"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niçin adalet-i mahza? - 2

Şemseddin ÇAKIR
17 Kasım 2017, Cuma
Zulümlere âlet olanlar için, şair ve düşünürler de çok ağır tabirler kullanmışlar.

Bir de zulüm meselesinde câlibi dikkat bir nokta diğer günahlar akıldan geçmekle icra edilmedikçe günah olmadığı halde Cenâb-ı Allah “Zulmedenlere en küçük bir meyil göstermeyin yoksa Cehennem ateşi size de dokunur”1  mealindeki âyeti kerîme ile kullarını ikaz ediyor. Ve Bediüzzaman, “gerçekten insan çok zâlim ve çok câhildir “2  ayetinin tefsiri sadedinde “en âzam bir tarzda şimdiki boğuşan insanlar mazhar olmalarından, onlara değil taraftar olmak veya merakla o cereyanları takip etmek ve onların yalan, aldatıcı propagandalarını dinlemek ve müteessirane mücadelelerini seyretmek, belki o acip zulümlere bakmak da caiz değil. Çünkü zulme rıza zulümdür; taraftar olsa, zâlim olur.”3 

Hz. Hüseyin, dâvet edilmesi üzerine Küfe’ye giderken, yeni atanan zalim vali Hz. Hüseyine karşı çıkarlar. Hz. Hüseyin’in  tarafları da; “Allah’tan korkmuyor musunuz ki, Efendimizin (asm) torununa karşı Yezit gibi bir zàlime tâbi oluyorsunuz” deyince, onlar da Yezit affetmez” demekle Allah korkusunu Yezid’in korkusuna tercih etmiş oldular. Demek zalim, sonuç endeksli çalıştığı için tam teslimiyet ister, hiç gözünün yaşına bakmaz ve taraftarlarını kendisi gibi zâlim eder. Onun için “zalimle yedi adım yürümeyin” ve “zâlimin hasmı Cenâb-ı Allahtır” buyrulmuş. 

Demek ki korku, bazan dağları o kadar sarıyor ki insanlar Allah’ın gazabını bile düşünemez hâle gelip günü kurtarma telâşına düşüyorlar. İnsanlarda bu korkular bu nefis ve şeytanlar oldukça, Yezitler de Kerbelâlar da bitmez ve bitmiyor. Kerbelâ faciası gibi ciğersuz hadiseler yaşanmış ve Efendimiz’in (asm) torunu zâlime teslim olmamış. Demek adaleti icra etmek, o kadar zor bir şey.  

Divan-ı Harb-i Örfî’de, idam sehpalarını karşısında imanını hayatına tatbik ederek “Başımdaki saçlarım adedince başlarım olsa ve hergün birisini kesseniz bu başı zâlimlere ve zındıkaya eğmeyeceğim” deyip zulme meydan okuyan, “Zâlimler için yaşasın Cehennem” diye haykıran  Bediüzzaman gibi kahramanları nereden bulacaksın?  Bediüzzaman, “Cihadın en efdali zâlim sultana karşı hak sözü söylemektir” hakikatini uygulayan tahkiki iman sahibi olduğu için bu kadar büyüktür.

Bu adalet meselesi “adil düzen gibi sloganik ve hamasi nutuklarla geçiştirilecek kadar basit mesele değildir. Bediüzzamanın ifadesiyle bir karıncanın hukukunu zayi etmeyen şeriat, kulun hakkını da heder etmeyecektir. Adalet-i izafiyeciler, Bediüzzamanın kayık misalindeki gibi, 9 masumu bir caniye feda ettiği halde, şeriat bir masumu dahi 9 caniye feda etmez, fakat menfaat üzere dönen siyaset canavar olduğu için menfî siyasetçiler feda eder.  Bugün adâlet-i mahzânın yegâne savunucusu olan Yeni Asya, böylece Hz. Ali ve Âl-i Beyt’in,  aynı zamanda Mehdî’nin şahs-ı manevîsinin temsilcisi olduğunu bütün âleme ilân etmıştir. 

Maşâllah barekallah!

Dipnotlar: 1- Hud Sûresi, 110., 2- Ahzap Sûresi, 72., 3- Kastamonu Lâhikası. 

Okunma Sayısı: 2656
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı