Asırlardır insanoğlunun verdiği bir mücadele olan ‘’Hürriyet Mücadelesi’’ olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır.
Bediüzzaman Said Nursî’nin de dediği gibi ‘’Ekmeksiz yaşarım, Hürriyetsiz yaşayamam’’ demek, herkesin boynunun borcudur. Bugünkü sistem, ekmeğimizi verirken Hürriyetimizi elimizden alıyor. Nasıl mı? Düşünmek serbest, konuşmak suçsa, düşünmek serbest, düşündüğünü ifade etmek suçsa, kısacası bir yerde korku imparatorluğu varsa orada hürriyet yoktur demektir.
Cesaretiyle yaşaması gerekirken esaretiyle ölen bir dünya düzeninde hakkı söylemek, hukuku ve hürriyeti savunmak ateşten gömlek giymeyi kabul etmektir. Ahirete iman eden bir kimse kula kullukta bulunmaz. “Demek iman ne kadar mükemmel olursa, hürriyet o derece parlar” diyen Bediüzzaman hürriyetin imanla olan bağlantısını da ortaya koymuş oluyor. Ne kadar iman o kadar cesaret, ne kadar iman o kadar hürriyet talebinde bulunuyor insan.
Hürriyet güneşi mutlaka parlayacak ve bütün insanlığın huzuruna vesile olacak inşallah. Her karanlıktan sonra bir aydınlık, her zahmetten sonra bir nur mutlaka gelecektir. Ümit var olmak, yeisi yani ümitsizliği yok etmekte hürriyet güneşinin parlamasında büyük rol oynayacaktır. Gelin hep birlikte hürriyet ile ilgili sözlere bakalım;
‘’Hürriyet, insanlığın temelidir.’’
(Descartes)
‘’Kendisi için hürriyet isteyen, başkasının hürriyetine saygılı olmalıdır.’’
(F. Sagon)
‘’Gerçek hürriyet, Hakk’a köleliktir.’’
(Hz. Ali)