"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ey Risâle-i Nur Talebeleri ve ey Bedîüzzaman’ın varisleri!

Şükrü BULUT
09 Şubat 2015, Pazartesi 11:00
Eserlerinize sahip çıkınız!

Kur’ân ve sünnetin zamanımıza yansıması olan Risâle-i Nur´ların yazılışı ve neşri tam manasıyla bir destandır. O. Yüksel’in ifadesiyle, her talebenin bir matbaa olup, imanın tekniğe meydan okuyarak Nur Külliyatı’nın tam 600 bin defa Anadolu’da el ile yazılmasından daha harika ne olabilir ki... Bu destanın 1926’larda Burdur’dan başlayıp, Ankara ve İstanbul’da resmî matbaalarda milyonlarca basımına kadar devam etti.

Sonra... Sonra, ipi başkalarının elinde olanlardan birkaç kişi piri fani, yalnız başına dışarıya çıkamayacak kadar hasta, dünya ile alâkalarını kesmiş ve hayatlarında Nurların neşriyle meşgul olmuş Bedîüzzaman’ın Talebelerine sokularak yanlış bilgilerle onların vehimlerini tahrik ettiler. Ancak devletin Risâle-i Nur’u tahriften kurtarabileceği fikrini onlara telkin ettiler. Üstadlarının yanlarında hizmet ederlerken “varislerim!” iltifatına mazhar olmuş bu kahramanlara, Nurların neşrini tamamen durdurtup bu işi devlete devretmeye teşvik ettiler. Notere gidemeyecek kadar hasta olan bu Ağabeylerin vekâletleriyle onlar adına bir semt-i meçhulde kimsenin taraf olmadığı bir dâvâ açtırdılar. Bu meçhul dâvâdan hareketle de Kemalistlerle çalışan devlet, Risâle-i Nurların neşrini “bandrol yasağı” altında durdurdu. Tam 300 Gün... Sonra devlet, M. Kemal’in prensiplerine aykırı olduğu halde, bu kitapların bandrol yetkisini Diyanetimize verdi. Dikkat ederseniz; organizesini, bandrol dağıtımı, hangi nüsha ve formatlara göre yayınevlerinin basma usûlünü verdi... Arkasından bir de kota  belirledi. Risâle-i Nur´un Türkiye matbaalarında bu rakkamın üzerine çıkmamasını esas aldı. Neşretmeye gelen yayınevine de sıkı sıkı tembihledi: Dikkat ediniz, her an verdiğimiz şu neşir müsaadesini geriye alabiliriz!...

300 günde cereyan eden hikâyeyi bir sayfaya sığdırmak, Nurların neşrine mani olduğu zamanlardaki arzî ve semavî felâketleri tasvir etmek ve bu “bandrol” münasebetiyle ehl-i imanın arasına giren fitnenin zararlarını yazmak ve bu meseleyi serrişte ederek siyasî menfaatine kullanan hükümetin içine düştüğü halleri tek tek saymak mümkün mü? Çok ilginçtir ki, bütün bu hak gasıplarına, Nurların neşrini engellemek gibi şenî bir fiilin vücuduna ve Müslümanların iç barışını kundaklayan fitnenin zuhuruna temel gösterilen “varislerin açtığı” mahkeme, Risâle-i Nur Eserlerine bu Ağabeylerin inhisar fikriyle temellük edemeyeceklerine karar vermiş. Koskoca T. C. Hükümetinin Başbakan ve Cumhurbaşkanının aylardır devletin tekeline almaya çalıştıkları bu dâvâya esas teşkil eden mahkeme haksız müracaatı reddetmiş. Yani bu gayr-ı hukukî dâvânın temeli Gebze’de çökmüş ve ipi başkaları elinde ve ağabeyleri maksatlı bir şekilde bu yola sevk eden “iş bitiricilerin” hukuksuz hareket ettikleri ortaya çıkmış oldu. Türkiye’nin giderek her türlü hukuku ıskaladığı bu zamanda, şu satırlarımıza dudak bükenler çıkacaktır. Fakat hak haktır. Hakk mağlûp olmadığından sonunda galip gelecektir. Yanlış bilgi ve iğfallerle açılan dâvânın neticesi, önümüzdeki dâvâların sürecine inşallah yardım edecektir.

VARİSLER, SAHİPLER VE NAŞİRLER KİMLERDİR...

Yukarıda bahsettiğimiz dâvânın açılışına sebep, Üstadımızın vasiyetnamesi isimli mektuba sonradan tadil ile kaydettiği 12 isim idi. Onlardan hayatta olan dört Ağabeyi rahatsız edenler de biliyorlardı ki, bu mektûb hukukî bir belge değildi. Anlayamadıkları hususlardan birisi, belki de Risâle-i Nur´da yüzlerce yerde sair talebeleri içinde kullandığı “varislerim” tabiriydi... Henüz üniversiteye başlamış gençlerden, hayatını tamamen Nurlara vakfetmiş kahramanlara kadar... Yüzlerce yerde ise bütün Nurların “sahipleri” olarak talebelerine hitab ediyor. Nurlara Bedîüzzaman’ın öngördüğü şartlarda yönelenler sahip olunca, ille de Nurları devlete teslim edelim, devlet sahip çıksın mantığını nereye koyacağız. Ayrıca Risâle-i Nur Külliyatında “naşirler” kategorisi altında hitap edilenlerin vazifesi neşretmek değil mi?

Bedîüzzaman Hazretleri ziyaretine gelenleri belli bir elemeden geçirdikten sonra: “...onlar da üç tarzda olur. Ya Dost olur, ya kardeş olur, ya talebe olur”. Onların da şartları vardır. Kardeş  ve talebe olmanın bir şartı da; Sözlerin (Risâlelerin) neşrine çalışmak, kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin”, diyerek formüle ediyor.

Yukarıdaki bilgilerden hareketle, Risâle-i Nurları okumayı onlara çalışmayı ve onları neşretmeyi hayatının gayesi bilenlerin hepsi Risâle-i Nurları neşir hakkına sahip oldukları halde, bir kaç tetikçinin ve siyasal İslâmcıların, Risâle-i Nurların bu milletin ve âlem-i İslâmdaki muhtaç mü’minlerin imanları uğrunda yapacağı fütuhatı engellemek maksadıyla çıkarılan şu bandrol tiyatrosuna hâlâ itiraz etmeyenlerin, ruh halini çok merak ediyoruz. Deccaliyetin binbir aletiyle küfür ve tuğyaniyetini neşrettiği ve milyonlarca masum evlâdımızın dünya ve ahiret hayatlarını kararttığı bir zamanda, “sadeleştirmeye çare” olarak Risâle-i Nur´u devletin tekeline verenlerin istikballerini de merak ediyoruz. Devletin tekelciliğe varmadan tahrifini önleyecek imkânı yok muydu? Biricik yol Nurlara herkesin sahip çıkmasını kapatan bu yol muydu? Risale-i Nurların orijinallerinin korunması esas alınamaz mıydı? Nurları basmak için devlet kapısına müracaatin akıl ve hukuk ile alâkası var mıydı?

NETİCE

Nur Talebeleri meşveretleriyle Risâle-i Nur’a gelecek her türlü zararı önlemeye muktedirler. Türkiye siyasal İslâmcılarının tekelcilik ve rant kaygıları bu safi dâvâyı bulandıracağından, Nurların neşrinin alabildiğince serbest bırakılması elzemdir. Bundan böyle bütün Nur Talebelerinin kendilerinin Risâle-i Nur’a sahip ve nâşir olduklarını ihsas ve Efendimiz’e (asm) olduğu gibi Bedîüzzaman’a da varis olduklarını seslendirmeye devam edecekler. Arzî ve semavî hadiseleri alâkadar eden Risâle-i Nur’un neşrinin önündeki engelin kalkması istikametinde bütün ehl-i iman gece gündüz duâya duracağından diyoruz ki, bu Kur’ân tefsirini Kemalizm prensiplerinde ısrar eden devletin inhisarına veren ilgililer vatana ve millete acımalıdırlar. M. Kemallerin yalnız başlarına ve en koyu istibdat zamanlarında neşrini engelleyemedikleri bu Kur’ânî eserleri, siyasal İslâmcılar asla engelleyemeyecekler. Farkına varamadıkları bu dehşetli hatanın evvelâ kendilerine zarar vereceğini bilmelidirler. Ve korkarız ki vatan ve millet de zarar görecek... İşte endişelendiğimiz korkunç akıbetlerden Rabbimize sığınırken, bütün Nur Talebelerine tekrar sesleniyoruz:

Ey Risâle-i Nur Talebeleri ve ey Bedîüzzaman’ın varisleri!...

Eserlerinize sahip çıkın ve mallarınıza sahip olun... Nifakcıların desiselerine kapılıp “sessiz kalma” musîbetine sakın düşmeyiniz!..

Okunma Sayısı: 5107
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali yeşilkaya

    9.2.2015 20:49:39

    bence bu meseleyi en güzel özetleyen ve niyetleri ve işin hakikatini ortaya koyan durum işin başlangıcından bu yana güneş gibi ortada duruyor.o da şudur ki:yeni asya hariç 1 senedir bu kanun metnini ve bakanlar kurulu kararını yayınlayan bir başka nurcu çıkmadı.varsa yoksa abiler şunu dedi,abiler bunu dedi.ey abiler ve akıllarını onların ceplerinin en derinlerine gömmüş kardeşler;acaba kanun metnini neden ısrarla cemaatlerinizden saklıyorsunuz?birileri okur da işin aslı ortaya çıkar diye mi korkuyorsunuz? yoksa siyasi islamcı siyasetinize üstadı ve nurları nasıl alet ettiğiniz ortaya çıkar diye mi korkunuz var? zaten abilere ve etraflarındakilere göre üstad kuruntu üzerine bu abilerimizi ikaz etmiş'HEPİNİZ BENİ SİYASETİNİZE ALET EDERSİNİZ'demiş.üstad yanlış görmüş ve bu abilerimize su-i zanda bulunmuş!boş yere sadakat yemini ettirmiş!bu üstad da cahil adammış birader, koca koca islamcı abiler varken!

  • Sezai Mumcu

    9.2.2015 20:22:54

    Önemle sunu bildirmeliyiz ki; Yeni Asya DEMOKRATLIKTAN HAKTAN HUKUKTAN TAVIZ VERMEZ ! Bakin muhalif görüsler ne kadar ÖZGÜR yorum yapabiliyorlar ve Yeni Asya bagli oldugu prensiplere istinaden bu agir ithamlari bile yayinliyor. Iste DEMOKRATLIK, Iste hakka ve hukuka riayet sevdasi!

  • Sezai Mumcu

    9.2.2015 20:11:42

    MNuman! Yeni Asya'nin CHP'ye oy istediginin delilini getir kardes! Yoksa iftiraci/müfteri damgasi yersin.

  • Garib Doğu

    9.2.2015 19:10:09

    Sayın M Numan, sorduklarımın tekine bile cevap vermemişsin.Sen kendine göre birşeyler yazmışsın.Eğer bu cevap diye yazdıkların seni tatmin ediyorsa,güle güle kullan,sana mübarek olsun...

  • M Numan

    9.2.2015 18:20:00

    ALİ YEŞİLKAYA: yorumunuzdan sanki diğer meşrebler abiler ne derse direkt kabıul ediyrlar. veya meşveretsiz hareket ediyorlar gibi bir mana çıkarttım ki " inşaallah abilerin de(aynen üstad gibi)ölümleri hayatlarından ziyade hizmet edecek.nurcular o günden sonra 'üstadın şu HÜRRİYET-MEŞVERET dediği de ne ola ki' diye merak edecekler diye umud ediyorum" demişsiniz. öyle düşünüyorsanız hatalısınız.

  • Sezai Mumcu

    9.2.2015 18:10:55

    Gündemde yeralan Seçimin konusu anayasa olacak makalesine yaptığım yorumumun burada da yeralmasının menfaatli olacağını düşünerek arzediyorum: O vaadlere inanan Iblis'in de kalkip Hz. Adem A.S.'in mezarina secde edebilecegine inanir. Zira ikisi de muhal/imkansiz! Hem Süfyan hem de Mehdi olunmaz. Hem Süfyan'a tabi hem de Mehdi'ye tabi olunmaz! Yeni Anayasa'nin olmazsa olmazi Kemalizmden yüzde yüz arindirilmaktir! AKP -Kemalizme bagliligindan kopamadigindan ötürü- buna muktedir olmadi, olmak istemedi, vaadlerine hulf etti. Kemalizmden kopamayan AKP bütün milletvekillerini alsa da Kemalizmden arindirilmis yeni Anayasa yapamaz.

  • Sezai Mumcu

    9.2.2015 18:10:19

    Siyasetçilerin Kemalizme bağlılığından ötürü imkansız olan içi boş vaadlerine çabucak kanan Risale i Nur dairesindeki kardeşlerimize ve bütün tercihlerini bundan naşi muhalif görüşlü (Yeni Asya) Risale i Nur talebeleri kardeşlerinin rağmına yapmanın, muannidane tavırların ihlas, uhuvvet ittifak, ittihat aleyhine ve Kur'an ve İslam düşmanları hesabına olduğunu hatırlatmak isteriz. İş işten geçtikten sonra (Ba'de harabil Basra) son pişmanlık fayda vermez.

  • M Numan

    9.2.2015 18:10:04

    Sezai kardeş ben neşriyat ve media yoluyla Kemalizmin partisi olan chp ye oy istemedim. SORUYORUM Kim kemalizme destek vermiş oluyor acaba?

  • Abdurrahman KOÇAK

    9.2.2015 18:07:08

    Nizam Kul bey 17 aralık olmasaydı AKP ve Zaman grubu beraber yürüyecekti doğrumu.Beraber yürürken de aynı şey olacakmıydı Diyanetin basması vs.Yada torba kanuna neden konuldu .Torba kanun ANAYASA Mahkemesinde ele alınınca farklı ve hızlı bir operasyonla Diyanete verildi.Torbaya konulmadan önce , 17 aralıktan önce neden Diyanete verilmedi.Diyanet yayınlamadan önce heyete 45 yıldan beri bu eserleri neşreden Yeni Asyayı neden çağırmadı iyi veya kötü.Operasyon görünüşte masum gibi görünüyor ama masum olmadığını zaman gösterecek.İnşaallah sizin düşündüğünüz gibi olur ama olmazsa Hakkı teslim adına Yeni Asyaya bir özür yazısı yazmanız vacip olacak.

  • M Numan

    9.2.2015 18:07:06

    Garib Rumuza: 1- Korsan Bandrolsüz yapabilirsin. 2- 150.00 külliyat gibi bir sınır getirilmiş ve 6 yayınevi var bu ise 900bin külliyat yapar. 3- Risale-i Nur Demeden başka nam ile neden olmasın? 4- Dib bir tarz yani işleme belirmemiştir. 5-Metinleri muhafazası nurcular sağlayamadığı için dib eliyle yapılacak evet. 6- Risaleden neden parça ilave etmek ve çıkartmak türedi bunu anlamadım zaten. ne ise odur.

  • Zehra

    9.2.2015 17:10:03

    Bravo çok isabetli olmuş

  • Zehra

    9.2.2015 17:09:41

    Bravo çok güzel

  • SEZER

    9.2.2015 17:02:19

    Bu siyasal İslamcıların hiç bir zaman Risâle-i Nur lara ilgisi olmadı ki onların işi bu konuda farklı düşünen nur talebelerinin arasına tamir olunmaz nifak tohumu ekmek kim bu insanların Risâle-i Nur larla onları insanlarımıza öğretme adına yakinen ilgilendiğini söylüyorsa yanılıyor onların oy kaygısı olmasa içlerindeki ni de döküverirler

  • kemal

    9.2.2015 16:31:09

    Gerçekler acıdır. bu gerçekleride gerecekten haber veren yeni asya yayınlayacak. sayın yazarı tebrik ederim. Üstadın yanında üstada kimler nasıl hizmet etmiş, hangi ağabey hangi konumda, bunlarlada ilgili bir yazı yazsanız. derler ya kimisi şoförlük yapmış kimi nur postacısı olmuş, kimisi emir eri kimisi sırdaşı mesela zübeyr gündüzalpin görevi neydi, Mehmet fırıncının görevi neydi, said özdemirin görevi neydi üstadı risalelerdeki bu ve benzeri abiler hakkındaki kanatı neydi. üstad vefat edince abilik diye bir müessese bırakmışmı* yoksa şahsı maneviden mi bahsetmiş. lütfen bu konuda bizleri aydınlatın. irşad edin.

  • sultan selim

    9.2.2015 15:52:41

    siyasal nurcuları yazma zamanı gelmedi mi sayın yazarım

  • Garib Doğu

    9.2.2015 15:47:09

    Sayın M numan,şu sorulara cevap ver: 1-Devletten izin almadan Risale basılabilir mi? 2-İstenilen miktarda basılabilir mi? 3-Henüz neşredilmemiş ve ağabeylerin elinde bulunan mektuplar ilave edilebilir mi? 4-Tanzime Üstad izin verdiği halde,Diyanetin gösterdiği tanzim şeklinin haricinde bir tanzim yapılabilir mi ? 5-Risalelerin esası,özü kelime ve cümleleri korunmak şartıyla risalede her türlü tasarruf(Basıp basmana dahil) devletin ve dolayisiyle diyanetin tasarrufunda değil mi?İzinsiz bir tasarruf yapılabilir mi? 6-Risaleye parça ilave etmek veya çıkarmak,istenilen kitabın basılıp,istenilmeyen kitapların basılmaması devletin tekel ve tasarrufunda değil diyebilir misiniz? Eğer bunlara evet diyebiliyor ve bunlar tekel değil diyorsanız söyleyecek bir sözümüz yok.Ters,yanlış algınıza devam edebilirsiniz.Yoksa el insaf! her şey ayan beyan orada.Uyduruk tevillere gerek yok...

  • Sezai Mumcu

    9.2.2015 15:41:32

    2.Bölüm...Gelelim Devlet Risale-i Nurlari koruyacak varsayimina! Delilin nedir kardesim? Kemalizmin nüfuzu Diyanete, Hükümete gecmez diyebilecek delilin varsa getir yoksa otur oturdugun yere ve adabinla sus! Zira Kemalizmin nüfuzu hengaminda Risale-i Nurlar ve Nur talebeleri asla ne emin ne de emniyette sayilir. Sayet müddeanizda sadiksaniz sabah ve aksam (ecirna) dualarinizi da (sizce tehlike ortadan kalktigindan) degistirmis olmalisiniz! Vallahi biz o ecirna dualarimizi degistirmedik ve degistiremeyiz ve Kemalizmin nüfuzundan Allah'a istiaze ederiz!

  • Sezai Mumcu

    9.2.2015 15:40:51

    1. Bölüm... M.Numan rumuzlu kardes Risale-i Nur dairesinde herseyden haberdar ve her vak'aya nüfuz eder ve hakim bir edayla yaziyor ki bir okur ve yorumcu olarak onu hangi makama layik görecegimi bilemedim. Bir insanin kemali veya cehaleti söylediklerinden veya yazdiklarindan mutlaka belli olur! Bir delilden nes'et etmeyen bir ihtimalin hicbir ehemmiyeti yoktur hükmünce eften püften ve fer'î meseleri (ona, bana veya suna ördek dedi kabilinden) mevzubahis etmesi israfdir. Risalelerin sadelestirilmesi konusunda (Ben Risale-i Nur talebesi degilim diyen kisi ve onun etrafindakiler haric) Risale-i Nur talebelerinin hepsi hemfikirdir.

  • hhk

    9.2.2015 15:40:26

    Mücadelesini süfyanizmi yok-etme esası üzerine tesis eden Risale-i Nur eserleri, nutku kendilerine referans kabül edenlerin tekeline verilemez,verilmesi ise büyük bir cinayet olur..Hiç bir nur talebesi bu cinayete ortak olamaz..Yüce Peygamberimiz boşuna ahir zamanın fitnesinden Allah'a sığınmamış..Görünüyor ki çok büyük fitne ateşiyle karşı karşıyayız..Kurdu gövdenin içine sokmaya çalışıyorlar..Rabbım muhafaza eylesin..Basiretimiz bağlanmasın..

  • ali yeşilkaya

    9.2.2015 15:18:00

    asıl bu yeni türedi islamcı nurcuları önplana çıkarma girişimleri önemli çünkü;risale-i nurlar üzerinde planlarını işlettirenler de farkında ki abiler artık iyice yaşlandı.onların yerine birileri çıkarılmalı ki muhakemesiz nurcuların akıllarını ceplerine koyacakları birileri her daim bulunsun.bir nevi varisin varisi yani.şu anda abici cenahın içerisinde yaşanan üstü örtülü kavganın sebebi de budur zaten.abilerin vefatından sonra nurcuların aklı benim cebime girsin kavgası yani.fakat inşaallah abilerin de(aynen üstad gibi)ölümleri hayatlarından ziyade hizmet edecek.nurcular o günden sonra 'üstadın şu HÜRRİYET-MEŞVERET dediği de ne ola ki' diye merak edecekler diye umud ediyorum.o gün siyasi islam denilen müstebid ideoloji de nurcular içerisinde geberecek.ve demokrat nur talebeleri yetiştikçe nurun önündeki dahili manialar da bertaraf edilecek inşaallah.

  • ali yeşilkaya

    9.2.2015 14:53:20

    neşriyat ve neşr kelimelerinin birbirinden çok ama çok farklı manaları olduğunu öğreten kardeşlere ne kadar teşekkür etsek azdır!bu kelime bilgisine sahip kardeşlere TEKEL nedir,nasıl olur anlatmak tabii ki gereksiz olur.bu kardeşlerin nazarında,eğer islamcıların hükümeti ve diyaneti izin vermezse risale basmak da lüzumsuz bir iş haline geliyor herhalde.ne olacak canım,adamlar koskoca BİR yıllığına hem de 150 bin adet için izin vermişler.biz dua ve teşekkür edeceğimize tekelden bahsediyoruz.ya hiç vermeseydi ne diyecektik:) allah,siyasi islamcı abilerin ve kardeşlerin ferasetsizlikleriyle bizi tecrübe ediyor.bu müstebid,islamiyeti dahi zehirlendiren ideoloji,maalesef nurcuları da istila etti. abilerin bir türlü demokrat olamadıkları tescilliydi zaten.fakat bu vesileyle taze islamcı nurcular onların yerine geçmeye uğraşıyorlar.asıl onlara dikkat lazım.

  • Demokrat Avrupa

    9.2.2015 14:45:25

    Üstad Diyanet`te Risaleleri bassin diyor, ama SADECE Diyanet bassin demiyor....Yok efendim tekel degilmis, koruma altina almakmis....Evet M. Kemal ve Inönü`de harf inkilabi yaparken, tarihle olan bagimizi koparacagiz demiyordu, arap harfleri zor oldugundan latin harflerini getirdik diyorlardi...Aklin yolu birdir ama, inat, sartlanma, tarafgirlik, maddi cikar, aklini baskasinin yerine koyma isin isine girince meseler degisiyor...

  • Nazım AYDIN

    9.2.2015 14:14:01

    Bende sadık safdil kardeşimi kınıyorum. 90 yaşına çıkmış piri faniler değilmi ?Bu ağabeyler.Üstat demiyormu 9 yaşındaki çocok ile 90 yaşındaki ihtiyar aynıdır.Biri yukarı di,ğeri aşağı inmektedir.Niye bundan kocunuyon.

  • Nevzat Sarıyıldız

    9.2.2015 13:38:08

    Risale-i Nurların tahrip edilmesini önleyecek fikirlerinizi de ,önerilerinizi de paylaşın.

  • M Numan

    9.2.2015 13:30:38

    2- BURSA DA Mahkeme açan Vekil-i Bediüzzaman değil Yeni Asya Neşriyattır. Burada yeniasyanın davacı olduğu mahkemeyi davalı göstermeye çalışılmış. 3- Devlete teslim iddiasıda 300 küsür gündür bazılarının kasıtlı öttürdüğü bir borozandır. TEKEL değil KORUMA ALTINA ALINDI. 4 - Risaleleri Neşretmek hakkı tüm nurcuların AMMA NEŞRİYAT ile NERŞ Aynı şey değil. Birisi hakikatı yaymak. Birisi Kitap cd vs şekilde yazılı görsel hizmet vermektr. Neşriyat sadece varislere aittir. Neşir ise .

  • M Numan

    9.2.2015 13:30:29

    Yazıda "yalnız başına dışarıya çıkamayacak kadar hasta, dünya ile alâkalarını kesmiş ve hayatlarında Nurların neşriyle meşgul olmuş Bedîüzzaman’ın Talebelerine sokularak yanlış bilgilerle onların vehimlerini tahrik ettiler" ifade kullanılmış. Tashihe muçtaç olduğunun isbatı: Lakin Şuanda Hüsnü BAYRAMOĞLU Ağabeyin Singapurda olması, Abdullah YEĞİN Ağabeyin Ankara da olması, Said ve Ahmet ve Salih ağabeylerimiz (r.a.) ise rahatsızlıkları olduğu muhakkak. Sadece Salih abimiz aşırı rahatsız. Bu TABİR tashihe muhtaç.

  • sultan selim

    9.2.2015 12:59:37

    Vur kazmayı dağa Ferhat Çoğu gitti, azı kaldı.

  • sükrü Bulut

    9.2.2015 12:51:15

    . Ağabeyleri bu fakirden daha çok sevdiğinizi ima eden serzenişinize üzüldüm. Yeni Asya'yı neşreden ve sahip çıkan hiç bir nur talebesi o aziz ağabeylere hürmetsizlik etmemiştir. Üstadımızın yadigarlarına Yeni Asya hep sahip çıktı. Bunun aksisini iddia edenleri arşivler fevkalade mahcup edecektir. Bu mesele ehl-i nur arasında başka üslupla inşaallah konuşulacaktır. Sadeleştirmer meselesinde hiç kimse yeni Asya'nın yaptığını yapamaz. Tam yirmi küsur senedir bu davayı savunuyoruz. Bazı ağabey ve kardeşlerin Hocaefendi'ye toz kondurtmadığı zamanlarda bile.. Selam ve dua ile..

  • sükrü Bulut

    9.2.2015 12:50:17

    sevgili kardeşim Nizam;Evvela bahsettiğiniz vasiyetname 1946 larda yazılmıştır.Üstadın son hayatında haşiye olarak bahsettiğimiz ağabeyler ilave edilmiştir.İlk nüshada bulunan Tahiri ve Hüsrev'e eşlik edecek oniki kişi denilmiştir. Üstadımızn son zamanlarında,yani mevcud ağabeylerin isimlerinin ilave edildiği dönemde Hüsrev Ağabey birlikte değillerdir. Buradaki mana; o zamanda istikamet üzre Üstadımızın yanındakilerinin varis gösterildiğidir. Nitekim vefatından kısa bir süre önce yazılan vasiyetnamede isim zikr edilmiyor

  • ali yeşilkaya

    9.2.2015 12:25:58

    hala abileri birşeyden anlar konumunda görmekte ısrar eden bir kafa yapısına hayret ediyorum.onlara hürmet etmek ve hizmetleri için müteşekkir olmakla,akıllarını onların cebine koymayı ayıramayan bir kafa bu.tarih gösteriyor ki abiler içtimai ve siyasi meselelerde sürekli hata yaptılar.üstad hayattayken dahi bu abilerimizi gazeteden,siyasetten uzak tutuyordu.zübeyir abinin katı tavrına rağmen bu abilerimizdeki demokrata düşman islamcı tavır biliniyordu.sonraki süreçte ise bu abilerimiz demokrat düşmanlığını siyasetlerinin temeli haline getirdiler.şimdi bu islamcı abilerimize mi güveneceğiz?yoksa risale-i nur temelinde,onların da ancak bir reyinin olduğu bir meşverete mi?bandrol meselesi bahane edilerek bu abilerin yerine talip olanlar var.bunu dahi göremeyen ferasetten uzak insanlara velev ki 'abi'de olsalar ben güvenemem.

  • Demokrat Avrupa

    9.2.2015 11:24:15

    Evet, her zaman oldugu gibi önce YENi ASYA Cemaati suclanir ondan sonra da hakli ciktigi zaman da ses cikarilmaz... Gerci bizde gecmis gelecegin aynasidir denir ama, bu YENi ASYA icin gecerli degildir...YENi ASYA`yi sevdiginizden degil, hakkaniyetin savunmaniz gerektiginden de degil, sadece ve sadece basiniza musibetlerin ve felaketlerin gelmesini istemiyorsaniz Risale-i Nur`lara sahip cikiniz ve dolayisiyla AKP´yi desteklemekten de vazgeciniz....

  • Garib Doğu

    9.2.2015 10:45:39

    Risale-i Nur'u inhisar altına almanın Risalede yeri yoktur.Hukuki bir gerekçesi de yoktur.Devlet tekeline sokulması tamamen haksız ve hukuksuzdur.Keyfidir.Bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı susmak ve buna destek vermek büyük bir vebaldır.Ağır bir sorumluluktur.Bu vebali hiç bir omuz kaldıramaz.Bu inhisar işi kaldırılmazsa büyük musibetleri celbedebilir.Bunun yakın tarihte emsali yoktur.Cenab-ı Haktan niyazım bu hatanın biran evvel düzeltilmesidir.Şükrü hocam mükemmel bir ikaz ve ihtar yapmıştır.Allah razı olsun.

  • sultan selim

    9.2.2015 09:58:21

    çok geç yazılmış ve geç kalınmış bir yazı. yine de tebrikler ediyorum..

  • Nizam Kul

    9.2.2015 09:41:37

    Şükrü Bey, Öncelikle üstadın mutlak vekil ve varislerim dediği ağabeyleri" piri fani", "dışarı çıkamayacak kadar hasta", "onlara telkin ettiler" gibi ifadeleriniz için sizi kınıyorum. Şu anda hasta yatağında olan Salih Özcan ve Said Özdemir ağabeylerdir. Hüsnü Bayram, Abdullah Yeğin ve Ahmed Aytimur Ağabeyler Türkiye ve dünyanın dört bir tarafına koşturmaktadırlar. Mesela Hüsnü Ağabey daha yeni Taylanda gitmiştir. Bu ağabeyleri birşeyden anlamaz konumuna sokup kendinizi akıllı zanneden tavrınızı çok saygısız bulduğumu belirtmek isterim. Ayrıca esas mesele olan 2-3 yıldan beri malum camia tarafından kasıtlı olarak Risale-i Nurlara taarruz ederek tahrif etmeleri durumunda hiç kimse onlara karşı bir şey yapamadı. Onlar hiç kimseyi muhatap almadılar ve üstadın talebelerinin ikazlarını reddettiler. Son çözüm olarak Sn Başbakan tarafından Risale-i Nurlara sahip çıkılarak bu şerli harekete sed çekmek üzere bu hayırlı iş yapılmıştır. İstikbalde bunun hayırlı neticeleri daha iyi görünecektir.

  • Abdurrahman KOÇAK

    9.2.2015 09:21:12

    Sayın Şükrü BULUT Allah sizden ebediyyen Razı olsun.Mükemmel tespitler ve çok ciddi ikazlarınız için.Cenabu Hak memleketimizi , milletimizi musibetlerden muhafaza etsin....

  • HÜSEYİN İLHAN

    9.2.2015 09:05:08

    Makam ve mevki için,üç kuruşluk dünya menfaati için,sırf YENİ ASYA isminden hazımsızlık çekenler sizlerin ahirleriniz asla HAYIR olmaz ve olmayacaktır.TÖVBE EDİNİZ,ÖZÜR DİLEYİNİZ bilhassa üstadımızdan ve İSALM ALEMİNDEN helallik isteyiniz,yoksa CEHENNEM geniştir ve orada da makamınız vardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı