"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

IŞİD’in tutsakları

Şükrü BULUT
01 Eylül 2014, Pazartesi
Başlığımız IŞİD’in mahiyetini bilmeyenler içindir. Bediüzzaman Hazretlerinin “Ahirzaman atlasını” nurlardan dikkatlice çıkaranlar; 1. ve 2. Avrupa’nın farkları kadar, dünyamızı tehdit eden küresel dinsizlik cereyanlarını, ahirzamanın şerir şahs-ı manevilerini ve dolayısıyla zikrettiğimiz unsurların zamanımıza olan yansımalarını iyi bilirler. Bu güzel sonuçla onların muhakemeleri IŞİD bilmecesini de rahatlıkla çözer.
Avrupa kültürüyle yoğrulmuş, dijital medyadaki sanal savaşları seyrederek büyümüş, Ortadoğu halklarına göre daha eğitimli bu örgütün Halep’ten Araf’a kadar ki Sünnî koridoru bir çırpıda geçisinin altındaki sebepleri, yalnızca medya ile hipnoz olmuş halkımız anlayamadı, gibi....
“Suriye Dostları” konferanslarını icra eden ülkelerin istihbaratları da bu neticeyi beklemiyorlardı. ABD, İngiltere ve AB ülkelerinden İstihbaratların bilgileri dahilinde derlenen-toplanan çapulcuların bu kadar tahripkâr olabileceklerini zannetmediler ve eğitimli ordular gibi emir komuta çerçevesinde kalacaklarını zannettiler. Sözü uzatmadan ifade edebiliriz ki, IŞİD BOP’nin büyükçe ağacının uç dalındaki zehirli bir meyvesidir. Yakıp yıktığı coğrafya’daki silâhların ise ABD ve NATO kanalıyla Arap Baharı için bölgeye gönderilen silâhlar olduğunu Seymour Hersh gazetelerde ilân etti. İki seneden beridir Libyalıların, beş senedir Suriyelilerin ve W. Bush’tan bu yana Iraklıların birbirlerini katlettikleri silâhların maalesef Pentagon ve Nato’nun bilgileri dahilinde bölgelerde dağıtıldığını Amerikan kamuoyu bizden daha iyi biliyor.
IŞİD’e bu adeseden baktığımızda, Condella Reis’in zındıka enstitülerinde üzerinde çalıştığı BOP’un hedeflerini tahakkuk için IŞİD icad edildi. Hem Kürt Devletinin kurulmasını sağlamak, hem sarpasaran Suriye işini bitirmek, hem bölgenin sınırlarını yeniden çizmek için IŞİD’e Neocon’lar adeta ümit bağladılar. Belki de gelişen dünya şartları, onları bu kirli ve insanlık onurunu kırıcı “semavî dinler karşıtı” örgüte mahkûm etti.
 
BİR TAŞLA EPEYCE KUŞ


Dinsiz, global sermayenin finanse ettiği enstitülerin çalışmaları bir-iki kuş ile yetinilecek kadar ucuz değildir. ABD’nin İran ile yeni yolculuğu, Neocon’ları “Kürt devletçikleri” noktasında ümitsiz bırakınca, Barzani ve PKK “devlet” kelimesini daha az andılar. Hatta Cumhurbaşkanımız ile eski sözcüsü de bu hususta sustular. Ta ki, IŞİD bahanesiyle Angela ve Rasmussen’in Kürtlere silâh gönderme vaadine kadar... Her türlü çatışmalardan uzak durmaya çalışan Almanya’yı Merkel’in; PKK ve Barzani’ye ağır silâh gönderme hususunda parlamentoyu ikna edip etmeyeceğini önümüzdeki günler gösterecek. Bölgedeki Hıristiyan azınlıkların korunmasını Barzani’ye havale bahanesiyle Kardinallerin de desteğini alan Merkel’in, bölgedeki alevi yükseltip, katliâmı genişleteceğinden uzmanların şüphesi yok. Fakat IŞİD bahanesi fevkalâde şahane... Tam deccal ve süfyanlara yaraşır bir yaklaşımdır bu....
AKP hükümetinin inisiyatifi milletimizin elinde olsaydı, PKK’ya gidecek silâhlar için dünyayı ayağa kaldırırdı. Gördüğünüz gibi 2003 yılında Neocon’larla yapılan anlaşmalar, AKP’yi IŞİD’E tutsak eylemiş.

İSLÂMIN EZELÎ DÜŞMANLARI


2. Avrupa’nın Bediüzzaman Hazretlerini enstitülerinde inceden inceye tetkik ettiklerine inanamayan dar düşünceliler, elbette hal-i âlemi anlayamazlar. Hutbe-i Şamiye’den Münâzarât’a, Muhakemattan Sünûhat’a, Arabî eserlerinden Sözler, Lem’alar ve Mektubat’a uzanan müstakim çizgide Avrupa ve İslâm münasebetlerini okuyanlar; doğruluğumuzla, güzel ahlâkımızla fenlere tebaiyetimizle ve Mesih’in mahiyetini ders almasıyla birlikte Avrupa ve Amerika’da insanların fevç fevç İslâm’a gireceklerine, Neocon ve Neoliberal enstitülerinde çalışan İslâm karşıtları emin olunuz ki bizden daha fazla inanıyorlar. İnanıyorlar ki, gulyabanilerden, topluma öcü görünenlerden ve insanî değerleri dışlayanlardan Avrupa’da İslâmî cemaatler teşkil ettiriyorlar. Onlara cami tahsis edip organize ediyorlar. Ve sonra da Suriye ve Irak’a öldürmeye ve ölmeye gönderiyorlar. İngilizlerin suçlularını James Cook komutasında Avustralya’da Aborijinleri öldürmeye gönderdikleri gibi... Sakalları, giysileri ve hareketleriyle 28 Şubatçıların piyasaya sürdükleri Aczmendilere o kadar benziyorlar ki....
Bu arada “siyasal İslâmcıların” mukaddeslerimizden derledikleri sloganlar da güme gitti. “Allahuekber!” diyerek ateş eden, kafa kesen ve vahşetlerini sergileyenlerden millî görüşcüler de, AKP’liler de ve diğer siyasî İslâmî cemaatler de kaçıyorlar. IŞİD’in “hilâfet”i kullanması, 2. Avrupa’nın İslâm’ın geleceğine ayrı bi taarruzdur. Cihad, Şeriat ve İslâm kelimelerini yeterince kirleten 2. Avrupa medyası, buradan İslâm demokrasisinin bir ismi olan “hilâfete” bilinçli bir şekilde saldırı görünüyor. Çoktandır bekliyorduk ki, İslâmcı geçinen yazarların “hilâfetin” zamanımızdaki yansımalarının çizgisini anlatıp, bu ulvî kelimeyi istismarcıların ellerinden kurtarsınlar. Fakat hey hat... Nerede... Dün şeriat kelimesinden kaçıştıkları gibi, bugün de “hilâfet” kelimesinden kaçışıyorlar. İslâm’ın ezeli düşmanları ise, yalnızca Müslümanları öldürmüyorlar; değer, kültür ve tarihlerini de katletmeye devam ediyorlar. 1. Avrupa’yı da entelektüellerimiz tanıyamadığından veya kabul etmediğinden yardıma çağırmıyor. Müslümanlar yalnız başına deccaliyetin ateşinde yanıp tutuşuyorlar.
Netice olarak diyebiliriz ki, Bediüzzaman’ı okumamış, ondan bahsedenlere ise dudak büken siyasal İslâmcılarımızın açtıkları gediklerden düşman İslâm yurdunu tarumar ediyor. Menfaatlerini siyasetlerinin merkezlerine yerleştiren bu güruha global dinsizler servis yapınca da, onları durdurabilecek güç kalmadı Müslümanlarda. Dinsiz ve emperyalist sermayedarların paralarıyla millet öyle bir iğfal edildi ki Boko Haram’dan, Nijerya’ya, Orta Afrika’ya, Sudan’a Kuzey Afrikaya, Ortadoğu, Pakistan ve Afganistan’a sıçrayan alevleri söndürecek güçleri de bitirdiler. Belki de ahirzamanda çıkacağı beklenen ateş bu ateşti... Rabbim insanlığı, bilhassa Müslümanları milletimi bu dehşetli maddî manevî yangınlardan korusun diye hem duâ ediyor ve hem de hatalarımıza istiğfar ediyoruz.                 
Okunma Sayısı: 1799
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İseyda

    1.9.2014 11:44:00

    Sayın Bulut,
    Kendisini belli bir tarafgirlik içine sıkıştırıp etrafımızda olup bitenlerden bizi bihaber bırakmak isteyenlere inat, farklı bakış açıları sunmanızdan dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

  • sultan selim

    1.9.2014 10:35:00

    ateşi, ışid odunuyla (cehennem odunları) harlamaya, çoğaltmaya başladılar. doğuya doğru giden daha büyük bir ateş yerine çevirmek üzereler hafazanAllah. can pakistan’ı yakmaya başlayacaklar bu sefer de...

    hep beraber bu ateşe karşı duaya duralım. birer âzâ-yı İbrâhim (a.s.) gibi, ateş saçan hararete karşı YA NARU KÜNÜ BERDEN VE SELAMEN ayetini tövbe ve istiğfarımıza vesile olması niyazıyla gözyaşları içinde okuyalım...

    selam ve dualarımla..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı