"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düsseldorf’tan Avrupa’ya uhuvvet ve muhabbet esintisi

Şükrü BULUT
30 Haziran 2017, Cuma
Semavî dinlerle ve temel değerlerle mücadeleyi projelendiren İkinci Avrupa’ya karşı, Avrupa’daki Nur Talebelerinin Uhuvvet ve Muhabbet ateşinin fitilini tutuşturduklarını çok az insan duymuştur.

Durup dururken, Avrupa’nın Kuzey’e yakın bu şehrindeki sevgi faaliyetinin sebebini merak edenlere Nur Talebeleri, Kuzeylilerin düşmanlığı dünyaya hâkim kılmak üzere bu kıt’ada oluşturdukları fitne, yabanîleştirme, itibarsızlaştırma ve kaos projelerini gösteriyorlar.

Bir sevgi çekirdeği olarak muhabbeti bu güzel kıt’ada toprağa atanlar, evvelâ Müslümanların imanlarından istifadeye çalışıyorlar. Almanya’daki Müslüman sayısı bundan birkaç sene önce dört milyon civarındaydı. Bugünlerde beş milyonu aştığını söylüyorlar. Avrupa’da ise kırk milyona yaklaşıyormış. Deccaliyet Avrupa’sının, Avrupalıları İslâm aleyhine kışkırtması uğrunda harcadığı milyarlarca doların boşa gittiğini kendileri de anlamış olacaklar ki, dünkü kargaşa sesleri bugünlerde  panik çığlıklarına dönüşüyor. Ellerinde uhuvvet ve muhabbet meşaleleriyle İsevîlerin yardımına koşuşturan Müslümanları gören İkinci Avrupalılar, banka ve fonlarına rağmen ümitsizlik anaforlarına doğru her gün sürüklenip duruyorlar.

Kahire’de değil; İstanbul, Tahran ve Marakeş’te de değil... Bilâkis Düsseldorf’ta.... Bütün insanlığın kardeşlik ve muhabbet prensipleri, Avrupa Nur Cemaati’nin düzenlediği 18. Geleneksel Bediüzzaman’ı Anma Toplantısı’nda akademisyenlerce ele alındı. Çeşitli boyutlarıyla konuşuldu: Hukukçular, teologlar ve eğitimciler kendi pencerelerinden kardeşliği ve sevgiyi Avrupa’daki Nur Talebelerine adeta seyrettirdiler... 

Türkiye’deki Nur Talebeleri’nin yüzlerce yerde organize ettiği bu anma toplantılarının, mevsime bağlı olarak sonuncusunun her sene Almanya’da yapılması da, ayrı bir gelenek oldu. Yeni Asya bayrağı altında; hukukî, insanî ve dinî değerlerin bu şekilde dalgalandırılması, Allah’ın lütfundan başka bir şey olmasa gerek.

Türkiye hükümetinin Avrupa Birliği’ne ve bilhassa Almanya’ya karşı düşmanlığa varacak tavır ve beyanlarda bulunduğu şu günlerde, Avrupa’daki Türklerin onların bu negatif yaklaşımlarını  ademe mahkûm etmeleri diğer bir güzellik. Ne Avrupa Birliği siyasetçi ve idarecileri ve ne de Almanya’nın deneyimli politikacıları, siyasal İslâmcı geçinen hükümetimizin tavırlarını ciddiye almıyorlar artık... Türkiye’nin Avrupa’nın bir parçası olduğu tezlerini vurgulayarak, yollarına devam ediyorlar. İşte böyle bir ortamda, Almanya’nın meşhur bir Üniversitesi’nde, İslâm kürsüsünde öğretim üyeliği yapan birisinin, Düsseldorf uhuvvet panelinde konuşması, bu yılki faaliyetin en renkli manzaralarından olmalıydı.  Bu 18. geleneksel Nur bayramıyla da; Almanlar, İslâmiyet’in bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olduğunu fiilen ilân ediyorlar dememiz, inşallah mübalâğa olmaz.

Düsseldorf´taki bu Nur bayramının katılımcılarını heyecanlandıracak diğer bir özelliğini paylaşmazsak, yazımızı tamamlamış sayılmayız. Şu on sekiz sene içinde bu organizasyonların nesilden nesile geçişi, yani gençlerin büyüklerinden muhabbet ve hürmet içinde vazifeyi devralmaları, bu programların en güzel tarafı olmalı... Köln Stadthalle’de bu güzel geleneği ilk olarak başlatan kahramanların bir çoğunun Cennete uçmaları ve bazılarının ihtiyarlık mevsiminin ufukta sararan güneşe bakmaları, Avrupa Nur Cemaati’ndeki gençlerin şevkini arttırmış veya gidenlerin defter-i hasenatını doldurmaya devam ediyorlar.

Ecdadımızın Kur’ân ve Sünnet ile yoğurduğu tasavvuf müziğinin genç Saidlerce sahneye taşınmasına ise bazılarının “imkânsız!” dediğini, Rabbimizin mümkün kılması olarak değerlendirilip, ancak şükredilebilinir. Risale-i Nur vasıtasıyla yalnızca dinî hayatın değil; bir tarihin, bir kültürün ve daha doğrusu bin senelik estetiğimizin Düsseldorf´da sahnelenmesi, size de heyecan vermez miydi? Daha nice bayramlara istikamet, sıhhat ve tesanüd içinde ulaşmak duâsıyla...

Okunma Sayısı: 2421
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha ozpamukcu

    1.7.2017 21:51:34

    Artık Turkiyede yaşanan gizemli olayların şifresini avrupadan bakanlar cozmemize yardım edecek.Biliyoruz ki şimdi onlar osmanliya doğurdu ve bizim derdimiz bizden iyi biliyorlar bu yüzden avrupa ve biz bu davada artık birlikte olmak ve kaynaşma zorundayız inşa allah. Yazılarınızı kesintiye uğramadan artarak devamını bekliyoruz inşaallah çünkü yeni asya bir ekolse bunun şahsi manevi için her bir ferd degerlidir

  • Hüseyin kıymık

    30.6.2017 18:48:46

    Şükrü hocanın yazıları özlemiştik tekrar yayınlanmaya başlaması bizi sevindirdi. Biliyoruz ki Bu yazılar bir kişinin düşüncesi değil bir heyet tarafından hazırlanmaktadır. Bilhassa ikinci Avrupa'nın teşhisi Ve türkiye'de ki Süfyanizim ile birlikte faaliyet göstermesini deşifre edilmesi deşifre edilmesi yönünden bu yazılar çok önemliydi. İnşallah Şevk ile Bu yazılar devam eder ve bir daha böyle arızalarla karşılaşmaz.

  • Münir

    30.6.2017 16:42:13

    Şükrü Bulut beyin yazılarını uzun zamandır özlemiştik. En son “Referandumdan önce demokrasi” başlıklı makalesi 6 Mart 2017 tarihinde yayınlanmıştı. Zaman zaman uzun fasılalar olabiliyor. Muharrirler de bizim gibi her an dağılmaya müsait et ve kemikten halk edilmiş aciz, duaya ve manevi desteğe, teşvike muhtaç. insanlar. Gazetemize zenginlik katan “Parıltı” köşesi de inşaallah yeniden parıldamaya başlar. Bir de Dış Politika hususunda Mustafa Özcan’dan sonra doğan derin boşluğun bir an önce ehliyetli bir erbab-ı kalem tarafından doldurulması gerektiğini söylemeliyim . Baki selamlar,

  • Latif Salihoğlu

    30.6.2017 13:06:03

    Düsseldorf'da icrâ edilen bu ulvî hizmeti tebrik ediyor ve benzerlerinin devamı diliyoruz. Şevke medar, heyecan verici gelişmeler. Yakînen tanı(ş)dığımız ve müşterek hukukumuzun olduğu o diyârdaki kardeşlerimizi tebrik ediyor, selâm ve duâlarımızı iletiyoruz.

  • yusuf

    30.6.2017 11:49:44

    İntizam ağabeye katılmamak mümkün değil... Bu kadar uzun aralar ,hadiseleri risale bağlamında sıcağı sıcağına taakip etmemizi zorlaştırıyor. İnşaallah bundan böyle uzunca aralar olmaksızın taakip ederiz....

  • Hayrettin HUYUT

    30.6.2017 09:37:16

    Dusseldorf'taki anma programında emeği geçen herkesi kutluyor ve tebrik ediyorum. Camiamızın bu gibi sosyal faaliyetleri dünya gündeminde bu davanın varlığını daima hissettirecektir. Programın önemini, yankılarını ve ifade ettiği manayı çok güzel aktarmışsınız. "Almanlar, İslâmiyet’in bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olduğunu fiilen ilân ediyorlar demememiz, inşallah mübalâğa olmaz." cümle içindeki "demememiz" kelimesindeki hata olmasaydı daha güzel olacaktı. Binler selamlar.

  • sultan selim

    30.6.2017 08:01:35

    bu güzel cuma sabahında meltem esintili bir yazı için teşekkürler selamlar dualar

  • İ.Seyda

    30.6.2017 01:02:18

    Farkettim ki bir önceki yazınız 06 Mart'ta kaleme alınmış. Bu kadar ara vermeyin lütfen. Avrupa'dan gelen farklı bakış açıları bize de farklı geliyor...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı