"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP-Merkel tiyatrosunda son fasıl...

Şükrü BULUT
25 Ağustos 2017, Cuma
Yeni bir perde açılmazsa, inşallah bu son fasıl olacak.

İnsanlığın ekserisini aptal ve enayi yerine koyarak, ellerindeki servete dayanarak bu tiyatroları oynayanların mahiyetini yazmayı, yine insanlık adına bir vazife telâkki ediyoruz.

Okunup - okunmaması, dinlenip dinlenmemesi bizce acil bir görev değil. Gelecekteki nesiller, neoliberallerin oyunlarını harita gibi ortaya çıkardıklarında, bizi hipnoz veya cehaletle suçlamamaları için, yazmaya mecburuz.

Çok önceden bu yana; AKP ile Merkel ve ekibini, neoliberal cereyanına mensup, zaman zaman neoconlar’la da iş tutan ortaklar olarak gördüğümüzü hatırlarsınız. Siyasetin; lâfzın mananın tam zıddı olarak yansıdığı zamanları yaşıyoruz. İsrail Cumhurbaşkanına “One Minute!“ çektiğimiz günün ertesinde, karşıtlarının (İsrail’i) kontrolündeki Gazze ‘de Türk Bayrakları ve Erdoğan posterleriyle süslenmişti.

Yine hatırlarsınız; Angela Merkel, Köln’deki meşhur Arena Stadyumu’nu Erdoğan’a açarak, Almanya toprakları üzerinde Siyasal İslâmcılara Türkiye politikası yapma imkânı vererek, bir başka pimi çekmişti. Bununla kalmamış; Erdoğan’ın barajı aşabilmesi için “ters vuruşlu Avrupa sahneleri ile“ Erdoğan’a muazzam bir destek vermişti. Erdoğan ve AKP kazanırken Avrupa’da, Türkiye kaybediyordu, buradaki Müslümanlar kaybediyordu, AB’deki imajımız kaybediyordu... Bu kayıplara, neoliberal ve neoconlar adına sevinen Merkel ve Erdoğan’ın hâlâ bu oyuna devam etmeleri, Türk milletine ve insanlığa saygısızlıktan başka bir şey olmamalı.

Bu Neoliberal ve Neocon siyasetçilerin Avrupa Birliği karşıtlıklarını herkes anlayamıyor. Açmadık kapı ve girmedik bir delik bırakmaksızın her yere sızmak isteyen bilhassa neoliberaller; Avrupa Birliği’nin kanunlarından rahatsız oluyorlar. Oradaki millî renkleri silmek istiyorlar. Bütün gelenekleri, töreleri, inançları ve insanî değerleri “hayvanî hürriyet“ anlayışıyla tepelemek istiyorlar.

Avrupa Birliği’nin; insanın hayatını, çevreyi, hukukunu, beden ve ruh sağlığını bu bozgunculara karşı koruma altına alma teşebbüsü, dayandıkları servetle bütün dünyayı tahrip etmek isteyen ve bütün sermayeleri kontrol altına almaya çalışan neoliberalleri fevkalâde tedirgin ediyor.

Angela ile AKP´nin Avrupa Birliği düşmanlıkları, bağlı bulundukları neoliberal cereyanı hesabınadır. Türkiye’yi bilinçli bir şekilde AB aleyhtarlığına çevirmek istiyorlar. Halbuki Amerika’nın ekseriyeti bu çekirge sürülerine ve köpek balıklarına karşıdırlar. Ve bunu, mahiyeti hâlâ belli olmayan Trump´a tepki reyleri seçmenleriyle ortaya koydular. Amerika ile Avrupa Birliği’ni birbirine düşman olarak gösteren resimlerin yanlış olduğunu, asıl Avrupa Birliği´ni ortadan kaldırmak isteyenlerin neocon ve neoliberal ittifak olduğunu görmemezlikten geliyorlar.

Yukarıdaki geniş resmi tam anlayabilmek için; gazetelere geçmişte yansımış Merkel-Erdoğan pozlarını bir araya toplayınız. Ortalarına Georg Soros’u da yerleştirebilirsiniz. Soroz derken; Açık Toplumcuların, Avrupa’ya mülteci akını kampanyasının resimlerini de ilâve edelim. İşte o zaman; Merkel ile AKP´nin neoliberaller Ligi’ndeki birlikteliği ortaya çıkacaktır.

MERKEL’E YARDIM SIRASI ERDOĞAN’A GELMİŞTİR…

Bu hikâye Avrupa Birliği’nin savunma çekirdeğini teşkil edecek Alman askerlerin Türkiye’ye kabul edilmemesiyle başlamıştı. Sonra sun’î gerginlikler ile altyapı hazırlandı. Ve nihayet Erdoğan; Merkel için seçim kampanyasını Türkiye’de başlattığını bizim neslimiz iyi hatırlarlar. Cuntacı Evren Özal’ı seçtirtmek için aleyhte konuşmaya başlamıştı. Hem de Urfa ve Erzurum gibi dindar şehirlerde, Ramazan-ı Şerifin hürmetini kırarak... Halk da ters vuruşların gereğini yapmış ve ANAP’a hücum etmişti.

Fakat Almanya halkı biraz daha eğitimli. Meseleyi Merkel-Erdoğan hattından çıkararak, diğer partiler de Erdoğan´a ve dolayısıyla Türkiye’ye hücumu propağanda programlarına açtılar. Steinmeyer´den Schulz´a kadar... Hatta Yeşiller Erdoğan’a rağmen Cem plâketini bile hazırlamışlar. Bu arada olanlar bize oluyor. Avam Türkiye’yi Erdoğan ile özdeşleştirince, yine buradaki Müslümanlara zarar dokundu, yine Türkiye’nin imajı çizilip küçük küçük ekonomik yaptırımlar ile karşı karşıya kalıyoruz.

STEINBACH DA AKP’Yİ KURTARMA DERDİNDE…

Bu arada şu anekdotu da değerlendirelim. Meşhur araştırmacı Steinbach, Sarkozy ile Merkel´i, Türkiye’ye doğru davranmamakla suçladı, geçenlerde... Bir yönüyle doğru görünebilir, bu beyan. Halbuki Steinbach; bizden daha çok Avrupa Birliği düşmanlığında yarışan Merkozy´i tanıyordu. Bu ikilinin neoliberal sermaye ve neocon siyasetler için yapmayacaklarının olmadığını pekâlâ biliyordur. Güya ilk başlarda AKP uyumlu olarak çalışıyormuş da, sonradan Merkozy’lerin yanlışları bu Siyasal İslâmcı ve neoliberal siyasetçileri AB’den soğutmuşmuş. Dolaylı yardım İşte buna derler. BOP’un Eş Başkanlığı ile AB ortaklığını aynı karede nasıl değerlendirdiklerini anlatamayanlar, suçu yine AB’ye atmaya çalışıyor. Neoconların projesi olan BOP’a sadakatini, 2003’lerden yakın zamana kadar otuz kırk defa dünya medyasında ilân edenlerin, Avrupa Birliği’ne ne kadar dost olabileceklerini, galiba gelecekteki araştırmacılar yazacaklar. Kendi siyasî menfaatlerine veya birlikte hareket ettikleri neoliberallerin menfaatleri uğruna Almanya’yı ve Türkiye’yi zarardan zarara uğratanların siyasî danslarını hâlâ görmeyenlerin ölümcül uykularından korkulur. Bu ölülerle birlikte yeryüzünde yaşayan dirilerin vay haline...

Okunma Sayısı: 3607
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Dogu Bati

    25.8.2017 21:41:46

    Birinci Avrupa`nin adami Schulz, Merkel ise ikinci Avrupa`nin. Reportaj`da Erdogan acik bir sekilde Merkel ile pek sorunu olmadigini, ama Schulz ile büyük sahsi sorunlari oldugunun altini cizdi. Acik bir sekilde birinci Avrupa ile kavga, ikinci Avrupa ile ortak hareket.

  • Demokrat Avrupa

    25.8.2017 21:30:49

    Gaye ayni: AB düsmanligi. Genellikle secim önceleri, sanki secim endeksli bir olay gibi gösterme cabalari.

  • ahmet said

    25.8.2017 16:44:20

    cehalet ve hipnoz perdelerini aralayanlardan Allah razı olsun.Kaleminize kuvvet..

  • Ali Tam

    25.8.2017 00:53:00

    Senaristler bir hikayeyi halka satabilmek icin iyiyi ve kötüyü biraraya getirmeye calisirlar ki halk iyinin taraftari olsun. Siyaset arenasinda süper ligde oynayanlar kendi aleminde kendi halkina kendini iyi taraf olarak satar bu yüzden yazarimizin bahsetttigi düetlerde her aktör kendi aleminin kahramanidir. Halk asla kahraman olamaz hatta herhangibir dilde T-Shirt'una kahraman yazisini yazamaz, müsaade etmezler. Bu suratlarina mide muhteviyati boca edilesiler hele az daha oyalansinlar ta ki ölüm gelip layik olduklari yere götürünceye kadar. Erdogan'in katkilariyla Merkel bu secimi daha da kolay kazanacaktir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı