"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bölgede meydana gelen hadiseleri takibe aldı

Selahaddin YAŞAR
05 Mayıs 2015, Salı
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 44

Bu arada İslâm dünyasının içine düştüğü kargaşadan pay kapmaya çalışan Frenk kralı Amalrik, fırsattan istifade ederek Nureddin’in daha önce kendisinden almış olduğu Baniyas şehrine saldırdı ve kaleyi kuşattı.

Salih, meseleye müdahale edecek yaşta olmadığı için devreye Nureddin’in dul eşi girdi ve Amalrik’e elçi göndererek para mukabilinde anlaşma teklif etti. Zaten bir hayli hasta olan Amalrik, Selâhaddin’in kuşatmayı haber aldığı takdirde kendisine karşı harekete geçeceğini de düşünerek anlaşmayı kabul etti ve kuşatmayı kaldırıp askerlerini Taberiye Gölünün kıyısına çekti. 

Gerçekten de Selâhaddin, Amalrik’in Müslümanlara karşı saldırıya geçtiğini ve Baniyas Kalesini kuşattığını öğrenince ordusu ile harekete geçmiş ve dört gün boyunca hızlı bir şekilde yol alarak Fakus’a varmıştı. 

Orada Nureddin’in eşinin, Suriye adına hareket ederek külliyetli miktarda para mukabilinde Amalrik’le anlaştığını öğrenince çok üzüldü. Böyle bir anlaşmanın “Allah’a, Onun Peygamberine (asm) ve bütün mü’minlere itaatsizlik” olduğunu düşündüğü için, Kadı İbn Ebi Asrun’a, içinde bulunduğu ahvali anlatan bir mektup yazarak tepkisini dile getirdi. 

“Yürüyüşümüzü tamamlarsak, bizim hakkımızda istemediğimiz şeyler düşünülecek. Öbür yandan hiçbir şey yapmadan otursak, düşman, barış anlaşmasının kapsadığı diğer hudutlardan uzak değildir. Kuvvetlerimizi dağıttığımız takdirde onları sonra yeniden toplamak kolay olmayacaktır. 

“Şemseddin Ali ve kardeşlerine (Banu’l-Daya) tehlikeleri haber vermek için bir mesaj göndermeye karar verdik. Düşman, kendilerine güç katan parayı kullanarak Harim’e doğru ilerler korkusuyla adamlarımızı dağıtmadık. Bizim dağılmadığımızı bildikleri müddetçe ilerlemekten cayacaklardır.” Selâhaddin’in hadiselerden kendisinin haberdar edilmemesine üzüldüğünü ifade eden bu sitemli mektubuna, İmadeddin çeşitli mazeretler ileri sürerek cevap verip sakinleştirmeye çalıştı ise de o, temkinli bir tavırla bölgede meydana gelen hadiseleri takibe devam etti. 

Suriye’deki gruplardan herhangi biri güçlenip kontrolü sağlamadan Şam’a girmek isteyen Selâhaddin, bunu ülkeyi istilâ ederek de yapabilirdi, ama o takdirde Müslümanlar böyle bir harekete müsamaha ile bakmayacaklarından, oraya savaşsız girmenin bir yolunu aramaya başladı.

Aslında Suriye’ye savaşmadan girmenin bir değil, iki yolu vardı. Ya ülke Frenklerin saldırısına maruz kalacak, kendisi de onları ülkeden çıkarmak maksadıyla girecekti ya da oradaki gruplardan biri kendisini ümmetin birliğini sağlaması için davet edecekti. 

Fakus’tan döndükten sonra kuvvetlerini dağıtmayan Selâhaddin, Frenklerin Suriye’de bir yere saldırmalarını yahut da oradan davetin gelmesini beklerken dizanteri hastalığına yakalanan Amalrik 14 Temmuz 1174 tarihinde Teberiye’de öldü. Yerine cüzam hastalığı çeken oğlu Baldwin geçti. 

Bunu haber alan Selâhaddin, kral Baldwin’e, “Bir hanenin efendisi, komşularını kaybetmekten ancak üzüntü duyabilir. Kral bilmelidir ki babası gibi ona da içten bir muhabbetimiz vardır. Bize güvensin.” gibi samimi ifadelerin yer aldığı bir taziye mektubu gönderdi. 

Okunma Sayısı: 893
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı