"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gelenekçi şehir…

Şükrü BULUT
12 Haziran 2015, Cuma
Londra’nın gelenekçi bir şehir olduğunu ziyaret etmeyenler bilmez. Şehir merkezine adımını atanlar, şehirleşmenin getirdiği değişimi o kadar az hissederler ki...

Olabildiğince geniş bir alana yayılmış Londra. Merkezde ve mimarî özellikleri olan sınırlı birkaç binanın dışında dikey mimariye müsaade etmemiş. 5-6 katı geçmeyen binaları çevrelemiş çınar ağaçları Londra’yı yeşil gösteriyor. Binaların yeşilce yutulması, belki de bu şekilde izah edilebilir.

Eskisiyle, geleneğiyle öyle hemdem olmuş ki… Yenilik dalgasına kapılmışların ne bakışlarını ve ne de konuştuklarını duyuyor Londra…

Biz Almanya’da, yaygın Alman mimarisini gösterişten uzak biliriz. Fakat bu tarzın sağlam yapısına, kuzeyli duruşuna dikkat eden, farklı çizgileriyle göze hoş gelen estetiği anlar ve ehemmiyet verir. Londra’da hantal ve sağlam yapı hemen göze çarpmaz. Gösterişten uzak, şehrin geneliyle uyumlu, eski de olsa kendisine ait bir estetiği meraklı bakışlara sunar. Büyük Britanya’nın veya Londra’nın şişirilmiş şöhretinden uzak yapısı ve mimarisi çok ziyaretçilerini hayal kırıklığına uğratır.

DEĞİŞİME DİRENEN ŞEHİR 

Birleşik Krallığın herhangi bir coğrafyasında yaşamışlar için Londra, eski teknolojisi, yüzü ve  moderniteye inatla karşı duruşuyla, diğer Avrupa başşehirlerinden farklı bir şehir hissi verir. Caddeleri, sokakları ve göze görünen teknolojisi ile elbette Türkiye veya üçüncü ülkeler gibi süslü ve az fonksiyonlu halimizle kıyaslanmaz. Yani daha sağlam ve fonksiyonlu, hikmete daha yakın bir yapısı var. Göze güzel görünmese de… Dünyanın en eski metrosunu değiştirmek niyetinde değil Londra. Çok büyük ve görkemli tren ve vagonlara müsaade etmemesi onları hiç rahatsız etmiyor. Almanya kadar olmasa da temizliğe riayet ediyorlar. Sokakları paylaşan evsizler, Avrupa’nın diğer şehirlerindeki gibi manzaranın aslî unsurları olmuşlar. Fakat burada bu görüntü daha mı fazla sanki? Belki de çok renklilik manzarayı daha dikkat çekici hale getiriyor. Asyalı, Afrikalı, Latin, Uzak Doğulu ve Avustralyalı ırkların soludukları sokakları tarihle paralel düşünmek, hakikaten ilginç geliyor insana.

TERS TRAFİĞİN, TERS CADDELERİ…

Hangisi ters, hangisi düz? Herkese âdeti hoş gelir. Büyük Britanya’nın dünyanın sair ülkelerine ters bir trafikte ısrar etmesinin, onlar açısından geçerli ve tutarlı sebepleri olmalı. Sokağa adımınızı yerdeki yazılara göre atmazsanız, sürücüleri tehlikeye atmış olabilirsiniz. Yağlı boyalarla yollara büyük yazılarla önce sağa mı, yoksa sola mı bakmanız gerektiğini yazmışlar. Yani onlar da başka insanlara bu trafiğin ters geldiğinin farkındalar. Oklara ve yerdeki yazılara bakarak, beklediğiniz otobüsün nereye ve hangi pozisyonda yanaşacağını anlıyorsunuz. Otobüslerdeki bilet uygulaması bizden farklı. Bileti olmayan veya kartı boşalmış birisi için iki defa kart basma şansı yok. Kartının bittiğinden habersiz yolcuya ise bir defaya mahsus ve sonra ödemek üzere fatura veriyor otomatik makinalar…

İngilizler otobüslerini o kadar sevmişler ki... İki katlı ve çoğu kırmızıya çalan renkleriyle tipik otobüsler… Almanya, Londra için bütün otobüsleri bedava da verse, tarzlarından vazgeçmeyecekleri ortada. Londra trafiği otobüsten çok metroya yönlendiriyor buradakileri. Haftalık kart ödemelerinde yeraltı tramvayı otobüsün iki misli. Zaten şehrin içinde yer üstü tramvayına hiç rastlamadık. Burada da Almanya’nın teknoloji farkını, düzendeki hassasiyet ve ciddiyetini ve bilhassa temiziliğini arıyorsunuz. İngiltere’nin sair şehirlerinin Londra’dan daha düzenli ve bakımlı olabileceğini tahmin ediyorum. İngilizlerin tarihteki misyonlarının neticesini, menfi olarak Londra’nın cadde, sokak ve bulvarlarında görmek her zaman mümkün. Londra’nın geçmişi, belki de bugününü kısmen karartmış. Başta Paris olmak üzere İspanya, Almanya, Avusturya, Hollanda ve Belçika başşehirlerine kıyasla Londra’nın pejmürdeliğini İngilizlerin şişirilmiş Londra’yı hayallerinde canlandıranlara izah etmeleri çok zor görünüyor. Londra’yı anlatmaya devam edeceğiz.

Okunma Sayısı: 1723
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat Avrupa

    12.6.2015 11:39:11

    Dünya`yi sonuna kadar sömüren, ama kendi ülkesinde de demokrasiyi sonuna kadar uygulayan Londra.

  • Dogu Bati

    12.6.2015 11:33:58

    Gecmisini inkar etmeden gelecege bakabilmek bu olsa gerek

  • HÜSEYİN İLHAN

    12.6.2015 09:34:55

    CUMAMIZ MÜBAREK OLSUN.ALLAH RAZI OLSUN.

  • Sultan selim

    12.6.2015 00:38:19

    benim hücumum onların aleyhinde değil, lehlerindedir. Tâ ki onların suretiyle kendini gösteren bazı ehliyetsiz, onların kıymetini tenzil etmesin.

  • Sultan selim

    12.6.2015 00:31:02

    S - Bir büyük adama ve bir veliye ve bir şeyhe ve bir büyük âlime karşı nasıl hür olacağız? Onlar meziyetleri için bize tahakküm etmek haklarıdır. Biz onların faziletlerinin esiriyiz. C - Velâyetin, şeyhliğin, büyüklüğün şe’ni tevazu ve mahviyettir, tekebbür ve tahakküm değildir. Demek, tekebbür eden sabiyy-i müteşeyyihtir. Siz de büyük tanımayınız.

  • Sultan selim

    12.6.2015 00:27:17

    ey iki hayatın ruhu hükmünde olan İslâmiyeti bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar! Gelen neslin kapısında durmayınız. Mezar sizi bekliyor, çekiliniz... O yasinleri gelip mezarlarinizda okuyalim

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı