Peygamberimiz’in (asm) kıyamete yakın Müslümanlar içinde çıkıp fitne ve nifakla galip geleceğini haber verdiği hareketin en önemli özelliği de aldatmakla iş görmesidir.

Siyasal İslâm’ı temsil eden AKP hükümetinin; hipnoza yakalanmış, cehalete yenik düşmüş, her gün havuz medyasından pompalanan zehirle sersemleşerek hâlâ sayıklama modunda duran bir kesime, kusur ve cinayetlerini örtmek için kullandığı “Kandırıldık!” sözü üzerinde biraz durmamız gerekiyor. 

13 seneden beri, ilk mektep tahsilini yapmış ve düz mantıktan başka birşey bilmeyen herhangi bir insana da dikkatlice sorsanız, hükümetin aldanmak yerine aldatarak hayatını devam ettirmeye çalıştığını duyacaksınız.

Başta AB kamuoyunu, Türkiye Kürtleri olmak üzere (Irak ve Suriye dahil) bölge Kürtlerini, Arap âleminde hürriyet ve demokrasi bekleyen milyonları, başta Fethullah Hoca olmak üzere bu kadar dinî cemaatleri, dürüstlük, serbest piyasada istikrar ve şeffaflık bekleyen tüccârı, Batı’nın teknolojisi karşısında komplekse kapılmış ve yükseliş bekleyen sanayiciyi, Bediüzzaman’ı hayatta görmüş ve ömürlerini Kur’ân ve iman dâvasına adamış kahramanları, kültür politikasında inkılâp bekleyen aydınlarımızı ve yakasına taktığı Demokrat ve liberal kimliklerinden ötürü aldanan  milyonlarca Demokratı, AKP tam 13 senedir kandırabilmiştir. Bu büyük dehayı mevcut AKP kurmaylarında aramak ne kadar doğru olabilir, bilmem… Fakat Yeni Dünya Projesini önlerine koymuş Okyanus ötesi Yeni Muhafazakârlarla Türkiye Kemalistleri el ele verince, hakikaten hem dünyanın ve hem de Türkiye’nin önemli kesimlerini uyutarak kandıran bir dehanın varlığı ile karşı karşıya geliyoruz.

KEMALİZM KİMLİĞİ VE AKP...

AKP’nin 28 Şubat sürecindeki kuruluş çalışmalarının sergüzeştini yakın tarih arşivcilerine bırakalım. Amerikalı ve Avrupalı neocon’larla yapılan anlaşmalar. Evvelce Özal’a dikte ettirilmiş Çekiç Güç’ün devamı niteliğindeki Irak politikaları... Refah’taki gelenekçi - yenilikçi ayrışması... Saraydaki zindanda! her gün Batılı misyonlarla yapılan görüşmeler… İstanbul Belediyesinden veda seremonileri, şiirle giyilen mazlûmiyet ve mağduriyet gömlekleri, Jet Fadıl’ı harcayarak devralınan Jet Başbakanlık... Bütün şu başlıkların altı belki onlarca sayfayla doldurulabilir. Fakat uyanık olan veya hipnozdan kurtulmuş, meselelerden haberdar her insanımız; AKP’nin meşhur 1 Mart tezkeresinden bu yana canla başla yeni muhafazakârlara verdiği taahhüdü yerine getirmeye başladığını hatırlarlar...

Kandırmak, fitne ile siyaset yapmak ve milleti birbirine düşürmek Kemalizmin de geleneğidir. Belki de AKP kurmayları yeni muhafazakârlara Kemalistler ve hanedan mensupları üzerinden bağlanıyorlar... Zira her söylediklerinin tersini yapıyorlar. Kenan Evren ve ekibinin yaptığı gibi. İhvan-ı Müslimin’i Sisi ile Beşşar’ın cehennemine teslim eden rolünü, bir kısım saf dindarlarımız hâlâ anlayabilmiş değiller. Kaddafi’den siyaset öğrenen bu kadroların Libya’ya ihanetlerinin hâlâ konuşulmaması, dehanın medyaya bakan cihetini gösteriyor...

Fethullah Hoca’yı Amerika’da ziyaret için sıraya girmiş, bir bardak suyunu içip takkesini başlarına koymuş bu ekibin ikiyüzlülükteki mahareti de dikkat çekicidir. Tam sekiz sene boyunca yağ ile bal gibi giden ilişkiler, program gereği bir gecede bozulunca, utanmadan “Kandırıldık!” diyenlere aldananlar, elbette bütün milletin haram sudan içmediğini bilemiyorlar. 

Başbakan Davutoğlu; PKK’nın 2013’ten bu yana yığınak yaptığını söylüyor... PKK’yı Kuzey Irak ve Suriye’de organize eden Barzani’ye zillet gösterenlerin bugün kandırıldıklarını söylemesine dağdaki çoban da inanmıyor. Birçok araştırmacı, HDP’nin AKP kurmaylarının yardımıyla kurulduğunu yazıyor... Demek ki Oslo’dan Tel Aviv’e kadarki bütün süreçlerde AKP vardı... Yalnızca başta Türkiye’yi, özelde de Kürtleri kandırıyordu kendince...

AKP’nin Ergenekon Destanını, yakın tarihçilerimiz mutlaka yazacaklardır. Kemalist ihtilâlcilerden özür dileyenleri Samanyolu TV kandırmamıştı. İş başa dönüyor. 1974’te komünistleri affeden Siyasal İslâmcılar, Ergenekon çerçevesinde de 12 Eylül ve 28 Şubat’ta millet iradesine müdahale eden bir kısım Troçkistleri yeniden kurtarmışlardı... Yani AKP, Kemalizm adına bu oyunu oynuyor ve milleti kandırıyor...

AKP, MÜSLÜMANLARI ALDATIYOR...

Türkiye’de, Atatürkçülüğü kurtarma projesi çerçevesinde çalışan AKP’nin dindarları kandırdığı inkâr edilemez bir gerçek oldu. Belki yalnızca dindarları değil; hürriyet, adalet, rahat geçim ve insaniyet arayan herkesi şaşırttı AKP... Proje olarak herkesten ziyade Türkiye’nin, Türkiye’deki her kesimin büyük zararlar gördüğü, sel suları çekildikten sonra daha net ortaya çıkacaktır. Veya dışardan ve içerden taşınan rüşvetler bitip, millet devletin fıtrî köklerini aramaya koyulduğu gün... Yangın mahalleyi sarıp dumanlar nefesimize hücum ettiğinde... Veya bir zelzele ile herkes kendisini dışarıya attığında... 

Yani hipnoz aletlerinin devre dışı kaldığı dehşetli zamanlarda millet birbirine sormaya başlayacak: 

“Ne oluyor bize... Türkiye nereye gidiyor... Bu da neyin nesi...”

 Fakat duâmız o ki, Rabbimiz içimizdeki masumlar, müstakimler, ihtiyarlar, hayvan ve ağaçlar hürmetine bizi korkunç ikaz ve intibahlarla imtihan etmesin.