"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayat nedir?

Şemseddin ÇAKIR
01 Haziran 2018, Cuma 01:10
Bilindiği gibi hayat herkesin en önemli meselesi olduğu halde kahir bir ekseriyetin mahiyetini bilmediği bir sırdır. Biz bu makâlemizle bu sırrı ifşa etmeye çalışacağız.

Meselenin mahiyetinin daha iyi kavranması için ehli dünya ve ehli dinin hayat tanımlarını önce ayrı ayrı verip analiz sonra da sentezlemeye çalışalım.

Ehli dünya,  bilimci ve filozoflarının hayat tanımları:

“Hayat ölümün karşıtıdır.”

“Hayat; doğumla ölüm arası geçen bir zaman birimidir.”

“Hayat canlıların faaliyet alanıdır.”

“Hayat küçük şeylerden meydana gelen koca bir şey demektir.” (Oliver Wender)

 “Hayat hareket, hareketsizlik ise ölümdür.” (Lewis Morris)

“Hayat ne bir bayram nede bir yas günüdür,  hayat işgünüdür.” (Nekson).. kabilinden dünyevî düşünürlerin birçok sözleri vardır. 

Ehl-i din ise, hayatı Kur’ân’a göre tanımlar.

Cenâb-ı Hak, âyeti kerimesinde, “Dünya hayatı bir oyun (oyalanmak) ve eğlenceden başka bir şey değildir, sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Halâ aklınızı kullanmayacakmısınız? (Enam 32) demektedir. Yani, dünya hayatı, ahiret hayatının yanında bir oyun gibidir. İnsanın asıl hayat, ahiret hayatıdır. Bu dünya hayatı da, ahiret hayatını kazanmak için verilmiştir.

İnsanın en büyük meselesi, ahiretini kazanmak olduğuna göre, acaba insanlar bu hayatı neden sorgulamazlar? Bunun cevabını da yine Bediüzzaman veriyor: “Her şeyin maddeden ibâret olduğunu zannedenlerin akılları gözlerine inmiştir, göz ise maneviyatta kördür” der. Demek materyalist  ideolojiler insanları böylesine kör etmiştir. Önceleri bunu “ateizm” adına yapıyorlardı, baktılar ki Allah’ı (cc) inkâra imkân yok, şimdi güya bir adım beri gelerek yani Allaha inanıyoruz, fakat dinlere inanmıyoruz deyip “deizm” adına aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlar. Ahiretle irtibâtı sağlayan din olduğuna göre senin hayatın yine değişmeyecek demektir. 

Demek ki hayatı istikametle yaşamak gerekmektedir. Efendimiz (asm); Hut Sûresi’ndeki  “emrolunduğun gibi istikamette ol,”  emri beni ihtiyarlattı buyuruyor. Demek gerçek hayat; emir doğrultusunda icra edilen hayatmış, gerisi anlamsız oyalanmalardır.

Şimdi Bediüzzaman’ın hayatı nasıl tarif ettiğine bakalım. 

“Hayat; ‘Hay’ isminin tecellisi ve mu’cizesidir.”

Hayat; Esmayı gösteren bir ayinedir ve bunu isbat için akan suların üzerinde güneşi gösteren kabarcıkları misal verir Bediüzzaman. İşte hayat, esmayı gösteren kabarcıklar gibidir, bir an tecelli kesilse hepsi ademe (yokluğa) düşer.

Bazı zatlardaki ismi azam tecellisi de böyledir. Meselâ; Hz. Ali’de altı ismi azam olan; “Ferdün, Hayyün, Kayyümün, Hekemün, Adlün, Kuddüsün” isimleri tecelli ettiği gibi; Abdul Kadir Geylani’de Hay ismi, İmam-ı Azam’da Hakem, İmamı Rabbani’de Kayyum, Bediüzzaman’da ise, Hz. Ali’de tecelli eden isimler daha çok zahir olduğu anlaşılmaktadır. 

Hayat; Şu kâinâtın en ehemmiyetli gâyesi, hem en büyük neticesi, hem en parlak nuru, hem en lâtif meyvesi hem gayet süzülmüş bir hülâsası, hem en güzel cemali, hem en süslü zineti, hem insanı kâinat hükmüne getiren mu’cizevî bir hakikati ve kudret mu’cizesidir. İşte bunlar gibi yirmidokuz özelliği ile hayatın muhteşem tanımları Bediüzzaman, Otuzuncu Lem’a isimli eserinde hayatı tarif etmiştir.

Sonuç olarak gerçek hayat ebedî hayattır ve bu fani hayat onun gölgesidir. 

Okunma Sayısı: 9556
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı