"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine yayan kaldık!

Sebahattin YAŞAR
26 Aralık 2016, Pazartesi
Yoğun günlerin ardından evime döndüğümde içimde farklı bir kapı açılıyor ve beni farklı bir dünyaya çağırıyor.

Ben de o dâvete icabet ediyorum.

Alıyorum günlük okuma kitabım Risaleyi ve kimsenin çok da uğramadığı ve aile içi trafiğin azaldığı zaman dilimlerinde, gecelerde özel okumalara geçiyorum. Bu okumalarda, özel sayfalar açıldığını hissediyorum.

Böyle özel saatlerde okurken, okuduğum kitabın satırlarının kıpır kıpır olduğunu, her kelimede bir titreşim bulunduğunu ve okudukça da o titreşime insanın kavuştuğunu hissediyorum.

Daha bir paragraf okumadan pek çok notların alındığını görüyor ve her kelimenin adeta ‘lütfen beni de tefekkür et’, ‘bendeki anlamı da oku’ diye sesler çıkardığını duyar gibi oluyorum.

Birileri hemen teşhis koymaya kalkmasın tabiî. Bu gerçekliği olan bir şey değil, sadece hissedişten ibaret.

Hani bir sokaktan geçersiniz, etrafınız sağlı sollu çocuklarla dolar, süslenir ve siz de kendinizi daha bir özel hissedersiniz, her varlığın size özel bir mesajını duyar gibi olursunuz ya. Bu da öyle bir şey.

Yüzlerce anlamın içinde yolculuk yapmak insana nasıl heyecan vermez? Sağınızdan solunuzdan bir şeylerin sizi dürttüğünü düşünseniz ya. Anlamlar da böyle bir şey.

Her varlığın sizin dünyanızda bir özel karşılığı var. Ve onlarla kendinizi daha bir özel hissediyorsunuz. Bir heyecanın, bir muhabbetin, bir manevî dalgalanmanın içinde buluyorsunuz kendinizi.

Bu, ancak yaşanarak hissedilen bir haz halidir.

Aynı duyguyu, İzmirli liseli gençlerle oluşturduğumuz grubun, her akşam 19.45 ile 20.00 arasındaki birlikte ailece özel okumalarında da hissediyorum. O saat gelince kendimi onlarca gencin ve ailelerinin manevî atmosferi içinde, bir yoğunlukta hissediyorum.

Düşünsenize, aynı saatlerde, aynı safiyeti taşıyan, aynı heyecan içindeki onlarca insanlarla, aynı bir ruh hali içerisinde, aynı müellifin eserlerini bir tefekkür gezintisiyle terennüm ediyorsunuz ve bir şahs-ı manevî havuzu içinde, bir şirket-i maneviyede, ortak bir yüksek amaç için okumalar yapıyorsunuz, muhteşemlik anlamında daha ne olsun, Allah aşkına!

Şimdilerde bu uygulamanın dışa açıldığını, daha çok dostların aynı anda okumalara geçtiğini hatta bazı gençlerin aile olan ablalarına, ağabeylerine konuyu anlatıp onların da ailece ortak havuza çalıştıklarını duyunca daha bir mutlu oluyorum, ciddî heyecan duyuyorum.

Tanımadığın, görüşmediğin, bilmediğin insanlarla ortak bir amaç etrafında, aşkla, şevkle çalışmak ne değişik bir şeydir.

Bilmem bu işin yaşla alâkası var mı, ama son zamanlardaki okuduğum bütün Nurun satırları aklıma, kalbime, kulağıma, dimağıma daha başka bir şeyler söylüyor.

Sanki daha bir özel olmaya başladık satırlarla. Bazı kelimelerin koluma girdiğini, bazılarının sırtıma bindiğini, bazılarının gönül tahtıma oturduğunu daha bir hissediyorum ve onları daha bir özel seviyorum.

Belki de kelimelerin insana bu kadar yakın durduğunu insan bu yaşa gelince anlıyor. Bu hal, sanki biraz da akıntıdan kenara çekilince gerçekleşiyor.

İnsan bazen de, çürük bir ağaca, yıkık bir duvara dayanır gibi; fani, aciz, zayıf, garip bir mahlûk olan insana dayanıyor, dünyalığa dayanıyor; yanılıyor. Bu, kolay anlaşılmıyor.

Oysa kenara çekilmek, yalnızlaşmak, içe dönmek, inziva gibi bir kopuş çoğu kez kendi gerçeğine götürüyor insanı.

Böylece insan kendine geliyor.

Yalnızlığın bundan daha güzel, daha anlamlı bir meyvesi olabilir mi?

Ben güya hiç değilse Nurun bir kelimesinin, bir satırının elinden tutup, mana yolculuğuna çıkacaktım, görüyorsunuz yine yayan kaldık.

Hakikatler ne de çabuk uçup gidiyorlar. Her seferinde bulutların ardına gizleniyorlar. Onun için ben de onları gecelerde arıyorum. Zaman zaman geceme ışık oluyorlar. Ben de onları seviyorum. Onların peşinde olmak bile güzel!

Okunma Sayısı: 1915
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    26.12.2016 14:00:12

    Diyecek söz bulamadım. Bir nefeste okudum yazıyı. Aynı duyguları hisseder gibi olurum bazen. Açılır kapılar, zaman zaman. Ve elbette ki nefsim o kapılardan yüzünü çevirmedikçe de hiç kapanmaz! İnşaallah hiç kapanmasın, yüzümüz de başkalara dönmesin!.. İstikamet üzere yaşatsın, Mevlâm!..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı