“İttihad” ve “Yeni Asya”nın kuruluşunda rahmetli Zübeyir Gündüzalp Ağabeyimizin büyük gayretleri olmuştur. Abimiz meşhur Galata Köprüsü üzerinde gelip geçenlere bizzat gazete satışında bulunmuştur. Bizlere de bu konuda örnek olmuştur.

Ben de emekli bir eğitimci olarak Bayburt’ta bulunan genç Nur Talebelerinin neşriyatımızla ilgili yaptıkları çalışmalarını tebrik ediyor, hizmetlerinde başarılar diliyorum.

Öğretmenlik yıllarımda İstanbul’a gitmiştim. Yeni Asya Gazetesi’nde çalışanları ziyaret ettim. Şaban Döğen kardeşimizle sohbet ettik. Bana 20 adet “İlimlerin Dili İle Allah” isimli kitabını verip satmamı istemişti. Ben sosyal yönüm zayıf birisi olduğum için tanıdığım öğretmen arkadaşlarıma verdim. Daha sonra 50 adet daha istedim. Yaz tatili boyunca da daha fazla kitap siparişi verdim. Esnafların dükkânlarına girerek kısa bir kaç cümle ile kitapları tanıtıyordum. Alıp almamasına hiç önem vermiyordum.

Daha sonra devlet dairelerini dolaştım. Bir savcı benden on takım (20 adet) “Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi” istedi ve üst düzey memurlara vereceğini söyledi. Bu şekilde yaz tatili boyunca poşetle kitap satışına devam ettim. “İlimlerin Diliyle Allah” kitabından 600 adet, “İslâm İlim Öncüleri Ansiklopedisi” ile beraber 1500 adet kitabı insanlara ulaştırdım.

Bir gün bir kitapçıya uğradım ve orada “İlimlerin Diliyle Allah” kitabını gördüm. Satış durumunu sordum. “Hocam, bu kitap istediğimiz gibi gitmedi” deyince “Ben bu kitaptan 600 adet sattım” dedim. O da bana “Hocam demek ki sen bu kitapla bu şehri doyurmuşsun” dedi.

Allah’a binlerce şükür olsun ki bize hizmet etme şevki vermiş ve sebat, metanet ve istikametle hizmet etmişiz. Demek ki şevk, sebat ve metanetle yapılmayacak hizmet yoktur. Bizim arkamızda dâvâmızın haklılığının verdiği güç ve kuvvet var. Bizim vazifemiz sadece kısa, net ve cümlelerle kitabı tanıtmaktır. Hırsa ve kanaatsizliğe kapılmadan bu vazife yapıldığı zaman muvaffakiyeti yüce Allah nasip etmektedir.

Cennet ucuz değil; Cehennem de lüzumsuz değil... İnsan küçük engellerle karşılaşabilir. Ama bunu şevkle, metanetle ve gayretle açmasını bilmeli, küçük şeylere takılıp kalmamalıdır. Vazifemiz muhtaç olanları iman ve Kur’ân hakikatleri ile tanıştırmak olmalıdır. İnşallah istikbal İslâmındır. Bediüzzaman “Ben acele ettim kışta geldim, sizler Cennet-asa bir baharda geleceksiniz!” demiyor mu? “Şimdi ekilen Nur tohumları ileride çiçekler açacaktır” buyurmuyor mu? Vazifemiz tohum ekmektir. Bu da bir gazete, bir dergi ve bir kitapla atılacaktır. Ner bir neşriyat bir tohum gibidir. Baharda mutlaka neşv-ü nema bulacak ve bizlere de sevap kazandıracaktır.

Allah bu hizmete katkıda bulunan bütün genç ve yaşlı kardeşlerimizden razı olsun ve hizmetlerini daim eylesin... Bayburt’lu gençlere benzer diğer gençleri de çoğaltsın... Amin.