"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir böceği okumak

Şeyda Sultan ZENGİN
10 Temmuz 2016, Pazar
Bir güzel güneşli günde, yeşillikler arasında oturmuş Seyhan Gölü’nün güzelliğini izlerken, kitabımın üzerine türlü türlü hayvancıklar gelmeye başladı.

İlk önce fosforlu turuncu renginde küçücük bir böcek geldi. Subhanallah dedim, bu ne san’attır. Bu rengi sana kim verdi. Bu rengi sana veren, elbette karşımdaki göle mavinin tonlarını yerleştiren zât ile aynı olmalıydı. Daha sonra rüzgârın etkisiyle uçuverdi böcekcik. Birkaç dakika geçmeden, yine aynı tür fosforlu bir böcek kondu, ama bu diğerinin yarısı kadardı. “Ne kadar küçüksün” dedim. “Senin miden falan da vardır şimdi.  Senin mideni tanzim eden kim ise, manzume-i şemsiyeyi dahi o tanzim etmiştir. “ Subhanallah, San’atında akılları hayrette bırakan Allah her türlü noksan sıfattan uzaktır. O böcek de uçtu gitti, mânâsını dimağıma yerleştirip. Ardından yine aynı renkte, ama bu sefer nokta kadar küçüklükte bir böcekçik geldi. Daha ne kadar küçülebilir ki bu san’at harikası derken, yanlışlıkla ezdim. Ölü taklidi yapıyor sandım, ama anladım ki ölmüştü. Üzüldüm, bir an mânâsız geldi onun hayatı. Bir an gelip yaşayıp kaybolmuştu. Bir hiç uğruna da ölmüştü. Hem de o kadar san’atlı ve küçüktü ki, üzerindeki boyaya ve san’ata acıdım. 

Sonra Üstadım geldi aklıma. O da kırlara çıkar tefekkür edermiş, çiçeklerin ölmesi, baharın gitmesi rikkatine dokunur, ağlarmış. Ancak o, bu fani yüzler arkasındaki bâki hikmetleri gördüğü için teselli bulabilmiş. 

Meselâ Üstadım 10. Sözde şöyle bir temsil vermiş:

“Bu dünya bir misafirhanedir, handır, şu meşher her dakika değişiyor. Bir büyük Zât, o hânı misafirleri için yapmış. O misafirlerin bir gece tenezzüh ve ibretleri için, o hanın tezyinatına milyonlar altunlar sarfediyor. Hem o Zât her günde, o kıymetdar tezyinatın ve süsün çoğunu tahrib eder. Yeni gelecek misafirlere, yeni tezyinatı icad eder”.

İşte o zaman anladım ki, ben burada geçiciyim. Bu güzel hayvancıklar gözümün önünde gelip gidiyorlarsa, ben de geldim ve gidiyorum demektir. 

 Hem anladım ki; bu süsler güzellikler, yalnız lezzetlenmek veya gezmek için değilmiş. Çünkü bir zaman lezzet veriyor, ama ölümüyle birçok zaman elem veriyor.

“Sana tattırır, iştihanı açar, fakat doyurmaz” diyor Bediüzzaman; “Çünkü ya onun ömrü kısa, ya senin ömrün kısadır. Doymağa kâfi değil. Demek kıymeti yüksek, müddeti kısa olan şu tezyinat; İBRET içindir” demek bunların hepsi ibret için gelip gidiyormuş önümden. 

Sonra Risale-i Nurdaki tefekküre devam ettim:

Evet,  kâinattaki bu san’atlı şeyler gerçekten güzeldir, ancak güzelliği nisbetinde müddeti azdır, ömrü de kısadır. Demek o şeyler nümunelerdir. Bizim nazarımızı asıllarına, Cennetteki güzelliklere çeviriyorlar.

Hem anladım ki bu baharda bir resm-i geçit hazırlanmış, ama bu resm-i geçit en başta Yaratıcıları için hazırlanmış. O izliyor O bakıyor en çok. İşte bu yüzden, bu güzel süslü mahlûkların bir ân-ı seyyâle yaşamaları bile kâfi. Çünkü, ebede bakan yüz ebedî olacak.

Bu tefekkürlü vecizeli ifadeleri okuduktan sonra, o çabuk doğup çabuk ölen hayvancıklar için üzülmedim. Bilâkis bana bu güzel düşünceleri fikrettirdikleri için şükrettim. Tabiî o fosforlu böceği yanlışlıkla öldürmeseydim belki daha uzun tefekkür edebilirdim, ancak ölmesi de bir hikmetmiş bir ibretmiş. İnşallah tefekkür ufkum daha da genişler de, karşımdaki göle, ağaçlara baktığımda bir senelik nafile ibadet edebilecek seviyeye gelirim. İnşallah her baktığım mahlûkta esmâ-i İlâhiyeyi girebilirim. Bunun da ancak okumakla olacağını anladım. 

Okumak okumak okumak.. Sıkıldığında kitâb-ı kebîr-i kâinatı okumak...

Etiketler: tefekkür
Okunma Sayısı: 2538
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer faruk ÖZAYDIN

    10.7.2016 11:31:50

    Evet, bizlerin vazifesi şerh-tanzim -izah'tır.Kâinat kitab-ı kebirini okurken;Nur'lar yardımıyla tefekkür ederiz.Yoksa böcek'e böcek gibi,ot'a ot gibi bakar, dünya'ya geliş gayemizi anlamazdık. Elhamdülillah ki Nur'lar var. Siz de bunu güzel yazmışsınız. Tebrikler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı