"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP terörsüz Türkiye’yi istemiyor, konuşuyor

Şükrü BULUT
08 Eylül 2025, Pazartesi
AKP’nin 12 Eylül Partisi olduğunu kabul eden ve bu ihtilâlin mahiyetini bilenler, yazdıklarımızı daha rahat anlayacaklardır.

Anarşiyi bitirmeyi müdahalelerine sebep sayan cuntanın, 12 Eylül Sürecinde sağ, sol ve Hizbullah/İran formatlarında başlattığı ve geliştirdiği terördeki kayıpların bilançosunu kaynaklardan okuyanlar da, terörün ANAP’taki gibi AKP’de de bir iktidar olduğunu göreceklerdir. Terörsüz Türkiye’yi ilk seslendirdiklerinde, milletin menfaatine azıcık ümitlenmiştik. Bu yoldaki kılavuzların Marksistler olduğunu; sağcılara ve dindarları kapsamadığını okuyunca da endişemizi yazdık. Maalesef 12 Eylül’ün muhafızları veya demokrasi karşıtları inatlarından vazgeçmiyorlar: Demokrasimize ve millî varlığımıza ihanet etmiş tüm terör örgütlerini (ASALA, PKK, DEAŞ ve diğer Marksist terör örgütleri) uzlaşma masasına Cumhur İttifakı adına  davet eden hükümet; sağdaki yapıları ve cemaatleri yok sayıyor. 

2004 yılında Nurcularla ve Süleymancılarla mücadele edeceğini taahhüt altına alan bu hükümet değil mi?

Beraberce yola çıktıkları ve çocuklarını servetleriyle teslim ettikleri Gülen Hareketini de buraya çağırmıyor. Bugün için birlikte hareket ettikleri Marksist Kemalistler, AKP’yi zayıf gördükleri yerde; onların kararlarıyla mahkum etmeyecekler mi? 12 Eylül sürecinin 28 Şubat etabı ortada… AKP’nin idarecilerinin kahir ekseriyeti düne kadar Gülenle beraberlerdi. Şayet barış veya demokrasi için mutabakat olacaksa; süreç içinde ötekileştirilen ve zararlı gösterilen tüm cemaatlerin bu masaya davet edilmesi gerekmez mi?

Bediüzzaman’ın ezberlenmesi gereken cümlesi; siyasette lafız, bazen mananın zıddıdır. Terörsüz Türkiye’yi istemek 12 Eylül’ün ruhuna aykırı olduğu kadar, demokrasiden ürken AKP’nin icraatlarına da aykırıdır. Soros’un Açık Toplum Enstitüsü ve Avrupa Yeşillerinin organize ettikleri vakıflar kanalıyla Marksist Kürtleri teşkilâtlandıranların başında TESEV gelmiyor muydu?

İsterseniz bu meseleyi, sırra kadem basmış Nimet Çubukçu Hanımefendiye  sorarsınız. Meclis tutanaklarındaki ikrar/itiraflarını tekrar etsinler.

Önemli bir mesele daha kaldı. Terörsüz Türkiye’yi AB ile savaşarak devredışı bırakan,

Ülkeyi bu defa ekonomi cihetiyle IMF yerine Londra’ya bağlayan,

Arap Dünyasındaki üç küsur milyon masumun Neoconlarca katledilmesine gözyuman,

AB’nin para birimi Euro ile mücadele ile Türk Lirasını perişan eden,

Barzanistan’ın başına belâ yüzbinlerce Marksist teröristi topraklarımız üzerinden Suriye’ye taşıyan,

Libya’nın parçalanması için Neoconlara bavullar dolusu dolar gönderen,

Millî Devlet çizgisinden ayrılarak ülkenin kaynaklarını küresel ortaklarına kelepirce veren,

Ve ekonomimizin her kalemine, son elli senenin en acıklı halini yaşatan AKP’nin, neden Terörsüz Türkiye derdi olsun ki…

Kılavuzu karga olanın vay haline… Ne kışı, ne yazı; ne yokuşu, ne düzü; ne feryadı ve ne de sazı olmaz… Matemlerden kurtulmaz… 

İşte 12 Eylül ihtilâli…

İşte ihtilâlin partileri olan ANAP ile AKP…

İşte ateşi bir nebze dinmemiş enflasyon ve de terör…

Ümitsizlik inancımıza terstir. AKP’nin hep yanlış yapacağına inanmak i’tikaden yanlıştır… Mademki tevbe kapısı guruba kadar açık kalacakmış… Tövbekâr olup demokrasiye, millete ve millî menfaatlere dönerler diye –beyanlarından duyunca-ümitleniyoruz. Gelgör ki mutabakat masasının ayakları eksik… Sağcılar yok… Dinî cemaatler yok… Tesettür mağdurları yok… Kürtler yok… Ermeniler yok. (PKK Kürtleri temsil etmediği gibi, ASALA da Ermenileri temsil edemez.) Allah’ın lütfu olarak niteledikleri hareket yok… Barışa maya olacak demokratlar yok… Bu kadar yoklukla demokrasi ve barış mutabakatını nasıl sağlayacaklar ki… Cumhur İttifakı Terörsüz Türkiye’yi içtenlikte isteseydi; önce  12 Eylül’ün mağdurlarını masaya çağıracaktı… Ve en son da Gülen meselesini vuzuha kavuşturacaktı…

Okunma Sayısı: 1970
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit örenel

    8.09.2025 18:12:09

    "İmam evinden aş, ölü gözünden yaş gelmez". Ülkede muhalefet müessesini komple yok etmeye ya da güdümlü hale getirmeye çalışan bir AKP'nin çözüm sürecinden de hayır gelmez.

  • Hür Avrupa

    8.09.2025 15:21:54

    Selamunaleyküm hocam Bu işlerin kaynağında bulunan ingiltere Onlarla kim yakınlık içerisindeyse bilinsinki memleketin hayrına bir işin içinde değildir vesselam.

  • Aziz Hüseyin.

    8.09.2025 12:50:46

    12Eylülün 45. Yıldönümünde inşaallah AKP de tarihe kavuşur, tıpkı ANAP gibi…

  • Demokrat Avrupa

    8.09.2025 12:26:48

    Neoconların ve neoliberallerin sayesinde iktidara gelen AKP yirmi yıllık aşkın olan siyasi hayatında her zaman bu cereyanların emrinde hareket etmiştir. Ülkenin menfaati hiç bir zaman öncelik olmadığı gibi dini ve milli değerler de aynı zamanda siyasi malzeme olarak kullanılmıştır…28 Şubat postmodern darbesi ve BOP’un bir parçası olan demokrasi düşmanı bir partiden ne kadar müsbet beklentilerimiz olabilir ki…

  • Osman Yıldırım

    8.09.2025 11:57:48

    Son yıllarda Yeni Asya içinde oluşan siyasalislamcı bazı güruhun hoşlanmıyacaği bir yazı olmuş,zira bunların temel amacı siyasalislamcılık konusunda duruşunu degıştirmeyip siyasalislamcılarla Nurculuk arasında doku uyuşmazlığı olduğunu savunan Yeni Asyayi bu düşünceden vazgeçerimp diğer bazı Nurcu guruplar gibi Yeni asyayi siyasalislamciların arkasına vagon yapmaya çalışanlar bu yazıda belirtilen hususlara kesinlikle karşı çıkarlar ve kabul etmezler diye düşünmekteyim.

  • yılmaz

    8.09.2025 08:28:15

    Milli ve hayati meseleleri, kendi iktidar ve istikballerine kullananlara yazıklar olsun. Her iki dünyada da beklentilerinin aksisiyle karşılaşacaklar. Bu alçak dünya hayatı, bu zillete değer mi?

  • Mustafa coban

    8.09.2025 07:09:20

    Aslolan iktidar olmaktır.nasıl olacağı önemsiz.iktidar süresini uzatmaktir.kiminle olursa olsun,nasıl olursa olsun.iktidarın bittigi gün kafes sistemi geliyor.üzüldügüm 60 senelik islami iktidar özleminin Balkon çıkmasıdır.

  • Hüseyin T

    8.09.2025 06:26:07

    [2] Umut, inancımızın bir gereği olsa da, gerçeklerle yüzleşmek ve tarihin tekerrür etmesine izin vermemek en büyük sorumluluğumuz. Bu anlamda yazı, bu yüzleşmeye çok önemli bir katkı sunmaktadır.

  • Hüseyin T

    8.09.2025 06:25:37

    [1] Kıymetli yazarımız, son derece önemli ve üzerinde düşünülmesi gereken gerçeklikleri cesaretle ortaya koyuyor. Türkiye'nin son 40 yılına dair resmi söylemlerin perdelediği sırları ve devamlılıkları apaçık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Özellikle 12 Eylül dönemi ile bugünkü iktidar pratikleri arasındaki organik bağa dair tespitleri fevkalade isabetlidir. "Terörsüz Türkiye" söyleminin, pratikte neden bir türlü samimi bir hedefe dönüşmediği ve hatta kimlerin bu masadan dışlandığı konusundaki sorgulama son derece yerindedir. Gerçek bir uzlaşma ve barış için, geçmişte ötekileştirilmiş tüm kesimlerin, dışlanan cemaatlerin de bu sürece dahil edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ekonomi üzerinden ülkenin nasıl yeniden yapılandırıldığına ve millî devlet çizgisinden uzaklaşıldığına dair sıralanan maddeler, yaşadığımız sıkıntıların arka planını anlamak için kritik bir şifre sunuyor. Kılavuzun "karga" olması metaforu, maalesef durumun vahametini çok net özetliyor.

  • yılmaz

    8.09.2025 00:10:39

    AKP'nin mahiyetini ve icraatını matematiksel açıklayan bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı