"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hedefimiz Cennet olsun

Serdar Ahlatcı
17 Haziran 2018, Pazar 00:29
Türlü türlü hedeflerimiz oldu bu fani dünyada.

Henüz aklımız ermeye başladığında hedef dünyamızı çeşitlendirmeye başladık. Biz büyüdükçe hedeflerimizde büyüdü ve ciddileşti. Daha çok dünyevî hedeflere kilitlendi ruh dünyamız. Beklentilerimiz kimi zaman sadece bu dünyayla kısıtlandı. Hayallerimizi dünyevi hedefler kapladı. Oysa bunun için yaratılmamış ve bunun için dünyaya gönderilmemiştik. Rabbimizin (cc) bizi yaratma gayesi kendisine kulluk etmemiz ve bize sunduğu imtihanı başarıyla geçerek Cennet ödülüne kavuşmamızdı. İşte bu yüzden bugünden tezi yok, kalbimize şu duyguyu yerleştirelim; HEDEFİMİZ CENNET.

Çocukluk

Ne kadar güzeldi o günlerimiz. Hiçbir sorumluluğumuz yoktu. Kayıt melekleri henüz mesailerine başlamamıştı bizim için. Günah kavramı bizim için henüz geçerli değildi. Tek hedefimiz vardı; o da o anlık mutluluklarımız. Anne babamızın ilgisini çekmek için çırpınırdık. Nazlanırdık, türlü türlü şirinlikler sergilerdik. Yaramazlıklarımız bile masumdu. Çünkü yüreğimizde hiçbir kötülük barınamazdı. En şiddetli kavgalarımızdan kısa bir süre sonra sona ererdi küslüklerimiz. Her şey, ama her şey çok güzeldi o yıllarda. Buraya kadar her şey güzel, ama bir de çocuğun manevî dünyasını düşünmemiz gerekiyor. Öncelikle anne baba manevî anlamda bilgilenmeli, bildiklerini yaşamalı ve bu hayat örnekliğiyle de çocuklarına ayna tutmalı. Çocuk anne babasından gördüklerini bir bir kaydeder ve daha sonra kendi hayatında uygulamaya başlar. Bu yüzden eğer anne baba çocuğunun Cennete lâyık bir hayatı olsun istiyorlarsa önce kendilerine daha sonra da çocuklarına imanî bir hedef belirlemelidirler. Çünkü Cennet hedefinin temel taşları çocukluktan konmaya başlar. Otuz kırk yıl sonraki pişmanlıkların kökeni de çocukluğa dayanır. Öyleyse binanın temelini sağlam atmalı ve çocuklarımıza algılamaya başladıklarından itibaren manevî yatırımlar yapmalıyız.

Okullu

Yavaş yavaş büyüyoruz. Önce yürümeye, sonra konuşmaya ve büyüdükçe koşuşmaya başladık. Ve daha sonrki yıllarda okulumuz başladı. Ne heyecanlı bir gün olmuştu o ilkokula gittiğim gün. Anne babamın elimden tutarak ve sevinç gözyaşlarıyla götürdükleri o günü hiç unutamıyorum. Bu duyguları dile getirdikten sonra asıl hedefimize geçelim; bir önceki paragrafda anne babanın manevî dünyasının nasıl olması ve çocuğa neler verilmesi gereğinden bahsetmiştik. Şimdi de sıra okuldaki öğretmenlere geldi. Öğretmenler eğer bu mesleği maaşı için seçmişlerse söyleyecek bir şey yok. Hem kendilerine hem de eğitecekleri çocuklara yazık olacak. Yok eğer gönüllerinde öğretme ve faydalı olma tutkusu yaşıyorsa, Allah(cc) rızasını hedefliyorlarsa, işte o zaman iş değişiyor ve sorumluluklar da bir o kadar artıyor. Öncelikle öğretmenlerin eğitildiği fakültelerde Kur’ân ve sünnete uygun ve bu minvalde bilgilendirici bir eğitim verilmeli ki, bu kişi öğretmen olduğunda aynısını ve hatta daha fazlasını öğrencilerine aktarsın. Hangi branşta olursa olsun o bilgileri öğrencilerine Kur’ân ve sünnet ışığında sunarsa o öğrenciler ilerleyen zamanlarda hem kendi alanlarında uzmanlaşırlar hem de bu mükemmel altyapıyla bir ömür boyu imanî bir hayatları olur. Kısaca okullardaki hedefimiz de İslâmî çerçevede bir eğitim ve daha sağlıklı gelecek nesiller olmalı…

Kariyer

Ve nihayet okul bitti ve iş hayatına adım attın. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, yüksek lisans derken neredeyse ömrün yarısı geçti gitti. Şimdiye kadar ürünler ekildi, sulandı, gübrelendi, şimdi ise hasat zamanı geldi. Emeğinin karşılığını alarak iş hayatına başladın. Dünyevî anlamda hedeflerini bir bir gerçekleştirdin. Eğer daha önceki süreçlerde tercihini maneviyat harmanlı olarak seçtiysen bundan sonra yapacağın bütün işler kalbindeki niyetin o istikamette olması halinde ibadet yerine geçer. Hedeflerin arasında en önemli yeri, Allah’ın (cc) rızasını kazanmak için insanlara faydalı olmak teşkil eder. 

Eğerki, Allah (cc) korusun diğer yolu tercih etmişse, dünyevî hedeflerden başka gayesi olmaz, kendisi ve ailesi dışındaki kimseleri düşünmez. Hayat hep bir seçimden ibaret zaten; hedefler, tercihler, istekler vs… Ve ebedî manada; Ya Cennet ya da Cehennem…

Maddiyat

Hep kendine ait evi olsun istiyordu. Daha çocukluk yıllarında kurulmuştu bu hayaller. Olanlara imrenmeler ve benim ne zaman olacak duygusu. Arabaları gördükçe kendi alacağı arabanın heyecanı sarıyordu yüreğini. Ve diğer maddi kazanımlar… Bir işe başladıktan ve para biriktirdikten sonra önce arabasını aldı daha sonra evini. Maddî hedefler bir bir kazanılmıştı, ama önemli olan manevî yükselmelerdi. Eğer kişi maddiyatına önem verdiği kadar ve hatta daha fazla maneviyatına itina göstermezse, burada kazandıkları mezar kapısında kendisini terk eder ve ahirette eli avucu bom boş kalır. Müflis tüccar gibi… Küçük bir iğne ucuyla patlayan süslü balonlar gibi… Yatsıya kadar bile süremeyen yalanlar gibi… Taklidin ötesine geçememiş imanlar gibi…

Evlenme, çoluk çocuk

Çocukluk, okul, iş ve kariyer, maddiyat elde etme derken, sıra geldi evliliğe ve çoluk çocuğa karışmaya. Önce küçük çaplı kalabalık bir ailemiz vardı; Anne, baba, kardeşler, dede, babaanne… Daha sonra yavaş yavaş yalnızlaştık. Şimdi ise başrolünde kendimizin olduğu tekrar aile olma senaryosunu canlandırıyoruz. Ömrümüzün tam ortalarına gelmişken ve hedeflerimiz birbir gerçekleşmişken, şimdi sıra yeni nesillere yatırım yapmaya geldi. Önce Efendimizin (asm) buyurduğu gibi evlenirken dindar bir aday bulmaya çalışacağız. Daha sonra kendimizi ve ailemizi bu minvalde yetiştirmeye devam edeceğiz ve bu sıcak yuvamızı Allah’ın (cc) seveceği mekânlara dönüştüreceğiz. Öncelikli hedefimiz bu olacak… Ve daha sonra gelsin Rabbimizin (cc) rızası gelsin Cennet…

Emeklilik

Ömür yolculuğunun son bölümündeyiz artık. Bütün aşamaları bir bir geçtik. Bazen istediğimizi elde ettik bazense hayal kırıklığıyla yaşamımızı sürdürdük. Ve artık emekliliğimiz geldi. Hem iş hayatımızdan emeklilik hem de hayatımızın son demleri artık. Eğer şimdiye kadar Rabbimizin (cc) yolundan gitmemişsek, o tarafa doğru yönümüzü dönmemişsek bu son fırsatı bari kaçırmayalım. Şimdiye kadar neleri yapamamışsak, neleri ıskalamışsak maneviyat adına, şimdi bunları telâfi etme zamanı. Emekliliği yeniden doğuş olarak değerlendirelim ve bundan sonraki hayatımızı sadece Allah (cc) için yaşayalım ve gür bir sâdâ ile HEDEFİMİZ CENNET diyelim.

Okunma Sayısı: 5669
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hayrettin

    17.6.2018 20:24:44

    Hedef hayatta iyi bir insan olmak ALLAH Rızası doğrultusunda bir hayat geçirmektir ne mutlu ALLAH'ın rızasını kazananlara

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı