"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zenci askerlerin isyanı bastırılıyor

Selahaddin YAŞAR
20 Nisan 2015, Pazartesi
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 29

Vezir Selâhaddin’in, Suriye’den getirttiği ağabeyine, kardeşlerine, akrabalarına ve arkadaşlarına makam, imkân ve toprak vermesi, ona hep muvakkat gözü ile bakan Mısırlı muhaliflerini telâşlandırdı. Bu faaliyetlerin, onun Mısır’a temelli yerleşmeye çalışmasının tezahürü olduğunu düşünerek karşı koymanın yollarını aradılar. 

Aralarında yüksek rütbeli askerlerin ve emirlerin de bulunduğu muhalifler, saray müfettişi Mü’teminü’l-Hilâfe’nin etrafında toplandılar. Hilâfe, emrine girmeye hazır elli bin kadar zenci ve yerli asker olmasına rağmen Selâhaddin’i tek başına yenemeyeceğini bildiğinden, eski vezirlerin yaptığı gibi Frenklerden yardım istemeye karar verdi. 

Mü’teminü’l-Hilâfe’nin Amalrik’e gönderdiği elçiyi yakalayıp mektupları ele geçiren Selâhaddin, onun Frenklerle irtibat kurmasına fırsat vermemekle birlikte, yaptıklarını bildiğini Hilâfe’ye hissettirmedi ise de, onun hareketlerinden şüphelenen Hilâfe, kendisini orada daha güvende hissettiği için sarayından ayrılmadı. 

Aradan biraz zaman geçince meselenin unutulduğunu zannederek saraydan ayrılan Hilâfe, Kahire’nin on beş kilometre kadar dışındaki köşküne gitti. Orada da isyan etmek için fırsat kollamaya devam edince, Selâhaddin’in adamları tarafından öldürüldü.  

Liderlerinin öldürüldüğünü haber alan muhalifler, sarayların arasındaki büyük meydanda toplanarak mukavemete hazırlandılar. Onlara zenci birlikler de katılınca Suriyelilerin karşısında güçlü bir ordu meydana geldi. 

Muhaliflerin hazırlıklarını zamanında haber alan Turan Şah, meseleyi kardeşine anlattı ise de, böyle bir hareket beklediğinden gerektiğinde müdahale etmek için tedbir alan Selâhaddin, isyanın ardında halife El-Adid’in olup olmadığını merak ettiğinden onlara saldırmak yerine bekleme cihetine gitti.

Vezir sarayı ile sultan sarayının arasındaki meydanda başlayan çatışmalar sırasında, halifenin emrindeki Ermeni okçular, Suriye birliklerine ok atmaya başlayınca Turan Şah birlikleri ile saldırıya geçti. 

Zenci askerler meydandan sokaklara doğru kaçmaya çalıştılarsa da sokakların Selâhaddin’in birlikleri tarafından tutulduğunu görünce iki kuvvet arasında sıkışıp kaldılar. Son bir hamle yapıp çemberi yararak yaşadıkları Mansuriye Mahallesi’ne gitmek istedilerse de yurtlarının Suriye birlikleri tarafından yakıldığını öğrenince aman dilemek zorunda kaldılar. 

Selâhaddin’in canlarını bağışlaması üzerine Kahire’den çıkarak Cize’ye doğru çekildiler. Zenci askerlerin verdikleri sözlere güvenmeyen ve kuvvetlerini toplayıp yeniden saldırıya geçeceklerini düşünen Turan Şah, onları Nil Nehrinin kıyısı boyunca takip ederek ânî baskın ve saldırılarla dağıttı.

Zenci isyanının, 23 Ağustos 1169 tarihinde başarı ile bastırılması Selâhaddin’e ve askerlerine güven verip cesaretlerini arttırırken askeri, emiri, eşrafı ile bütün Mısırlı muhalifleri öylesine korkuttu ki, bir daha isyan etme teşebbüsünde bulunamayacak hâle geldiler.

Okunma Sayısı: 1233
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı