"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İki yıl sonra ben”

Selim Said
25 Haziran 2017, Pazar
Şehir içinde yolculuk yaparken her şey bir anda oldu.

Tramvay tıklım tıklım doluydu. İneceğim durağa bir durak kalmıştı. Ayaktaydım, yanıbaşımda iki tane liseli kız. Tahmini liseyi bitirmelerine iki yıl kalmış olmalı. Telefonlar ellerinde sosyal medyada geziniyorlar. Hemen yanı başımda cereyan ediyor bu olay, biri diğerine telefonundan bir fotoğraf gösteriyor. Gözüm ilişiyor fotoğrafa, dekolteli bir manken fotoğrafı… fotoğrafı gören arkadaşının yorumu ise “iki yıl sonra ben” oluyor.

Beynimin bir an yandığını hissettim.

İçimde bir bir kelimeleri sayıkladığımın farkına vardım. Sonra beynim azıcık soğumaya başlayınca, aklıma gelen cümlenin Bediüzzaman Hazretleri’ne ait olan, “Bana, ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, îmânım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmânımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!” deyişiydi.

Gençlik gidiyor…

“Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek...”

Bediüzzaman’ın uyarıları ne de müthiş, okudukça üzülüyorum çünkü acıyorum. Seviniyorum, çünkü böyle bir eseri yazdırana şükrediyorum. Tramvaydaki o psikolojide olan bir gencin aile yapısı, arkadaş ilişkileri ve ileride topluma yararı ne olacak diye düşünürken; insanın aslında çok değerli bir varlık olduğunu zihnimde tahayyül ediyorum. Biz bu dünyaya boşu boşuna gelmedik. O kızcağız da buraya defileliğe gelmedi.

İnsanın bu dünyaya geliş amacı ne ola ki? Bir definelik hazine varken bir defileliğe mi satsın ahiretini o kızcağız?

Satmasın. Sattırmamalıyız.

Çoğu gençlerimiz manevî bocalamadalar. Daha neyi neden yaptığının farkında bile değiller. Bu dünyanın varoluş hikâyesini birileri anlatmalı onlara.

Kendini tanımayan bir gencin inançlarını sorgulamak düşünülemez. Öncelikle gençlerimize kendilerini keşfetmelerini ve müthiş teçhizatla donatılan mükemmel bir varlık olduklarını anlatmamız gerekiyor. O mükemmel varlığın değeri beş kuruş olmamasını öğretmek hedefimiz olmalı.

Bediüzzaman’ın talebesi Zübeyir Gündüzalp’in “Bir genç dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lâzım gelir” ifadesi aslında bu durumlara karşı hassasiyetin ne denli olması gerektiğini gözler önüne getirmiştir.

Ben dersimi aldım.

O yüzden: Bismillah.

Okunma Sayısı: 1463
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı