"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fâtimî Sultanı Ubeydullah

Selahaddin YAŞAR
29 Mart 2015, Pazar 21:20
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 8

Ubeydullah isimli bir zat tarafından kurulmuştu bu devlet. Peygamberimizin (asm) soyundan geldiğini iddia ederek devletine, Peygamberimizin (asm) kızı Hazret-i Fatıma’ya izafeten Fatımî adını veren Ubeydullah, Şiî mezhebine mensup olduğu için, Sünnî Abbasî halifesinin hilâfetini tanımamıştı.

Şam taraflarında halifeliğini ilân eden Ubeydullah, Bağdat’ta bulunan Halife Muktefî Billâh’ın güçlü bir ordu ile mukabele etmesi üzerine orada daha fazla kalamayacağını anlamış, adamları ile birlikte Kuzey Afrika’ya geçerek fikirlerini yaymaya çalışmıştı.

Bölgedeki Müslüman ahalinin, anlattıklarına fazla itibar etmemesi ve iddialarını ciddiye almaması üzerine Tunus’a gitmiş, ele geçirdiği bölgede kurduğu Mehdiye şehrini merkez yaparak 910 yılında Şiî Fatımî devletini ilân etmişti.

Zamanla Trablus, Tunus, Cezayir, Sicilya taraflarını alarak genişleyen Fatımîler, El-Muiz’in hükümdarlığı sırasında Mısır’ı ele geçirip Kahire’yi merkez yapmışlar ve Arabistan’ı, Suriye’yi, Yemen’i, Filistin’i alarak 1058 senesinde Bağdat’a girmişlerdi. 

Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyin müdahale etmesi üzerine 1059 yılında Bağdat’ı terk etmişler, Suriye’de de tutunamamışlar ve Mısır’a çekilerek yeniden askerî, iktisadî, içtimaî güç kazanmaya çalışmışlardı.

Fatımîlerin maksadı da İslâm birliğini sağlamak ve güçlü bir ordu kurup Kudüs’ü kurtarmaktı. Onun için sadece Sünnî Müslümanlarla mücadele etmekle kalmamışlar, sık sık haçlılarla ve Kudüs’teki Lâtin Krallığı ile de savaşmışlardı. 

Fatımî halifeleri son zamanlarda vezirlerin idarî işlerine pek müdahale etmediklerinden devletin işleyişi büyük ölçüde vezirlere bırakılmış ve ülkede bir nevi vezir saltanatı başlamıştı.  

Mısır’da Firavunlardan kalan teamüle göre bir veziri öldüren kimse onun halefi sayılıp yerine geçtiğinden, bu mücadele çoğu zaman vezirlerin hayatlarına mâl olurdu. Onlar da mücadeleyi kazanmak için kendilerine bağlı ordular kurarlar ve Hıristiyan krallardan yardım istemek de dâhil her yola başvururlardı. 

1160 yılında, El-Adid Lidinillah henüz on bir yaşında iken halife olunca vezirler arasındaki mücadele iyice kızışmıştı. 1163 tarihinde vezirliği Ruzzik’ten devralan Şaver ile Ruzzik tarafından desteklenen Dergam arasındaki mücadelede Dergam, Kudüs Kralından yardım istemişti.  

Fatımîlerin içine düştükleri zafiyetten istifade etmek isteyen Hıristiyan Lâtin Kralı, ona yardım etmek bahanesiyle Mısır’ı ele geçirme hesapları yapmaya kalkınca, Şaver gizlice Suriye’ye giderek zamanın en güçlü hükümdarı olan Nureddin Zengî’ye yaşanan hadiseleri anlatmış ve kendisine yardım etmesini istemişti.

Okunma Sayısı: 1943
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı