"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanlara alışkın olmadıkları kadar adâletle hükmetti

Selahaddin YAŞAR
18 Nisan 2015, Cumartesi
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 27

Fakat değişmesi gereken sadece onlar değildi. Kendisi de artık Mısır’a vezir olduğunu, ülkeyi idare edecek makama oturduğunu, o sıfat ve makam ağır mükellefiyetler taşıdığından her hâlinin, her hareketinin, taşıdığı makamın vakarına uygun olması gerektiğini düşünerek hayatının akışına çeki düzen verme ihtiyacı hissetti. İlk olarak, “hoyrat arkadaşları” ile zaman zaman yaptığı aşırı hareketlere ölçü koydu. Yanlış alışkanlıklarını terk etti, bazı alışkanlıklarını bıraktı. 

Sık sık ulema meclislerini topladı, musıkî fasıllarına katıldı, halkın arasına karışarak devletle halkın kaynaşmasını sağlamaya çalıştı.

Ekseriyeti zenci askerlerden meydana gelen ve şehrin değişik yerlerinde karargâh kurduğundan çevredeki halkın huzurunun bozulmasına sebep olan yüz bin kişilik Fatımî Ordusunu Kahire’nin dışında yaptırdığı karargâhlara taşıyarak şehri de, halkı da rahatlattı.

Ahalinin yaşayışına aşina oldukça devletin halka karşı yaptığı yanlışlıkları daha iyi anladı. İnsanların maddî sefalet içinde yaşadıklarını ve adalete muhtaç olduklarını görünce, adaletin olmadığı yerde huzurun, mutluluğun da olmayacağını; fakirliğin, cehaletin insanları soyguna, talana, yalana mecbur edeceğini bildiği için işe adaleti tesis ederek başladı.

Bütün İslâm devletlerinde olduğu gibi Eyyubî adalet sisteminin esasını da Kur’ân ve sünnet teşkil ediyordu. Şeriatın yanı sıra örf, âdet ve geleneklere dayanan hususları da Zengîlerin, Fatımîlerin kanunlarından faydalanarak sağlam esaslara bağladı. 

Halkın cehaletten kurtulması, ulemanın da dini doğru öğrenip yaşayarak uygulaması için eğitime önem verdi. Fatımî devleti zamanında kurulan ve Hazret-i Fatıma’nın Zehra sıfatına izafeten Ezher adı verilen Camiü’l-Ezher gibi medreselerin ihtiyaçlarını giderdi, sayılarını arttırdı.

Hukukî meseleleri ekseriyetle kadılara ve divan-ı adliye tabir edilen dairelere bıraktı. Kendisinin karar vermesi gereken dâvâlarda ise “Af hususunda hata etmek, haklı olarak cezalandırmaktan daha çok hoşuma gider.” diyerek affetme cihetine gitti.   

Vergi hususunda da adaleti sağlamaya çalıştı. Hazinenin gelir kaynakları hızla azalmasına rağmen devletten ziyade halkın menfaatlerini gözetti ve önceki vezirler tarafından konan ağır vergileri indirdi, lüzumsuz yasakları kaldırdı. 

İnsanlara “alışkın olmadıkları kadar adaletle muamele etmek” Selâhaddin’in, Mısır halkının gönlünü kazanmasına yetti. Adaletin tesisine o kadar itina gösterdi ki, kendisini bile kanunlar karşısında yalnız Müslümanlarla değil, Yahudiler, Hıristiyanlar ve sair dinlerin mensupları ile de eşit saydı. 

Bir gayrimüslimle muhakeme olunması gerektiğinde, sultan sıfatını bırakıp hükümdar kaftanını çıkararak, muhatabı gibi sıradan bir vatandaş kimliğiyle kadının karşısına çıkmakta bir beis görmedi.

Meselâ yirminci yüzyılın başlarında Şark aşiretlerine meşrûtiyetle, hürriyetle gelecek olan adaleti, eşitliği anlatan Bediüzzaman Said Nursî’nin; Müslüman ahaliden birinin itiraz mahiyetinde sorduğu “Gayrimüslimlerle nasıl müsavi olacağız?” sorusuna, “İmam-ı Ali’nin (ra) adî bir Yahudi ile muhakemesi ve medar-ı fahriniz olan Selâhaddin-i Eyyubî’nin miskin bir Hıristiyan ile mürafaası sizin şu yanlışınızı tashih eder zannediyorum” diyerek adâlet karşısındaki eşitlikte örnek gösterdiği gibi, kendisinden dâvâcı olan miskin bir Hıristiyanla yüzleşerek muhakeme edildi.

Okunma Sayısı: 883
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı