Boş zamanlarımı bol zamanlara çevirme gayretindeyim şimdilerde. Okumadığım kitaplar okuyor, izlemediğim filmler izliyor, yeni yazarlar tanıyorum, yeni yeni kurslar, yeni yeni eğitimler, dinlemediğim müzikler ve yeni hayatlar…
Yarım kalmış ayracına not düştüğüm kitaplarımı tamamlıyorum bir de. Okuyamadığım yeni romanlar alıyorum. Yeniden hayal kurabilmek, yeniden hayata katılmak adına. Yeni hayatlar tanıyorum, yeni dostlar, yeni dünyalar keşfediyorum. Her insan bir dünya yeniden görüyorum keşfediyorum. Yaşadığım olumsuzlukları kendi kendime atlatamayacağımı anladığım günden beri kendimi yeniden tanımlıyorum. Öğrenmenin yaşı yokmuş! Öğreniyorum, kendimi yeniden tanımlıyorum, yeniden tanınıyorum.
Hiç bilmediğim özelliklerim çıkıyor açığa. Yine farkına varıyorum her insan bir dünya, keşifteyim demiştim ya önce kendimi keşfediyorum, sonra çevremdekileri. Misafir olduğum yeni hayatlarda herkesin imtihanının ağırlığıyla endişeye kapılıyorum. Bazen şükürde, bazen hamd’de bazen de sabırda buluyorum kendimi… Yarım kalmış hayallerime şükrediyorum, yarım kalan hayatlara misafir oldukça. Kimi zaman özlem duyuyorum, kimi zaman öfke, kimi zaman sevinç, kimi zaman vuslat, kimi zamanda belirsiz duygulara şahit oluyorum. Hayaller dinliyorum uzun uzun… Bazen düğününü hayal eden bir genç kız, bazen ikram edilen tuzlu kahveyi içen telâşlı damat, iki oda bir salon kutu gibi olan evler, kapının önünde duran yeni arabalar, kazanılan sınavlar, atanılan meslekler, doğan bebekler, okula giden gençler, nişanlar, nikâhlar... Hayaller, hayaller, hayaller.
Hayal kurmak duâ etmek gibidir bana göre. Gerçekleşmesini istediklerimizin zihnimizde resmedilmiş hali, duâlaştırılmış şeklidir. Hayata yaşamaya olan bağlılıktır hayal kurmak. Belki de hayat belirtisidir, ümit etmektir hem hayattan ve hem öte dünyadan. Hayal kurmaktan vazgeçmeyelim. Hayal kuralım, duâ edelim, duâlarımızın kabulünü bekleyelim, isteyelim, hayal kurdukça daha çok isteyelim ve yalnızca O’ndan isteyelim. Bir gün kendinizi hayallerinizi yaşarken bulabilmeniz temennisiyle.