"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mısır’ı müdafaa etmeye kararlıydı

Selahaddin YAŞAR
03 Mayıs 2015, Pazar
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 42

Fakat teftişini tamamlayıp Kahire’den ayrılan El-Muvaffak ve elçi Şam’a varmadan Nureddin, 1174 yılında ânî bir kararla adamlarını topladı. Diyarbakır, Musul, Cezire gibi değişik kalelerde bulunan takviye birliklerini vazifeye çağırarak sefer hazırlıklarına başladı.

Nureddin’in, Mısır hakkında Muvaffak’ın hazırladığı raporları okuyup gönderdiği hediyeleri, parayı aldıktan ve elçisi ile görüştükten sonra kendisine karşı takındığı sert tavrın biraz yumuşayacağını ümit eden Selâhaddin, onun gönderdiği murakıbın raporlarına bile bakmadan asker topladığını öğrenince herhangi bir telâşa veya korkuya kapılmadı.

Saldıran Frenkler de olsa, Suriyeliler de olsa Mısır’ı müdafaa etmeye kararlı olan Selâhaddin, Kahire yakınlarındaki Birketü’l-Cubb’ta karargâh kurdu. Birliklerini orada topladı, gerekli olan bütün tedbirleri aldı ve gelişmeleri oradan takip etti. 

Sefere çıkmadan önce, tek oğlu El-Salih’in sünnet düğününü yapan Nureddin, sünnet şenlikleri için yapılan cevgân oyununa katıldı. Oyun esnasında müthiş bir sinir krizine yakalanınca hemen Şam’a geri döndü, hastalandı ve yatağa düştü. 

“Hacamat yaparak vücuttan biraz kan almamız gerekir.” dedi hekimler.

“Altmış yaşında adama hacamat yapılmaz.” diye itiraz etti Nureddin. 

Hekimler, hastalığın tedavisi için behemehâl hacamat yapılması gerektiğini düşünüyorlardı. Fakat onun ileri görüşlü, zeki, cesur, âdil ve müşfik bir hükümdar olmasına rağmen böyle hâllerde insanı korkutan şiddetli kararlar verdiğini bildiklerinden tekliflerinde ısrar etmediler. 

Neticede, bir hafta kadar hasta yatan Nureddin Zengî, 15 Mayıs 1174 tarihinde Şam’da vefat etti. 

Suriye’nin güçlü hükümdarı Nureddin Zengî’nin ânî ölümü, yalnız ülkesinde değil, bütün bölgede büyük kargaşaya sebep oldu. En fazla karışıklık ve kaos da Suriye’de meydana geldi.

Nureddin öldüğünde oğlu Salih on bir yaşında olduğundan henüz babasının yerine geçme iradesine sahip değildi. Hükümdarın boşluğunu doldurması beklenen yeğeni ve damadı İmadeddin Zengî, Sincar’da; Seyfeddin Gazi ise Musul’da idi. Onlar da idarî ve itikadî yönden zayıf karakterli kişilerdi. Bu yüzden ilk anda idareyi, Banu’l-Daya diye adlandırılan kardeşler topluluğu ele aldı. 

Ülkedeki Sünnî gruplar, Banu’l-Daya’yı desteklerken Şiîlerin ekseriyeti İbnü’l-Kaşşâb’ın yanında yer aldı. Vezir Adl İbnü’l-Acemi, hazinedar İsmail ve hizmetkârların reisi gibi güçlü memurlar, önceleri bağımsız kalma temayülü içine girdilerse de, sonradan beraber hareket etme cihetine gittiler.

Devletin merkezi olan Şam’da bulunduğu, Nureddin’in oğlu Salih kontrolleri altında olduğu ve hükümdar ailesinin üyelerinden destek gördüğü için ülkedeki grupların en güçlüsü olarak kabul edilen memurlar topluluğu, İbnü’l-Mukaddem’i ordu komutanlığına getirerek kargaşaya son vermeye çalıştı. 

Okunma Sayısı: 694
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı