"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2018 daha mı güzel olacak?

Şükrü BULUT
08 Ocak 2018, Pazartesi
Bu tahmini 2017’nin vedasına bağlayabiliriz.

Avrupa son yılların en mutedil ve yumuşak kışını yaşıyormuş. Evlerin bahçelerini süsleyen gül ağaçlarının dallarındaki rengârenk çiçekleri görenler, mevsimin henüz kışa girmediğine hamlederler.

Köln’deki hobi bahçelerinde yer yer açmış çiçekler ve tomurcuktan yaprağa yürüyen bitkileri seyrettiğimizde mevsimin güzelliğine bir kez daha şahit oluyoruz. Kocakarı dediğimiz mart sonu fırtınalarına dayanıklı ve erken uyanmış arıların biricik dostları güzel kokulu sarı çiçekleri de görünce gözlerimiz; Avrupa’da ve bilhassa Köln’de maddi havaların bu sene güzel geçtiğine yakinimiz pekişti.

Kuzeyliler Noel’i beyaz renklerle severler. Hıristiyanlık öncesi inançlarının nostaljisiyle bu mevsimde, hem mukaddes geceyi ve hem de yeni yılı karlar içinde görmek isteyen Kuzeye yakın Avrupalılar azıcık üzülmüş olsalar da, ekseriyetin mutluluğu onları da memnun etmiştir. Eski senenin aralığından yeni yıla, bembeyaz karlar arasında ayak basmak isteyenler; elbette Avusturya, İsviçre, doğu Fransa veya kuzey İtalya’ya gitmeye mecbur oldular, bu sene. Senenin en kısa, güneşsiz ve soğuk günlerine veda manasına da gelen Noel veya yeni yıl telakkileri, bu coğrafya insanlarının hem kültürlerine hem estetiklerine ve hem de fıtratlarına öyle tesir etmiş ki; hayata bu coğrafyada, söz konusu adesenin dışından bakana çok az rastlanır.

MEVSİMLERİN MANEVÎ İKLİMLERLE İRTİBATI...

Bu irtibatı, Rabbimiz bizzat kendileri kuruyorlar. Âyet ve hadislerde havanın inananlarla ve inanmayanlarla, insanların sebep oldukları iyi amellerle kötü amelleri işleyenlerin fiilleriyle ilişkisi anlatılıyor. Bu hususu Bediüzzaman Hazretleri, hem bazı âyetlerin tefsirlerine ve hem de talebelerine bu olayı haber verdiği mektuplarında genişçe izah eder. Yaşadığımız güzel mevsime söz konusu çerçeveden bakanlar bizi tekzibe kalkışabilirler. Zahiren; hem İslam aleminde hem Türkiye’de ve hem de kısmen Avrupa’da meydana gelen bunca haksızlık ve adaletsizliğe rağmen global manada güzel havalardan bahsedilmemeli diyebilirsiniz. Doğrudur, global dinsiz cereyanların hem Asya’da ve hem Avrupa’da inişe geçtiklerini görebilseydik şu zulmün arkasından bize doğru gelen hakiki baharların gelişlerine de şahit olabilirdik.

11 Eylül ihtilâliyle birlikte, tüm dünyayı tahrip etmek üzere düğmeye basan neoconların; Suriye’de, Arabistan’da, Pakistan ve Kuzey Afrika’da ne denli maskaralaştıklarını elbette görüyoruz.

AB’nin Afrika’da pozisyon almaya başlamasıyla hem Eş Şebab ve Boko Haram’ın tahripleri dizginlenmeye başladı ve hem de Fransa bil mecburiye Batı Afrika’daki pençesini gevşetmek zorunda kaldı.

Neoliberallerin hali pürmelâlleri diğerlerinden farklı değil. Turuncu devrimin dün başa getirdikleri ihtilalciler, bugün sığınacak ülke derdine düştüler. Kudretli Angela, nihayet kazdığı çukurlara düşmüş görünüyor. Arkasındaki neoliberal sermayenin gücü ortaya çıktıkça, Almanya kamuoyundaki yalancı şöhreti erimeye başladı.

Yine Karl Popper ile büyük Von Hayek’in çocukları İran’da renkli bir devrime giriştiler. İran yönetiminin tüm zaaf ve yanlışlara rağmen aktivistleri deşifre olunca dünyanın milli devletleri bir kez daha teyakkuza geçtiler. Ajandalarında; BOP’u realize istikametinde İslâm ülkelerini Çengiz ve Hülagu’dan daha zalimce yakıp yıkma olan neoconlarla, hürriyet perdeleri arkasında ellerindeki sermayeler ve kurdukları yapay STK’larla demokratik ülkeleri kaosa sürükleme derdinde olan Marksist liberallerin giderek takatten düşmeleri, elbette insaniyetin ve İslâmiyet’in zaferleriyle açıklanabilir neticelerdir.

Bu çerçeveye Türkiye’yi de katabilirsiniz. İstanbul’un goncada bekleyen güllerini görenler, ferecin bu mübarek şehirde de tomurcuklandığına inanıyorlar. Global dinsizliğe karşı Avrupa Birliği ve kiliseleriyle ittifakı reddeden siyasal İslamcılara değecek bir kıştan ne mevsimlerin ve ne de dünya hakikatlerini hatırlatmaya çalışanların sorumlu tutulamayacağını hepimiz biliyoruz.

Şu müjdeyi de verelim: Avrupa Kilisesi, muhtaç olduğu İslâmiyeti Müslümanlardan öğrenme çerçevesinde, bizimle işbirliği istemişti. Biz ise, bir çok millî ve mukaddes değeri siyaset uğruna heba ettiğimiz gibi, bu fırsatı da değerlendirememiştik. Çok şükür ki El-Ezher bu açığımızı şimdilik kapatıyor ve üçüncü defa en üst seviyeden heyetler bir araya geliyor. İnsanlık, barış, çevre ve temel ahlak ile alakalı hayatî meselelerde çalışmaya devam ediyorlar.

Okunma Sayısı: 3989
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • sultan selim

    8.1.2018 16:45:38

    Bizim düşmanımız cehalet, zarûret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihad edeceğiz

  • HAKAN

    8.1.2018 14:43:05

    Evet doğrudur... İstanbul'un bir çok yerinde açan zambaklar tazeliğini koruyarak mevsimi ve görenleri şaşırtmaya devam ediyorlar.

  • SAİD

    8.1.2018 01:07:03

    Evet,ümitvarız. Yazarımızın,2013 te,bundan böyle küresel yıkıcılar gerilemeye başlayacak dediği zamandan sonra,BOP un sahipleri eski kuvvetlerini kaybetmeye başlamışlardı,Suriye'de... İnşaallah bu müjdelerin de tahakkuku gecikmez.

  • Abdurrahman KOÇAK

    8.1.2018 00:26:40

    İnşaallah, ümitvarız...İslamiyetin baharında hakiki İseviler uyanacaklar, İslam alemide derin gaflet uykusundan en kısa zamanda uyanacaklardır..Fiili duaya devam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı