel adımlar atmaya vesile oldu.

Tuttu kolumdan bir duygu ve beni kendine bağladı.

Neredeyse, her şey değişti, her şeye etki etti.

Az önce sessiz sedasız masaya yaslanmış oturuyorken, birden plan değişti.

Günün akışı değişti.

Kendimi, birbiri peşi sıra devam eden işlerin serüveni içinde buldum.    

Ne kadar güzel ve güçlü bir duyguydu.

Her şey durdu.

Bu duygu, ‘Annemi özleme duygusuydu.’

Anne özlemiydi yaşadığım.

Bu istek ve arzu ne çok şeyi değiştirdi. Planlar alt-üst. Adeta bütün uçuşlar iptal.

Anne, küçük çocuklar için güçlü bir unsur zannederdim. Meğer yaşı yokmuş anneyi özlemenin. Bu güçlü duyguyu yeni keşfettim.

Yoksa bu duygusallığım içinde olduğum yaşın sonucu mu onu da bilmiyorum. Ama bildiğim bir gerçek var ki, babam gitti gideli annem yalnız.

Annem, gerçekten yalnız. Evet ağabeylerim, ablalarım yanında, ama yalnızlık başka bir şey. Apar topar evimle de istişare edip bileti kestirdim.

Ne de iyi etmişim. Yaylada armutlar, üzümler, erikler olmuş. Hatta, şimdi pekmez zamanı. Her ayın armudu da farklı. Ekin zamanı ‘ekin armut’u, ekim zamanı ‘güz armut’u’, sonrasında ‘boz armut’. Hepsi güzel.

Anneme kavuşma ânı, ne kadar da özel. Çocuklarının babası, kocaman adamı bir bebek gibi ancak anneler kucaklar, sever, öper, koklar.

Babam gideli, bağı bozulmuş. Budama yok, sürme yok; o üzüm çubuklarıyla, daha fide olan ceviz ağaçlarıyla, artık yaşlanmış armutlarla konuşan yok, onları -bu yıl armudu olmasa da- seven yok.

Demek, sadece ölen bir insan olmuyor. 

Bir insan ölünce, ne çok şey ölüyor.

Bağın çevrili duvarlarının taşları dökülmüş. Eskiden düşen taş yerine tekrar konurdu, şimdi yok. Çünkü sahibi yok.

Evet, evet babamın bağını geziyorum, gerçekten burada bir şeyler eksik.

Şu elma ağacının gölgesinde babam saatlerce oturur ve türküsünü söyleyerek ağaçtan kaşık yapardı, meşgul olmayı severdi.

Geçtiğimiz yollarda babamın aşı vurduğu ağaçları gösterdi annem. Yine uğradığımız, -şimdi hiç kimsecikler olmayan- dam evlerin bahçelerinde babamın açtığı su kuyularını gösterdi.

Evet, evet, iyi ki gelmişim annemin yanına. Sımsıcak, güçlü mü güçlü bir duygu sardı beni. Mutlu oldum.

Hangi bir insan bir baba gibi bakar çocuğunun gözlerine.

Hangi bir kadın koklar çocuğunu bir anne gibi.

Ve ben bu bakışı özledim, babanın evlâdına bakışını.

Kimsecikler kimsenin yerine konmuyor.

Anneme koştum, çünkü babamı özlemiştim.

Bir baba duygusu ancak annenin yanında tatmin oluyormuş.

Seni çok özledim baba! Hüzünle değil, tekrar görüşme ümidiyle özledim.

Öyle büyük ki O, O’nun yarattığı bir kimsenin yerine hiç kimse konmuyor. Hiç kimse bir diğerinin özlemini gidermiyor.

Okunma Sayısı: 1620
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Çaresiz

    28.9.2016 20:37:33

    Benim de hayatımda bir kişi vardı ve mutluydum Şimdi o bir kişi gitti benim de hayatım bitti:(

  • SAİD HAKTAN

    26.9.2016 15:06:22

    SEBAHATTİN kardeşim elmalar,üzümler armutlar çok güzel...Bu bahçe nerede onu yazmamışsın...Bir de babalar ve anneler 5-10 çocuğa bakar da çocuklar o ikisine bakamaz...Çünkü bizler aynı evde idik.Anne babalar ayrı evdeler...Bizimkilerde dar-ül Bekaya göç ettiler.Ama bazan öyle aranıyor ki;o sert bakışları ve kurumuş dizleri...İnşallah ahirette cennet-ül firdevste buluşmak ümidiyle..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı