"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaat mi, fert mi?

Şemseddin ÇAKIR
14 Aralık 2018, Cuma
Bu tabirlerin iyi anlaşılması için önce cemaatin tanımını ve ferdin durumunu anlamaya çalışalım.

Bediüzzaman cemaati; “Tefâni fil ihvan”, tarikatı de: “Tefâni fişşeyh” olarak tarif eder. Bu tanımları biraz açarak anlamaya çalışalım. Cemaatin tanımı olan “tefâni fil ihvan”; Kardeşlerde, yani fertlerde ve cemaatte yok olmak, veya fâni olmaktır.  Kardeşlerde fâni olabilmek için aralarında bir meşveret sistemi oluşturulması lâzımdır ki, ona uyulabilsin ve fâni olunabilsin. 

“Tefâni fişşeyh” ise; şeyhde, yani  fertte fâni olmaktır. Her ne kadar şeyh de olsa bir ferttir, fertde fâni olunmaz. Şayet olunursa ona cemaat denilemez,  tarikat denir.

Bilindiği gibi bizim inanç ve muamelâtımız cemaat endekslidir. Cemaatsiz fert hiçbir şeydir, müstakil harfler gibi. Arapçada harf tanımlanırken; “manası olmayıp bağlamına göre anlam kazanan bir nesne” olarak tanımlanır. 

 İsim ise bilâkis harflerden müteşekkil olduğundan bir anlamı vardır. Onun tanımı da “Kendi nefsinde bir manaya delâlet eden şeydir.”  Yani fert harf gibidir, cemaat ise isim, cümle,  kaside ve kitap gibidir.

 Onun için Efendimiz de, (asm) “Cemaatten ayrılanı kurt yer” buyurmuşlardır.

 Bediüzzaman  da, özellikle “Zaman cemaat zamanıdır, şahıs zamanı değil. Şahıs ne kadar dâhi ve hatta yüz dahi derecesinde de, olsa, bir cemaatin mümessili (temsilcisi) olmazsa, bir cemaatin şahs-ı manevisini temsil etmezse, muhalif bir cemaatin şahs-ı manevisine karşı mağlûptur.”  demektedir.

 Bediüzzaman ayrıca “zayıfların cemiyeti kavi, kavilerin cemiyeti zayıftır” der ve bu sırra bir işareti lâtife olarak Kur’ân-ı Kerîm’de cemaatleşen kadınlardan bahs eden âyetinde iki katlı müennes olduğu halde müzekker fiilî olan (kale) ile Medineli kadınların neler dediği anlatılır. Müzekker olup cemaatleşmemiş erkeklerden bahseden kelâmın başında, müennes fiili olan (gâlet) tabiriyle konulan müstakil erkekleri anlatır ve lâtifâne onların erkekleşen kadınlar karşısında müennes vaziyetine düştüğünü ifade ediyor ki, zayıf, halim ve yumuşak kadınların cemiyeti kuvvetleşir, sertlik ve şiddet kesbedip bir nevi raculiyet (erkeklik) kazanır.” demekle cemiyet veya cemaatin kadınları erkekleştirip, münferit hareketin erkekleri kadınlaştırdığına Kur’ân-ı Kerîm’de işâret çıkarmaktadır.

Ayrıca hayvanlar bile acziyetlerini izale, kuvvetini idame etmek için sürü teşkil edip kendilerini canavarlara karşı korumayı başardığı halde, âlem-i İslâmın bu perişaniyetine rağmen hâlâ daha cemaate karşı çıkıp tavır almanın mantığını anlamak mümkün değildir.

Fotoğraf: MUSTAFA TUNA

Okunma Sayısı: 2451
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı