Mübârek tatlı meyveleri bulunan ağaçlara taş atanlar çok olur. Evet meyveli ağaç taşlanır.
Ruhun şâd olsun Türkiyenin ve özellikle köylünün babası, kendi soyundan canından kanından çocukları olmayan bir baba. Fakat arkasında milyonlarca manevî evlât bırakan bir baba...
Süleyman Baba kendi sülbünden çocuğun olmazsa da bizler senin arkanda Fatihalar Yasinler göndereceğiz. Biz Yeni Asya cemaati olarak şahs-ı mânevinin fertleriyiz bizler şahıslara ehemmiyet vermeyiz. Fakat: Ey Baba! biz Yeni Asya cemaati olarak senin şahsına verdiğimiz değer senin Risale-i Nur’lara verdiğin değerdendir. Arkanda bırakacağın kendi kanından bir evlâdın olmasa bile, binlerce mânevî evlâtların senin arkanda seni savunuyorlar. Çünkü onlar Risale-i Nur’dan aldıkları hakikatler doğrultusunda işler yapıyor ve yaptırıyorlar. Seni savunmaları da bu yüzdendir. Bir insan bütünüyle kötü ve iyi değildir, fakat yaptıkları işlere bakılır, mihenge vurulur...
Sen hayatında Risale-i Nurların yanında oldun, şimdi de senin vefatının ardında Risale-i Nurların geride kalan sahipleri seni arkanda duruyorlar. “Her amel cinsindendir.” fetvasıyla sen hayattayken Risale-i Nurlardan yana oldun ve bunun yanı sıra özellikle köylü kesimine sahip çıktın, şu anda arkanda bıraktığın mânevî evlâtlarının içinde çoğunluğu köylü kesiminden olan evlâtların ve sana sahip çıkıp senin arkandan boşboğazlık edenlere cevap veriyorlar.
Herkese nasip olmaz bu durum, senin gibi bir babaya ve baba yiğide nasip oldu. Senin yanlışlarının yanında doğruların daha çok o yüzden seni savunanlar çok. Aslında ben de sana kırgındım, sebebi de “başörtülüler Suudi Arabistana gitsin” dediğindendi. Oysa ki bende seni yanlış anlamışım. Doğru anlamamı da sağlayan da, Yeni Asya Gazetesi yazarlarının yazdığı yazılardı. Senin hakkındaki gerçekleri öğrendiğimde senin hakkında su-i zan ettiğimi anladım ve şu an seni hüsn-ü zanla anıyorum. Ruhun şad, mekânın cennet olsun ve savunduğun Risale-i Nurlar şefaatçin olsun..