"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yastıklar gözyaşı kokuyor...

Selim GÜNDÜZALP
02 Kasım 2014, Pazar
İnsan düşünür.

Gece ayrı düşünür, gündüz ayrı düşünür.

Bir daha mümkün değil yeniden yaşamak.
Ne bir hayatı 
Ne de bir anı..
Onu da düşünür.
Eğilir, elinde tahta bir çubuk…
Akşamdan kalan yağmurun oluşturduğu su birikintisinin üstüne
bir şeyler yazmaya çalışır.
“Hayata ne kadar benziyor” der.
Düşünür…
Yazdığını kendisinden başka bilen, gören yok.
Ağaçta kendini,
Yaprakta kaderini arar.
Değişen mevsimlerde geçen günlerini arar.
Bir dost arar içten bir sıcaklıkla elini sıkacak…
Konuştuğunda ona hayatı anlatacak…
Eksiklerini, kusurlarını söyleyecek bir dost arar insan.
Onu da düşünür.
Öyle herkesle konuşmak kolay değil, lâf olsun diye…
Düşünce de, kendini duyurmak ister.
Dost arar seslenecek.
Hedefine varmak ister.
Düşünce güzelse; hedefe varıyorsa dosdoğru bir ok gibi,
Mükâfatı da içindedir.
Yaralar sarılmaya başlar.
İnsan, doğru ve sağlam düşüncenin izini sürerek olgunlaşmaya,
Derlenip toparlanmaya başlar hemen.
Şuur lambası yandı mı, uyandı mı, 
Her şey değişir birden.
Yeni biçilmiş tazecik çimenlerin kokusunu hisseder..
Düşen bir yaprağın öyküsünü duyar,
Bir bebeğin,
Bir kedinin sesini fark eder..
Güzellik fark etmekle başlar..
Hissetmekle sürer..
Duyguları uyanmamışsa insanın
O vakit
En derin uykuların koynundadır..
Hangi güneş onu uyandırır, kim bilir…
Farkın da farkında olmak..
Yakışıyor insana…
İnanan bir insana en çok yakışan da bu..
Ülfet ve gaflet perdelerini yırtmak..
***
Karşı tepelerden güneşin doğduğunu da görür…
Konuşur ışıklarıyla.
Fanilik her yanı sarmış.
Her yer, ötelerden haberci.
Her şey gidiyor, akıyor oraya doğru.
Gün başlar bitmek için;
Güneş doğar batmak için…
Hayat denilen daire tamamlanır bir gün.
İnsan orta yerde düşünüp durur her gün..
Günahlarının çokluğunu, yaşadığı yılların ağırlığını üzerinde hisseder.
Silmek ister tövbe silgisini eline alıp,
O kara tahtadaki eğri büğrü işaretleri…
İç düzelmeyince dış da düzelmiyor.
Yolların bir yerde kesiştiği gibi,
Duygular düşünceler de kalpte kesişiyor.
Bahar temizliği evlerin içinden değil,
İnsanın içinden başlamalı.
Gecikmeden ve hemen...
Düşüncesizlik, içten içe kemiriyor hayatı
Düşünce ağır bir sorumluluk,
Düşünce,
Bir defa düşünce insanın içine,
Olgunlaştırıyor ruhu.
Damla damla yüreğine sindirmek var yaşadığın hayatı…
Yağmur gibi yaşamak var,
Kar gibi yaşamak var,
Rüzgâr gibi yaşamak var…
Mesafeleri bir yudumda içip aşmak var
Bulutların ötesinde uçup kartallaşmak var.
Sonsuzluğun penceresinden ebede bakıp,
Derin derin nefes almak var.
Ruh sevdalısıdır maviliklerin
Ve engin göklerin..
Bedene hapsolmuş ruh, özgürlüğünü bulur oralarda,
Düşünce çiçek açar bulutlarda.
Kokladığımız bir çiçek neler anlatır bize, neler…
Bir kuş ya da bir kelebek..
Bir damla su..
Duyulmamış neler söyler kim bilir, neler…
Onların söylediğini söylemek isterdim size ey insan kardeşler…
Uyandırmak isterdim sizi
Ama ne çare ki, kendim uykulardayım…
Kulağım, kalbimin sesinde...
Dilimde hiç söylenmedik sözler olmalıydı
Onları söylemek isterdim size…
Besmeleyle başlamak isterim
Yaradan’ın adını kulağınıza fısıldamak isterim.
Odalar dolusu karanlığı bir damla ışık nasıl çekerse içine,
Öyle çekmek isterdim içinizdeki kederleri, buz gibi düşünceleri…
Isıtmak isterdim içinizi…
Derdiniz ne ise dinlemek isterdim.
Bakın şu güzelliğe, bakın derdim.
Bir gün, asla bir gün değildir hayatta.
“Allah için oldu mu bir gün, ebedî bir gündür” derdim.
Konuşabilseydim sizinle…
Biliyorum, yastıklarınız gözyaşı kokuyor şimdi…
Biliyorum, içinizde bahar özlemi var…
Aynı duyguları paylaşıyorum.
Yepyeni bir güneş, bir hayat doğsun istiyorum içime…
İstiyorum..
Aynı duyguları taşıyorum sizinle…
Biliyorum..
Onun için konuşmak istiyorum sizinle…
Konuşuyorum.
Gözünüze ilk ilişen her ne ise,
O güzelliğin belki de bir merhabasıdır içinize..
Bir işaret bekleyen size..
Bu sabah erken uyanalım.
Bir gökkuşağıyla uyanalım.
Gözümüzün değdiği yerde çiçekler açacak,
Semaya doğru uzattığımızda avuçlarımızı, şafak sökecek…
Işıklar üzerimize serpilecek…
Konuşmaya başladığımızda Rabbimizle…
Düşünce hedefine vardığında dosdoğru bir ok gibi,
Yeni bir sayfa açacak hayatımızda tövbeler.
Sanki daha önce böylesi hiç yok gibi…
Yepyeni bir sayfa, yepyeni bir hayat…
Ne kaldı şunun şurasında ömürden geriye…
Hiç olmazsa bugünü dolu dolu yaşamak varken,
Yepyeni bir sayfa açmak varken,
Allah ile olmak varken,
İçinden çıkamamak, yataklardan kalkamamak niye?
Bir adım at, bir pencere aç, bir selâm ver…
Gözkapaklarını ağır ağır çevir, ilk defa bakıyormuş gibi bak…
Hayatın içinden seni de kucaklayacak dost sesler bulacaksın..
Kolay değil kendini uyandırmak..
Kolay değil yattığın yerden doğrulmak..
Uyan ki uyandırasın…

Geceler uykudan uyan
Gizli sırlar olsun ayan
Mahrum kalmaz Allah diyen
Yalvar kul Allah’a yalvar
                          - Yunus Emre

Günleri birbirine benzer olmaktan kurtarmak
Biricik işimiz olsun bugün,
Ömrümüzün en güzel işi olsun bugün..
Haydi bismillah…
Haydi Ya Allah
Gününüz mübarek ola..
Cümle günahlar affola..

“Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur; bir rüyâ gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider.”
(Sözler, 193)

Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Rasûlallah…

Okunma Sayısı: 3270
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı