"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara katliâmı ve tedaileri...

Şükrü BULUT
16 Ekim 2015, Cuma
Dehşetli bir katliâm… Cinayet kelimesi bu felâketi ifadeye yetmiyor.

Yüz civarında masum insanın hayatı… Ve ülkenin dört bir yanını inleten feryad u figan… Arap dünyasındaki kan-revan manzaralara bakarak olayı küçültmeye çalışanlar, insanî duygularını yitirme sürecine girmişe benziyorlar. Hülagu zulmünü çağrıştıran bir felâket, diğer bir fecaatin üstünü örtemiyor bugün…

Demokrasiyle idare edilen ülkelerin başşehirlerinin merkezlerindeki terörü sıradanlaştırmaya çalışanlar, nazarı doğru yerden yanlış yöne yönlendirmeye gayret edenlerdir. Zira devasa global bir yapının elini merkezlerinde gören idareciler, genellikle mesajı almış oluyorlar. Yanlış yönlendirmeye çarpıtma da diyebiliriz. İspanya, Madrid garında darbeyi yemişti. Londra’nın yapısı biraz daha değişik olunca, global terör gar yerine metroyu seçmişti…Charlie Hebdo’ya da bu zaviyeden bakabiliriz. Sonra Kopengah ve Brüksel’e yapılan saldırıları da aynı karede değerlendirebiliriz. Global güçlerin terör diliyle bağımsız ülkelere verdikleri mesajın boyutlarını görerek geliyoruz. Moskova’nın da bir-iki defa katliâmlarla sarsıldığını düşündüğümüzde Ankara katliâmı benzeri hadiselerle, mesajın o ülkenin mevcut hükümetine verildiğini anlıyoruz.

Türkiye, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Danimarka, Norveç, İsveç, ispanya ve Belçika gibi demokrasiyle idare edilen ülkelerin merkezlerine yapılan saldırıları el-Kaide, IŞİD, PKK veya bir başka terör grubuna mal etmek isteyen hükümetlerin gülünç durumlarını da görüyoruz. El-Kaide’nin İngiliz istihbaratına rağmen Londra’ya ulaşabilme imkânı var mı? Öyleyse İngiliz devletine gözdağı vermek isteyen global bir güç var ortada. Söz konusu dehşetli gücün tetikçisini; Avrupa’dan, Asya’dan veya Afrika’dan seçmesi olayın mesajıyla hemen hemen alâkasızdır. Pentagon’un Afganistan’ı işgalinden sonra belki de Suudi unsurları kullanmaya başlayıp Selefi düşüncesinin isyankâr reflekslerinden istifade etmeye başladığı zamandan bu yana, çoğu tetikçilerin Arap kökenli olmaları, asıl failleri karartmaya yaramıştır. Paris baskını bunun en güzel son örneklerinden oldu. Tetikçiler öldürüldü ve esas failler faş olmadan kurtuldular. Devletler ve milletler savaşının yerini sınıflar veya menfaat grupları arasındaki çatışmalara ve uluslar arası dengelere bıraktığı bir zamanda, Ankara katliâmını yukarıda zikrettiğimiz facialardan farklı değerlendirirseniz, asla doğru sonuca gidemezsiniz. Global savaş lobilerini ve çetelerini de ıskalamış olursunuz.

AKP’YE VERİLEN MESAJ

Başşehir saldırılarının muhatapları hükümetler ise, Ankara katliâmında da mesaj mevcut hükümete verilmiştir. Ceza mıydı, yoksa ikaz mıydı, bunu zaman gösterecek. Neoconlarla hulus birliği yaptığı halde, vazifelerini tam manasıyla yerine getiremeyen kadrolar IŞİD’i adres gösterseler de, diplomasi analizcileri IŞİD’in veya PKK’nın arkasındaki güçlerin mahiyetlerini açıkça tarif ediyorlar. Rusya’nın Suriye denklemine katılmasına ses çıkaramayanlara da verilen bu gözdağı, BOP ile planlanan ve Arap Baharı ile realizesine başlanan bir işin önündeki engellere büyük bir tehdit sayılır. Rusya ile ABD arasındaki gizli anlaşmayı yazan muharrirlerimiz, bu anlaşma veya ittifakın kime karşı yapıldığını belirtmiyorlar. Belki de haklıdırlar. Düne kadar o kadrolarla düşüp kalkıyor ve avuçları patlayıncaya kadar isimlerini ağızlarına almaktan çekindikleri o global cereyanları alkışlıyorlardı. 

Batıda yanlış atlara binen siyasetçiler, genellikle sessizce köşelerine çekilirler… Onları, yanlış politikaları yazan gazeteciler takip eder. Bizdekilerin sicilleri ve arşivleri yüzlerce U dönüşüyle doludur. Kızarmayan yüzlerle yeniden sahne alan bu yanlışçıların zamanla kimyasal değişime de uğradıklarını düşündüğünüzde, hayra kabiliyetsizliklerini görüyor ve üzülüyorsunuz.

Netice olarak; ABD, AB ve Rusya ilişkilerine ikinci Avrupa kanallarıyla bakanlar veya onların suflörleriyle dış haberleri dinleyenler, yanılmaktan kurtulamayacaklardır. Başta Türkiye’miz olmak üzere, dünyamızın barış ve bekasını ilgilendiren hadiseleri, neoliberallerden maaş alarak yazan gazetecilerin köşelerinden takip edenler, bindikleri tekneyi tehlikeye atıyorlar kanaatindeyiz.

Okunma Sayısı: 2449
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Dogu Bati

    16.10.2015 13:59:06

    Yanlis hayaller ve hevesler üzerine bina edilen bir dis politikanin sonu elbette hezimete ugrayacakti. Bir de neoconlarin yaninda yer alirsan, karsina deccaliyetle savasan ve dünyada dönen oyunlari cok iyi bilen Rusya`yi bulursun. Rusya`yi da karsina alamiyacagina göre dört yillik emellerinin ve desteginin bosa ciktigini görürsün, ama hic bir sey yapamazsin.

  • Demokrat Avrupa

    16.10.2015 13:50:20

    Dolmusa binmek insanin kendi elinde olabilir, ama dolmustan inmek insanin kendi iradesinde olmadigina göre, AKP´nin sonu hic iyi görünmüyor. Maalesef bu arada kaybeden ülkemiz oluyor.

  • Sultan selim

    16.10.2015 09:13:46

    Gemiyi batirmak icin ellerinden geleni yapiyorlar bu hak ile batılın karsilasmasinda

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı