Bizim siyasete günlük kaygılar penceresinden bakmadığımızı, okuyucularımız biliyorlar.
Mevcut siyasetin, maalesef global cereyanlarla irtibatlı olduğunu gelişen dünya hadiseleri ortaya koyuyor. Hadislere bakışımızda aktüel zamanın dışına çıkmamızın gereği; dünya hakimiyetini ele geçirmek isteyen sınıfların enstitülerinde harcadıkları çeyrek asırlık ve yarım yüzyıllık programlardır. Bunu biz iddia etmiyoruz. Bilhassa 1992’de, teorilerini İslam Aleminde pratizeye başlayan meşhur teorisyenler söylediler. Hiç kimse necon ve neoliberal kelimelerini uydurmadı. Bu iki cereyanın kökleri; 100 sene ve 150 senelik geçmişe dayanıyor. Farklı zamanlarda,farklı kimlikleri kullandılar. Bunları bilmememiz onların olmamasını veya tahriplerini durdurmasını temin etmiyor.
Bu giriş, bizim Almanya siyasetine, diğer ahalinin değerlendirdiği kıstaslarla değerlendirmediğimizi sevgili okuyucularımıza arz içindi. Almanya siyaseti,Avrupa Birliği’ne fiili olarak girmiş Türkiye’nin vatandaşlarını da elbette alakadar ediyor. Ve Türkiye’deki otuz altı senelik neoliberal uygulamalar,ister istemez bizi konuya sevk ediyor.
Bildiğiniz gibi neoliberal bağlantılı siyasetçiler, tahrip dolu icraatlarını zamanın ihtiyaç ve beklentileriyle örttükleri gibi, azıcık da zamana yayıyorlar. Arkalarına aldıkları o dehşetli dev sermayenin verdiği cesaretle, halkın ekonomik ve sosyal yıkımlarını his edemeyecekleri bir şekilde hareket ediyorlar. Angela Merkel’in kendi ifadeleri, bağlantıları ve nihayet icraatları; O´nun neoliberallerle birlikte hareket ettiğini ortaya koymuştur. Bu yazımızda şu konuda bugüne kadar söylediklerimizi müşahhaslaştırmaya çalışacağız.
1- Bu hanım ve ekibi, küresel 11 Eylül İhtilâli’nin korkulu ortamında ve o zaman kendilerini Yeni Amerikan Yüzyıl’ı mensupları veya Yeni Dünya Düzencileri olarak tanıtanların himâyeleri altında iktidara geçti.Yani,Alman halkının iradesi birinci derecede etkin olmamıştı.
2- Sosyal Demokrat´ların, sosyal devleti daha işler hale getirmek üzere hazırladığı programları (Hartz IV ve diğerlerini) fırsat bilerek, emeklilik dahil Alman vatandaşlarının birçok temel haklarını gasp etti.
3- Global sermayenin bazı çevreleriyle ittifak kurarak, Alman halkının fakirleşme sürecini başlattı. Global güçlerden aldığı kuvvetli desteklerle ülkenin dev şirketlerini yanına çekti.Bu gidişatla,zor şartlara alışık olmayan Alman kökenliler, fakirlikte yabancı kökenlileri geçecek ve yine neoliberaller, çatışma için bunun faturasını Müslümanlara keseceklerdir.
4- Kendisi ile çalışanların bir kısmını o dev şirketlerin (Volkswagen, Audi, Mercedes v.b.) yönetim kurullarına girişini sağladı, sonra da onlardan bazılarını milletvekili ve hatta bakan yaptı.Bunu kendisinden önceki iktidarlardan çok farklı ve siyaseti dizayn noktasında gerçekleştiriyor.
5- Ülkenin en önemli bakanlıkları olan Aile, içişleri ve savunma gibi yerlere kendi ekibini yerleştirerek hem aileyi parçalama projelerinin önünü açtı, hem de iç barışı bozacak çalışmaların pimini çekti.
6- Insan neslini yok etmek isteyen bir hareketin temsilcilerini daha önce Dışişleri Bakanı yaparak, ahlaksızlığı normalleşmeye çevirdi... Sonra da, hükümet olarak eşcinsel evliliği kanunlaştırdı.
7- En büyük zararı ise ilk müttefiki olan Sarkozy ile birlikte AB ile yaptığı mücadeledir. Sarkozy Akdeniz işbirliğini öne sürerken, Angela ise Türkiye’ye özel ortaklık öneriyordu. AB´nin sarsıntılar ve Euro´nun hafakanlar yaşadığı dönemler, Angela´nın Soros ile dansa kalktığı dönemlerdi.
8- Ekonomik krizi (2008) Amerika’nın çıkardığı bir zamanında, hiç alakası olmadığı halde en büyük bedeli Almanya çekmiştir. (Bankaları kurtarma operasyonlarında)
9- Papa Benedict ile kavgaya tutuşarak, Frankfurt Okulu mensuplarına olan ideolojik yakınlığını ortaya koymuş ve Kilisenin zayıflaması için adeta karşı harekete bilmeden sebep olmuştur.
10- Sermayenin daha da zenginleşmesi için Alman halkının emeğini, aracı şirketleri peşkeş çekerek insanların sosyal hayatına en büyük darbeyi vurmuştur. Sosyal devletin bu ülkede can çekişmekte olduğunu dünya görüyor. Zira neoliberaller, sosyal devlete hedeflerini engellediği için karşıdırlar.
11- Almanya’daki yabancı düşmanlığının İslam düşmanlığına dönüşmesi O´nun zamanında oldu... Ve bu daha sonra, O´nun Erdoğan ile ortak hareketiyle Türk düşmanlığına dönüştü. Türkiye’de daha önceleri yüzde 70 olan Avrupa Birliği taraftarlığının yüzde onbeş - yirmiye düşmesi, bu iki neoliberal siyasetçinin sayesinde olmuştur.
12- Almanya'nın tarihinde, ilk olarak bir savunma bakanı uluslararası tescilli bir terör örgütüne silah yardımında bulunmuş ve örgütünün silahlı eğitiminde Alman askerlerini istihdam etmiştir.
13- Neoliberallerin, Rusya´yı Suriye’de durdurmak üzere düzenledikleri Kiev devriminde Alman milletine büyük zararlar getirecek icraatlarda bulunmuş ve ekonomide ülkeye büyük getirilere sebep ticari ortaklıkları sabote etmiştir.
14- Arap Dünyasından gelen mülteciler meselesinde neoliberallerin bir temsilcisi Georg Soros ile işbirliği yaparak, Avrupa Birliği’nin bu meselede iç sıkıntılar yaşamasına yol açmıştır. Kendisini dünyaya şirin gösterirken Soros ile birlikte,bir çok AB ülkesinin Müslümanlara karşı duruşuna sebep olmuştur.
15- Almanya için dünya kamuoyu; şairlerin ve düşünürlerin ülkesi derken, neoliberallerin ahlaksızlık, sefahet ve fukralaştırma projeleri ile günümüzün Almanya gençliğinin maalesef alkol, uyuşturucu, internet ve hedonist zevk müptelası olduğunu istatistikler ortaya koyuyor. Bu halkın, en büyük değeri olan aklını en çok kaybetmeye başladığı zaman, Angela´nın zamanıdır.
16- Demokrasi ve inançların teminatı olması lazım gelen bir partiyi, müteveffa Kardinal Meisner´in ifadesi ile din ve demokrasi ile kavgalı hale getiren, perdeli hareket eden Angela Merkel´dir. Ayrıca, Almanya’daki geneleksel siyasetin parçalanıp zayıflaması da bu dönemdedir. PEGIDA gibi hareketlerin ve AfD gibi partilerin finans kaynaklarını ortaya koymayan bir dönemin Başbakan´ı olduğundan, elbette bütün bu hareketlerin günümüzdeki sorumlusudur,Angela Merkel...
Esasında, maddeler halinde arz ettiğimiz hususlar, bütünün ancak birkaç parçasını teşkil eder. Yer ve zaman imkansızlığımız, ancak bu kadarına müsaade ediyor. İnanıyorum ki, Merkel’in geçmişte kalan şu üç dönemlik icraatı, bir çerçeve içinde nazarlara sunulsa, O´nun hem Almanya’ya, hem Avrupa Birliği’ne ve hem de dünya barışına ve insanlığa büyük zararlar verdiği net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Kaldı ki bu hanımefendi, bağlı bulunduğu mektebin tavsiye ve prensipleri dahilinde yürüyor; Alman halkının değil, birlikte hareket ettikleri ortaklarının çıkarları daha çok ilgisini çekiyor. Angela, neoliberallerin Almanya halkı üzerine,hipnoz maksatlı örttüğü bir örtüdür. Halkını işsizlikle, sefaletle ve fukaralıkla korkutan bir hayûla... Bu örtünün, artık bu mazlum milletin üzerinden kaldırılması gerekiyor... Değil mi?