Aslında müspet anlamda hangi amaçla olursa olsun, ziyaretleşmenin insan üzerinde derin bir olumlu etkisi vardır. Ziyaret eden de edilen de bir memnuniyet hali içerisinde oluyor.
Zaten bizim toplumda ziyaretleşme önemini hiç kaybetmemesi gereken bir kültürel zenginliktir. Çünkü ziyaretle birlikte konuşma, görüşme, dertleşme, çözümler arama gibi onlarca sosyal fonksiyon gerçekleşiyor.
Tabii bu televizyonlar çıktı çıkalı, ziyaretleşmeler de ciddi oranda bir azalma meydana geldi. İnternetle, televizyonla insanlar biraz daha kabuğuna çekilmeye başladı.
Oysa teknoloji ile birlikte değişenler, gelişenler ne olursa olsun, birey, aile ve toplum için faydalı olan unsurlar yaşatılmaya, geliştirilmeye devam edilmelidir.
Yakın geçmişe kadar ‘akşam oturmaları’ diye bilinen bir ziyaretleşme yaşanıyordu. Ve bu ziyaretlerle birlikte toplum bireyleri, akrabalar ve komşular arasında ciddi, sağlıklı bağlar oluşuyordu. Pek çok konu konuşulup, bir neticeye bağlanırdı. Böylece dertleşme, yardımlaşma, dayanışma gibi pek çok faydalı adımlar kendiliğinden gelişiyordu. Tabii bu ziyaretleşmeyi değişik amaçlarla da düşünmek lazımdır.
Bugün, iman ve Kur’an hizmetlerinde önemli bir tebliğ zeminini ziyaretleşmelerin yaptığını söyleyebiliriz.
Gündeminde bir nur dersi de okumak olan insanların yaptıkları ziyaretleşmelerde bir araya gelmekler aynı zamanda ibadet haline dönüşebilmektedir.
Yani Allah için biraraya gelen, Allah için dertleşen, konuşan, tefekkür eden insanlar haliyle bir güzel niyetle, i’layı kelimetullah’a dönük bir manevi hizmeti de yapmış olmaktadırlar.
Özellikle de nur talebelerinin birbirlerini ziyaretleri, tam bir haftalık ders atmosferine dönüşüyor. Elbette insan biraraya gelince ister istemez, ülkedeki gelişmeler, cemaatteki gelişmeler, ailelerdeki gelişmeler gibi pek çok gündem maddeleri ile de bir bilgi, düşünce alış-verişleri söz konusu oluyor.
Burada, konuyla ilgili kıymetli Mehmet Kutlular ağabeyin mealen birkaç cümlesini de paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum. “Arkadaşlar mümkün mertebe birbirinize gidin gelin. Hiç değilse kardeşinizi televizyondan kurtarmış olursunuz. Hatta kendilerine haber vermeden gidin. Gidince belki biraz dizi falan takip eden varsa, ‘Nereden çıktı bu ziyaret?’ diyebilir, ama sohbet gelişip, dertleşme, dersleşme söz konusu olunca, sonunda, ‘Kıymetli kardeşim, ne iyi ettiniz de geldiniz yahu’ diyerek karşılıklı memnuniyetler söz konusu olacaktır.’ demekte idi.
Evet, bu asırda belki de en çok dikkat edilmesi gereken konu, ziyaretleşmenin de içinde olduğu ‘müfritane irtibat’tır. Yani neredeyse bu konuda aşırıya gidin anlamına gelen müfritane irtibat, neredeyse, ‘mümkün mertebe birbirinize gidip gelmeyin’ olarak uygulanmaktadır.
Netice ortada, irtibat azaldığı ölçüde, bireysel, ailevî sıkıntılar da artıyor. Belki de iyi niyetle ziyaretleşmenin altına, ‘Allah’ın rahmeti söz konusudur.’
O zaman bu rahmetten mahrum kalmamalıyız.