Cesareti ve kurnazlığı ile iştihar eden Richard, gönderdiği elçilerle meyve ve kar isteyerek Müslüman komutanları oyalarken yanına aldığı seçkin birliklerle dağlardan giderek Kudüs’ü bir tepeden seyretti. Kalenin muhasara ile alınamayacak kadar muhkem olduğunu görünce geri döndü ve savaşmaktan ziyade müzakere yoluyla netice alma cihetine gitti.
Kudüs emiri Âdil’i, kız kardeşi Joanne ile evlenmeye ikna ettiği takdirde şehre savaşmadan girebileceğini düşünen Richard, Âdil ile yaptığı görüşmede ona bu teklifi yaptı. Teklifin ardında başka maksatların olabileceğini düşünerek biraz mesafeli duran Âdil, Joanne’nin evlenmeyi onun dininden dönerek Hıristiyan olması şartına bağlaması üzerine teklifi reddetti.
Müzakerelerde istedikleri neticeleri elde edemeyen Frenkler topyekûn hücuma geçtiler ve Akka Kalesinde büyük gedikler açtılar. Açılan gedikleri kapatamayan ve kaleyi müdafaada zorlanan Akkalılar, Selâhaddin’in itirazına rağmen anlaşma şartlarını kabul ettiler.
Ve Akka Kalesi Frenklerin eline geçti.
Kudüs’ün fethinden sonra yaşadıkları bu ilk büyük kayıp Müslümanları endişelendirdi. Her ne kadar bazıları “Şehir düşse de İslâm kaybedilmemiştir.” diyerek kendilerini ve Selâhaddin’i teselli etmeye çalışsalar da Akka’da haçın, hilâlin bağrına hançer gibi saplandığının ve Müslümanların kan kaybetmeye başladığının farkındaydılar.
Bölgede İslâm’ın geleceğini tehdit eden tehlikeyi ilk fark eden kişilerden biri de Selâhaddin idi. Kendisine Müslümanlar nezdinde itibar kaybettiren bu hadisenin tesirini azaltmak için Akkalıların Frenklerle yaptığı anlaşmayı imzalamadı ve meseleyi sürüncemede bırakarak toparlanmak için zaman kazanmaya çalıştı.
Gerçi Akka’yı yakın zamanda geri almak gibi bir düşüncesi yoktu. Düşüncesi olsa bile buna gücünün yetmeyeceğinin farkındaydı. Onun için Akka Kalesine giren Richard’ı kaleden çıkarıp açık alana çekmenin bir yolunu aramaya başladı.
Teslim şartlarını Selâhaddin’in kabul edip etmediğini bilmeyen Frenkler onun kararını öğrenmek için elçiler gönderdilerse de Selâhaddin, çevrede sadece keşif ve gözetleme birlikleri bıraktığı, ordusunun ana unsurlarını görünür yerlerden çekerek Şfaram’a gittiği için netice alamadılar.
Akkalıların teslim şartlarını yerine getirmediklerini ve ödemeleri gereken fidyeleri ödemediklerini iddia eden Richard, Selâhaddin’i tahrik etmek için üç bin kadar Müslüman esiri Tel Kaysan yakınlarındaki düzlükte hunharca katletti.
Hıristiyan tarihçilerin bile nefretle yadettikleri bu hadiseden sonra Selâhaddin’in mukabelede bulunmadığını görünce, Müslüman ordularının dağıldığını zanneden Richard, fırsatı değerlendirerek Kudüs’e doğru yürüyüşe geçmek maksadıyla Ağustos ayının sonlarına doğru Akka’dan çıktı. Bir yanını sağlama almak için sahil boyunu takip ederek Caesarea’ya doğru ilerledi.