Dünya efkâr-ı ammesi El-KAİDE, IŞİD, EŞ ŞEBAB, PKK ve BOKO HARAM gibi örgütlerin, emperyal güçlerin veya Bedîüzzaman’ın tarifindeki II. Avrupa’nın yardımı olmadan kurulamayacaklarını ve dünyayı kasıp kavuracak teçhizat ve servise sahip olamayacaklarında artık çok iyi biliyor...
Başta Amerika olmak üzere; İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin resmî beyanları olmasa da, elektronik medyanın satır aralarında, siyasetçilerin atışmalarında ve bazı Batılı hakperest gazetecilerin makalelerinden bu gerçeği bütün dünya öğrenmiş durumda... Söz konusu terör örgütlerine lojistik destek veren ülkeler, teröristlere silâhlı eğitim veren derin devletler ve hatta teröristlerle birlikte tedhişe çıkmış iken yakalanan Amerika, Fransız, Alman ve İngiliz askerleri... Bilhassa dijital medyadan bu konularla alâkalı araştırma yapanlar, yeterince bilgi ve delile ulaşabilirler.
ÖNCE TERÖRÜ ORGANİZE, SONRA DA BÖLGEDEKİ HEDEFLERİ İÇİN, ANTİ TERÖR OPERASYONLARI
Böyle olmadı mı? El Kaide’nin elemanlarını, Afganistan’ın Sovyetlerle giriştiği savaşta devşiren Amerikalı neoconlar, 11 Eylül İhtilâli ile birlikte bu örgütü hem Asya’da ve hem de Afrika’da istedikleri biçimde kullandılar. Irak Savaşında yalanlarını kapatamayan İngilizlerle Amerikalılar, Büyük Ortadoğu Projesi hedefini realize istikametinde, EL KAİDE’den IŞİD´e geçiş yaptıklarını itiraf ediyorlar. Hindukuş dağlarından Libya çöllerine elemanlarını nasıl yönlendirdiklerini ve Kaddafi’nin ölümüyle parçalanan ülkedeki bütün çalışmalarını gizlemeden yürüttüler. Özgür Suriye Ordusu yalanının arkasında inşa ettikleri IŞİD için, en üstün silâhları Rakka ve Musul’a transfer edenlerin, söz konusu ülkelerin istihbaratlarından başkası olmadığını, Seymor Hersch detaylıca yazıp çizdi. Avrupa hapishanelerinde, bilhassa Fransa ve Belçika’da mahkûm olmuş Müslüman gençleri Suriye’ye sürenleri Fransız, İngiliz ve Alman istihbaratları çok net biliyorlardı.
En büyük maskaralığı da emperyal ülkeler, Suriye’de IŞİD karşıtı kurdukları devasa anti-terör oyununda sergilediler. Tam iki sene boyunca burada IŞİD’i ve PKK’yı besleyen güçler, kendilerini dünyaya terörle savaşta göstermeyi başarabileceklerini sandılar. Allah’ın hikmeti ki, Rusya üç ay zarfında, bu yalancıların bütün kirli işlerini deşifre etti.
ANTİ TERÖR YALANINA NASIL SON VERİLECEK...
Fransa, Sahara altı Batı Afrika’daki eski sömürgelerini modern manada sürdürebilmek için Boko Haram´ı inşa etti. Amerikalı neocon’ların yardımıyla bu bölgede, 2011’den bu yana tam yedi askerî operasyon düzenledi. Çeşitli isim ve sıfatlar altındaki bu anti terör harekâtlarında, Boko Haram ile Fransa Devleti’nin birlikte göründüğü o kadar resim var ki... Tıpkı, Sarkozy’nin Libya’ya hunharca müdahalesine benzeyen operasyonlar...
Bilhassa İngiltere, Fransa ve Amerika’nın bu kirli oyun ve yalanlarına karşı, dünya kamuoyu yavaş yavaş bilgileniyor. İnsanlığın yüzünü kızartacak cinayetlerle neticelenen çoğu operasyonların, yöre halkını yurtlarından kopardığını, göçe zorlanan insanların başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın yolunu tuttuğunu bilen diğer Avrupa Birliği ülkeleri, ister istemez Fransa’yı ikaz etmeye başladılar.
Netice olarak diyebiliriz ki, terörü de, anti-terör yalanını da bitirecek yolun yalnızca demokrasi olduğu artık anlaşılmıştır. Amerika ve İngiltere’nin demokrasiye olan inançları Irak Savaşı’nda iyice sarsıldığından, geriye yalnızca Avrupa Birliği kalıyor. Yalnız şurası da bilinsin ki; gerek bizzat terörü organize eden veya dolaylı operasyonlarla teröre destek veren ülkeler, kalplerinden vurularak çok ağır bedeller ödüyorlar. Bu terörü Asyalılara fatura etme ve cinayetleri bir başkasına yükleme döneminin de çoktan geçtiğini hep birlikte müşahede ediyoruz.
Son olarak şu kaygımızı da okuyucularımızla paylaşalım. Amerika, Fransa ve İngiltere; Asya ve Afrika’da geçmişte kurdukları arka bahçelerine başkalarının girmemesi için buraları kendileri terörize ediyorlar ve anti terör operasyonlarıyla da hür dünyaya gözdağı vermeye çalışıyorlar. Bu ise dehşetli global bir musîbet ve savaşı başımıza getirecek cinayetlerin kapısını açıyor.