"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB’ye Şahin, neocan’lara güvercin AKP siyasetleri...

Şükrü BULUT
20 Nisan 2015, Pazartesi
Türkiye Siyasal İslâmı ile Kemalistlerin “ortak demokrasi alerjisini” bilmeyenler, hükümetin dış politikadaki icraatlarıyla, Cumhurbaşkanının beyanlarını anlamakta zorlanıyorlar.

Fen ilimlerindeki global ortak dilin, sosyal bilimlerde de oluşması, galiba zaman alacak. İnsaniyetin Batı’da nisbeten inkişafı bu sahada beşere ümit verirken,Türkiye’de siyasetle ilginenlerin bilimsellikten kaçmaları, aynı ümidin bize gelmesini engelliyor mu? Zihni dar, dünyası yeniliklere kapalı, heva ve hevesini siyasetlerine merkez yapmış zihniyetlerin medyada AB’ye meydan okumalarının, ülkemizi “demokrasi tanımaz ve insan hakları bilmez” bir Afrika, Orta Asya veya Latin Amerika ülkesinin karesine taşıdığını artık herkes görüyor.

Gücü yetenleri tehdit ve yetmeyenlere rüşvet ile mesafe almaya çalışan AKP’nin yargıda, MİT kanununda, İç Güvenlik Yasası meselesinde ve klâsik devlet yapılanmasında iyice geriye gidip AB kriterlerinden uzaklaşması; yalnızca Kemalistlerle Siyasal İslâmcıları sevindiriyor. Siyasal İslâmcı cenahın sevincinin ülke menfaatimize uygun olmadığını, geçmişteki ihtilâl hükümetlerinin zulümlerine tepki olduğunu ve maalesef hakikî hürriyet ve demokrasiyi hem fert boyutunda ve hem de dünya konjonktüründe bilemediklerini rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Klâsik de denilmez, bu düşünceye... İlmilikten uzak ve gayet yanlışca bir taklit... Sonu elbette istibdat ve anarşiye gider.

KEMALİSTLERİN SEVİNCİ...

Avrupa ve Amerika’daki İslâmiyet ve insaniyet karşıtı cereyanlarla çalışan Kemalistlerin ellerinde, önemli veriler var. Global enstitülerin yardımlarıyla “günlük siyasetin” nabzını tutuyorlar. AB’ye kafa tutan bir Türkiye’nin eninde sonunda kendilerine kalacaklarına bilimsel inanıyorlar: Cezayir’de, Eski Libya’da, Mısır’da, Afganistan ve Pakistan’da bu sahneler çoklukla yaşandı. Kemalistler için en önemli husus, mevcut hükümetin anti demokratik kanun ve icraatlarla milletten ve dolayısıyla AB’den uzaklaşmasıdır. Gerisi mutlaka gelecektir. M. Kemal’i siyasetlerinden önemli bir parametresi kabul etmiş şu İslâmcı kadroların icraatları, elbette Kemalistleri sevindirecek ve onların AB’ye şahin kesilmeleri, Kemalistleri sürurdan dört köşe yapacaktır.

Siyasal İslâm’ın hürriyet ve de demokrasi derdi olsaydı veya milletin derdine teşhis koyabilseydi; önündeki en büyük engelin Kemalizm olduğunu görecekti. Ve bu müthiş illetten kurtulmasının da, ancak AB kriterleriyle ve AB ile hukuk ve teknikte entegre olmakla mümkün olacağını bilecekti...

AB’NİN ÜRKEKLİĞİ

Türkiye’deki komita istibdadına veya palyatif demokrasi hareketlerine karşı sesini yükseltmeyen AB’ye, AKP kardrolarının diklenmelerini garipseyebilirsiniz. Evvelâ, AB içindeki Demokrat ve insaniyetperver Avrupalılarla, ihtilâlci Troçkist Avrupalıların dehşetli mücadelesi Türkiye medyasına yansımıyor. AB’ye musallat olmuş neocon ve neoliberalci banka ve fonların Euro’ya hücumunu birlikte seyrediyoruz. AB’yi; dünya barışındaki misyonunu ifa edemesin diye, onu KİEV yanıgınına sokan siyasetçileri de yakından takip ediyoruz. İsrail’in, Avrupa’daki dinsiz ve ahlâksız ırkçılara tam destek çıkması, AB’yi anlamamızı güçleştiren hipnozu bozmuş olması lâzımdı. Irkçıların sağcı olmadıklarını ve global çetelerce finanse edildiklerini Avrupalı entellektüel az çok öğrenmiş durumda... İşte; hem ABD ve İngiltere’deki organizeli barış karşıtı fonlarca ve hem de AB içindeki neocon politikacılarca desteklenen tahribatçı II. Avrupa’nın saldırganlığı; AB’yi hem Türkiye’de ve hem de İslâm Coğrafyasındaki zulümlere karşı “zayıf” düşürüyor. Mutlaka AB’nin yanında olması lâzım gelen Türkiye’nin; Kemalistlerce ve onların oyunlarına gelen Siyasal İslâmcılarca tutsak edilmesine yüksek sesle itiraz edemiyor ve azıcık ürkek davranıyor.

Okunma Sayısı: 3811
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kemal kardeş

    20.4.2015 18:03:31

    Hususan İçtima-i ve siyasi dairede Allah'ın dinine layık şekilde hizmet edilebilmesinin sağlanması için güzel ve sağlam bir "Emr-i Maruf nehy-i münker" ve nasihat-ikaz-ihbar olmuş belki 20 kişiye oku diye mesaj çektim.Tebrik ve dua ediyorum.

  • R.Kalyoncu

    20.4.2015 13:38:16

    Siyasal İslâmcıların hürriyet ve demokrasi derdi olmadığı doğrudur. Ve lȃkin meftunu olduğumuz AB’nin acaba böyle bir derdi var mıdır? Bosna’da yaşanan insanlık dışı katliama göz yuman; Suriye, Myanmar, Doğu Türkistan, Ruanda gibi pek çok yerdeki fecȃatı görmezlikten gelen bir AB, hürriyet ve demokrasi havarisi midir? AB’nin şimdiye kadar iyi bir sınav vermediğini görmeliyiz. Türkiye’den hiçbir üstünlüğü olmayan Demirperde ülkelerini ve Kıbrıs Rum kesimini bünyesine alırken, Türkiye’yi yarım asırdır, çeşitli bahanelerle kapıda bekleten AB mi demokrasi derdindedir? Sırf AKP’nin yanlışlarına odaklı bir analiz bizi doğru sonuca götürmez. Onu yanında AB’nin tutumunu da iyi değerlendirmeliyiz. Almanya ve Fransa gibi ülkelerin yakın gelecekte Türkiye’ye karşı tavırları değişmez. Onlar için Türkiye bir ortak değil, rakiptir. Ayrıca, Kemalizm’in temelinde; alfabesi, şapkası, müziği ile, kısaca modern hayat tarzıyla, Avrupaileşmenin nihaî hedef olduğunu da unutmamak lȃzımdır.

  • sultan selim

    20.4.2015 10:33:18

    Vur daga kazmayı ferhat, çogu gitti azı kaldı...

  • Turgay Namdar

    20.4.2015 10:21:57

    -Siyasal İslâm’ın hürriyet ve de demokrasi derdi olsaydı veya milletin derdine teşhis koyabilseydi; önündeki en büyük engelin Kemalizm olduğunu görecekti.- İşte bütün mesele bu. Bu noktadan bakıp akp yi teşhis edemeyen nurcu kardeşlerimize Allah basiret versin.

  • hhk

    20.4.2015 10:17:17

    Ahir zamandaki süfyanizmin ve deccalizmin şerrinden başta peygamberimiz olarak pek çok peygamberlerin Allah'a sığınılması yönündeki irşatları boşuna değildir..Çünkü işlerini nifak çerçevesinde görmekteler..Gövdenin ta içine sirayet etmekteler,mukavemet çok zor görünmekte..Ama Allah razı olsun şahs_ı manevinin temsilcisi olarak gerçekleri çok güzel dile getiriyorsunuz..Er-geç bu hakıkatlar inşallah anlaşıacaktır.

  • yorumsuz

    20.4.2015 10:01:32

    Öyle görünüyorki, hükümetin sınırtanımaz gayrihukuki icraatlarında dayanak,yine Türkiye düşmanları olan o global şer güç değil mi... Namluyu dini cemaatlere çevirmesi,yargıyı hallaç pamuğundan beter etmesi ve emniyet teşkilatını dağıtması, o mihraklardan emir aldığını gösteriyor..Farklı yorumlara zevkle okumak istiyorum.. Yazarımızın yakaladığı noktanın bam teli olduğuna inanıyor ve tebrik ediyorum..

  • Demokrat Avrupa

    20.4.2015 00:57:59

    Kiyamet yaklastikca ve dünya kücüldükce deccaliyetin ve süfyaniyetin cevirdigi oyunlar zorlasiyor....Insanlikta bu oynanan oyunlari okumakta zorlaniyor....Risale-i Nur talebeleri bile zaman zaman ahir zaman olaylarina bakilmasi gerektigi gibi bakamiyor....Allah Yeni Asya Cemaati`nin yar ve yardimcisi olsun....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı