"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bulutlardan gelen yazı: Ramazan-ı Şerif

Sevcan AYDIN
08 Temmuz 2015, Çarşamba
Öncelikle şu kısacık dünya hayatında bir nebze kendimizi kontrol altına almak, nefsimizi terbiye etmek ve malik değil memlük olduğumuzu anlamamız adına Cenâb-ı Hak tarafından bizlere bahşedilmiş 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şeriflerinizi tebrik ederim.

Ramazan-ı Şerifte Cenâb-ı Hak biz âciz kullarına rahmet, merhamet ve mağfiret kapılarını sonuna kadar açıyor. Her bir sevabın bire bin olarak yazıldığı Ramazan ayında, dillerden tövbe eksik olmuyor. Bu mübarek ayda okunan Kur’ân-ı Kerimlerde, okunan harf başına bire bin sevap veriliyor. Her gece kılınan teravih namazlarının ayrı ayrı sevabı amel defterimize kat kat fazla yazılıyor. En güzeli de bu mübarek ay, gecelerin en kıymetlisi olan Leyle-i Kadir’i misafir ediyor.

İşte Ramazan-ı Şerifde tutulan oruç insanın hayat-ı içtimaîyesinin, hayat-ı şahsiyesinin ve nefsinin terbiyesini üstleniyor. Üstad Bediüzzaman’ın da dediği gibi Ramazan-ı Şerif âdeta bir âhiret ticareti haline geliyor. Bu ticaret için gayet kârlı bir meşher, bir pazar oluyor ve uhrevî hasılat için gayet münbit bir zemin oluyor.

11 ayın Sultanı belki de sadece Âhiret hayatımız için değil dünya hayatımızda da bizlere yardımcı oluyor. Okullarda eğitmenler tarafından bizlere aşılanmaya çalışılan ‘’empati’’ duygusunu, bu ay bizlere öyle güzel hissettiriyor ki... Bir gün boyunca yeme-içme alışkanlığımızı yerine getirmeyince, durumu olmayan muhtaç insanların halini bir nebze de olsa anlıyoruz ve kendimizi onların yerine koymaya çalışıyoruz. Ya da imsak vaktinden akşam ezanına kadar envai çeşit nebatatın, rızkın sahibinin Cenâb-ı Hak olduğunu fark ediyoruz. Mülk sahibinin kim olduğunu tekrardan hatırlıyoruz. Mâlik değil memlük, hür değil abd olduğumuzu vücudumuzdaki bütün zerreler adedince hissediyoruz. Ve diyoruz ki ‘’Evet bir Mâlik var ve O ol dediğinde oluyor. O emir verdiğinde düzen kuruluyor.’’

Ramazan-ı Şerif’in en güzel yanı da bütün insanların tek bir vücut olup Cenâb-ı Hakka yönelmeleri oluyor hiç kuşkusuz. Zenginin, fakirin, doktorun, mühendisin, biyoloğun, öğretmenin. Bütün insanların dünyalık rütbelerini bir tarafa bırakıp akşam ezanında pür dikkat hocanın okuyacağı ezanı beklemeleri... Bir kez daha gösteriyor ki bu hayatın tek bir sahibi var o da Cenâb-ı Hak’tır.

Akşam ezanından ne bir dakika geç ne bir dakika erken. Tam da Cenâb-ı Hakk’ın dediği vakitte oruçlarımızı açıyor ve O’nun emrini yerine getiriyoruz.

Bu mübarek ayda sadece midemiz oruç tutmuyor aslında. Harama bakmamaya gayret ederen gözlerimiz, gıybeti mesleğini meslek edinen dilimiz; sükûttan bir cilbab çekiyor üzerine. Sadece Allah’ın kelâmı olan Kur’ân-ı Kerîm’i okuyor. Ve dahası bütün âzalarımız ile birlikte oruç tutuyoruz. Nefis terbiyemizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

Bu mübarek ayda affedilenlerden olmak ümidiyle...

Okunma Sayısı: 2463
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • fatih

    9.7.2015 16:41:55

    Kur'an' ın baharı olan bu mübarek zamanda, affedilenlerden olmak duasıyla.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı