"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir kurtulabilsek!

Serdar Ahlatcı
03 Haziran 2018, Pazar
Ne kadar çok var değil mi; bir kurtulabilsek dediklerimiz; alışkanlıklarımız, ayrılamadıklarımız, bağlılıklarımız, bağımlılıklarımız…

Ağırlıklarımız, ağladıklarımız, zincirlerle bağlandığımız günahlarımız, yaralarımız, ağrılarımız, takılıp kaldıklarımız, yanılgılarımız, yandıklarımız, haramlarla olan sıkı fıkı arkadaşlıklarımız… Ve onlardan kurtulamadıkça yerimizde saydığımız, yalpaladığımız, bir adım bile ilerlemeyi bırak hep geri geri adımladığımız. Kurtulamadıkça yavaş yavaş battığımız, için için yandığımız, azar azar eridiğimiz…

Bir kurtulabilsek dediklerimizi bir liste yapsak ve hepsini bir sepete doldursak içine neler neler girer acaba? Sepetimizin dolup taşacağı aşikâr. Ya farkındayız ya da gaflet içerisinde uyumaktayız. Farkında olduğumuz an onlardan kurtulmak daha da kolaylaşacak, ama farkında bile değilsek işte o vakit işimiz çok zor. Eğer bunların farkına varabilmişsek, içini istemediklerimizle doldurduğumuz bu sepeti kaldırıp imha etmeliyiz. Zaten eğer Müslümansak bir kurtulabilsek dediklerimiz Allah’ın (cc) bizim üzerimizde görmek istemediği şeyler. Rabbimizin (cc) hoşlanmadığı şeylerden kurtulmanın zamanı geldi de geçiyor bile… Düşündüğümüz şu an bile vakit kaybı, bir an önce icraata geçmeliyiz.

Bakalım bi kurtulabilsek dediğimiz neler var sepetimizde:

Günahlarla ilmik ilmik işlenmiş, haramlarla sinsi sinsi örülmüş bu zehirli sarmaşıklarla dolu hayattan bir kurtulabilsek… Her taraftan adeta günah fışkırıyor, baktığımız, adım attığımız, kulak kabarttığımız, oturup kalktığımız, kısaca nefes verip aldığımız her yer bir kurtulabilsek dediklerimizle dolu. Ama bu bizi yıldırmayacak ve biz azimle “İnşallah kurtulacağız” demeye devam edelim…

Yetiştiğimiz yörelerin İslâm dışı örf ve adetlerinden, bidat ve hurafalerle beslenmiş toplumsal birikimlerden, beraber büyüdüğümüz arkadaşların negatif etkilerinden, hayatımızı paylaştığımız aile ve akrabalarımızın İslâm dışı tesirlerinden, hayatımıza olumsuz manada etki eden bütün unsurlardan bir kurtulabilsek…

Ruhumuzu esir alan şeytanî oluşumlardan, ruhumuza etki eden nefsanî alışkanlıklarımızdan, dünyamızı karartan bütün bağlılıklarımızdan, şeytanlaşmaktan ve şeytanlaşanların şerlerinden, şeytanın avanelerinin göze kulağa hoş gelen nidalarından bir kurtulabilsek…

Pervasızlıklarımızdan, ihmalkârlıklarımızdan, tembelliklerimizden, ahmaklıklarımızdan, akılsızlıklarımızdan, haramlara yönelişteki inatçılığımızdan, yeni günah üretme icatçılığımızdan, bu günahları arzuyla yayıcılığımızdan bir kurtulabilsek...

Haddini bilmeden, yükseldiğini zannederek alçalan benliğimizin alçaklıklarından, sadece kendini düşünen bencilliğimizin esaretinden, modern dünyanın bizi içine hapseden kıskacından, yine modern dünyanın zehirli bal hükmündeki esaretinden kurtulabilsek…

Allah’a (cc) şükretmemiz gereken binlerce nimet varken şükretmeyen, ama insanlardan gelen küçük bir menfaate eğilircesine teşekkür gafletinden bir kurtulabilsek… Şeytanın Rabbimize (cc) ‘’Ben onlara sağlarından, sollarından, önlerinden, arkalarından yaklaşacağım ve sen onları şükredenlerden bulmayacaksın’’ hitabını doğrularcasına yaptığımız zaaflarımızdan bir kurtulabilsek…

Sürekli nefsimizin arzularına boyun eğmekten, sürekli heva ve heveslerimizin kölesi olmaktan, sürekli şeytanın pençesine yakalanmaktan bir kurtulabilsek… Peygamber Efendimizin (asm), “Şimdi büyük cihad başlıyor” dediği ve son nefesimize kadar devam edecek bu amansız cihadda nefsimizin isteklerine yenik düşmekten bi kurtulabilsek…

Batılılaşma, modernleşme, İslâm dışı toplumlara benzeme/özenme uğruna dinimizin hükümlerine yabancılaşma, onları İslâm’ın güzelliklerine tercih etme, görselliğine aldanarak onlara yönelip özümüzden uzaklaşma ve daha da kötüsü ahiretimizi tehlikeye atma uğruna dünyevî bu tür isteklere boyun eğme hastalığından bir kurtulabilsek…

Sosyal ilişkide olduğumuz, konuştuğumuz, yediğimiz içtiğimiz, selâmlaştığımız, uzaktan da olsa tanıdığımız insanları sözlerimizle taşlama, ince ince iğneleme, üslûbumuz ve daha buna benzer davranışlarımızdan bir kurtulabilsek…

Tahammülsüzlüğümüzden, hoşgörüsüzlüğümüzden, sevgisizliğimizden, sadece kendimizi düşünme düşüncesizliğimizden, kendi kazanımlarımızı diğerlerinin kayıplarına tercih etme hodbinliğimizden, sadece ‘’ben’’ zalimliğimizden bir kurtulabilsek…

Maddî varlığımızın verdiği güçlülük duygusundan, makamımızın verdiği yücelik arzusundan, boy/pos/endamımızdan dolayı güzellik kuruntumuzdan, bize verilen güzelliklerden dolayı üstün olduğumuzu düşündüğümüz karışık ruh atmosferinden bir kurtulabilsek…

Tesadüflere inanmaktan, rastlantıları önemsemekten, şans duygularını ön plana çıkarmaktan, uğursuzluk anlayışını yaşatmaktan, Darvinizmin değişik versiyonu olan anlayış ve davranışlarımızdan bir kurtulabilsek…

Hep diğer yüzlerimizle hareket etme, hep olduğumuzdan farklı görünme, hep ön planda hep albenili gibi görünme, hep el üstünde tutulmayı bekleme, hep övülmeyi isteme, hep ben ben diye inleme ruhsuzluğundan bir kurtulabilsek…

Bir kurtulabilsek listesi uzar gider. Burada daha çok popüler olanlara yer verdik. Başta da söylediğimiz gibi herkes kendisi ‘’Bir kurtulabilsek’’ listeleri hazırlayıp ardından kurtulduklarının üzerini çizerek bu listeyi temizlemenin mücadelesini vermelidir. Peki sağlıklı liste nasıl hazırlanır? İşte buraya devreye Kur’ân ve sünnet bilinci giriyor. Eğer kişi bu iki kaynağa vakıf değilse sağlıklı listeler hazırlayamaz ve yanlış teşhisten dolayı da tedavi yan etkiler yapacağından eskisinden daha kötü durumlar vuku bulabilir. Kısaca öncelikle Kur’ân ve Sünnet ilmini hakkıyla öğrenip devamında da hayatımıza monte ettiğimizde zaten bi kurtulabilsek dediklerimizden bir bir kurtulduğumuzu görürüz.

Bunun için, içinde bulunduğumuz Ramazan ayı güzel bir fırsattır. Bu ayda daha çok Kur’ân ve Kur’ân tefsiri, daha çok Hadis-i Şerif ve daha çok imanî eserleri okuyarak, “bir kurtulabilsek” dediklerimizden kurtulmaya çalışmalıyız.

Okunma Sayısı: 4627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Karcı

    3.6.2018 16:59:41

    Emeğinize sağlık. Allah razı olsun.

  • Osman Karcı

    3.6.2018 11:48:20

    Önce içimizdeki BEN'i çıkarıp yerine O'nu koymalıyız. Daha sonra KUR'an ve SÜNNET mücevherlerini işlemeliyiz. Emeğiniz için çok teşekkür ederim Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı