Sloganlar, genellikle hakikatin üzerini örtmek için kullanılır. Mahiyetlerini gizlemek isteyenler ise, geçici (sahte) kimliklerin arkasına saklanırlar. İnsanlığa düşman ideolojilerin büründükleri formalara ve renklere aldananlar, hep iğfal ola gelmişler.
Sovyetlerin dağılışı üzerine, bilhassa Amerika ve İngiltere’deki sosyal enstitülerde hazırlanan çalışmalar, daha çok “Yeni NATO konsepti” veya “Yeni Amerikan yüzyılı” gibi, kamuoyunun bilmediği yeni projelerden bahseder. Büyük Orta Doğu Projesi, yukarıdaki enstitülerin çalışmasıydı. Yeşil Kuşağı (İslâm coğrafyasını) ateş ve kan ile kızıla boyamayı hedefleyen Troçkist Yeni Muhafazakârlar, mahiyet ve maksatlarını “sır” olarak sakladılar. Kulelerin yıkılışını bile Kandahar mağaralarında saklanan Usame bin Ladin’e verecek kamuoyunun teşkili, dehşetli bir iğfaldi. Dünyanın çatısına çıkarak Amerika’nın çıkarlarını gözetleme yalanı, Afganistan’da yeni bir Vietnam sendromu yaşattı ve Amerika’nın sicilini dehşetli bir şekilde kirletti. Kirleten neoconlar, bu resimleri Amerika’yı İslâm âlemi nezdinde kötülemek için çoktan harekete geçtiler.
Bağdat’a demokrasi götürme sloganı, Irak katliâmının üzerini örttü ve o siyah yalancı örtü hâlâ orada... BOP’daki hedefine ulaşamayan Troçkist Batı bu defa Arap baharı projesini Wikileaks yalanlarıyla başlattı. Siyasal İslâmın desteğini de alarak “Bahar katliâmını” gerçekleştiren ikinci Avrupa’nın kendi öz mahiyetini gizlemedeki harikulâde başarısında, Türkiye Siyasal İslâmını temsil eden AKP’nin de payı var. Mağdur Araplar, R. Tayyip Bey’i alkışlarken öldürüldüler, vatanlarından kovuldular ve IŞİD yalanına yakalanarak maddî ve manevî varlıklarını kaybettiler.
AKP’SİZ IŞİD’İ DÜŞÜNEBİLİR MİSİNİZ?
Avrupa’daki Müslümanların gücünü herkes biliyor. Hür Avrupa’nın istatistik bilgileri bu hususta size en güzel fikri verebilir. Yani on binlerce militanı Suriye ve Irak topraklarında savaştıracak eğitim, lojistik ve techiz imkânlarına sahip, yalnız başına ülke bile bulunamaz... Birkaç gün içinde Suriye ve Irak’ta başta havaalanları olmak üzere en stratejik askerî noktaları silâhlarıyla birlikte ele geçirmek, elbette bir örgütün işi değildi... Saddam devrilirken kuruluyor IŞİD... Kuranlar da ikinci Avrupa’ya mensup (Amerika ve Avustralya’da dahildir bu tabire) askerlerdir. Nato da, Pentagon da vardır işin içinde... AKP’nin servis yaptığı bir organizasyondur IŞİD... Amerika’nın hâlâ öldürücü darbeyi vurmayışı ve neocon’ların AB’yi IŞİD’le tehdit etmelerinin arkasında bu manâ var, bize göre... Yani devrimci Troçkistler AB’yi ve ABD’yi IŞİD terörünü Suriye’den ve Irak’tan oralara ihraç etmekle tehdit ediyorlar. Charlie Hebdo cinayetinin neoconların istedikleri istikamette meçhule defnedilmesi de bizi tasdik ediyor. Yani varlığı hâlâ ispatlanamamış El-Kaidenin Yemen kolu.. 11 Eylül’de dünya yıkılırken zedelenmeyen teröristlerin pasaportları.. Ve infazlar... İnisiyatifsiz AKP´ ise, Kemalist bazı iç güçlerin verdikleri bilgiler kadar hareket edebiliyor... Neticeyi kestiremedikleri için gayet tutuk, pasif ve vesayetli bir duruş sergiliyorlar.
TAHRİBATÇI PASİF POLİTİKALAR
Yangının ilk çıkışını gören ve müdahale etmeyen kişi kanunen suçludur. Yüzmeyi bildiği halde yanında suya düşen çocuğu kurtarmayan cezaya çarpılır. Yani her ikisi de ben yapmadım, demekle kurtulamıyorlar. AKP projesinin idarecileri biz Arap baharını başlatmadık diyorlar. Fakat Bağdat işgalini, Libya yağmasını, Suriye katliâmını ve IŞİD terörünü engelleme imkânları olduğu halde, mani olmadılar veya olamadılar.
AB’nin dağılacağı söylentilerine ve Euro’nun parçalanacağına dair neoliberal medyasınca çıkarılan rivayetleri beyanlarıyla adeta alkışlayanlar, 2015 yılını AB yılı ilân ederek Avrupa başşehirlerine destek seyahatine çıkacaklarmış... Hangi yüzle... Kim bu kadar cehalet ve yanlıştan sonra Türkiye’nin politikasına güvenebilir ki...
R. Tayyip Erdoğan, Avrupa’daki Türkleri kullanarak Almanya, Fransa ve Avusturya’da şov ağırlıklı toplantılar yaptı... Biz önceden itiraz ettik. Gurbetteki Müslümanlara bu hareketlerle zarar vereceğini söyledik... Mesele yalnızca enaniyet ve şöhret hissinin tatmini değildi. BOP projesinin bir parçası olan AKP projesinin gereği yapılıyordu. Yani Kemalistlere inisiyatifini kaptıran AKP’nin, Türkiye ve İslâm âlemi lehinde hayırlı işler yapma imkânı elinden alınmıştı.
Ne ibretli bir tecellîdir ki, Millî Görüşün 40 senelik kimliği, kadroları, imkânları da bu projede heba ediliyor. Anayasaya bağlılığını yemin-i billâhlarla te’kide çalışırken, Kemalistlerin tetiklediği AKP’nin atraksiyonları ile, yılların emekleri havaya savruluyor Köln ve Berlin de...
Bunları ifade ederken AKP’nin bahsettiğimiz projelerde ve tahribe giden işlerde aktif rol aldığını söylemiyoruz...
Üzerine düşeni yapmamakla, pasif davranarak Kemalistlerin Türkiye’yi ve Troçkistlerin de Arap coğrafyasını tahrip etmelerine adeta göz yumdular. Buna pasif tahribat da diyebilirsiniz...
NETİCE-İ KELÂM
PEGİDA ile Troçkistler bir taşla birkaç kuşu birlikte vurma peşindeler. Evvelâ, Avrupa’nın tarihiyle ilgili olan “Hıristiyanlık üçyüz senelik bir iç savaşa sebep oldu... Öyle ise din çatışmanın bir sebebidir” telâkkisini canlı tutmak lâzımdı Paris’te ve Berlin’de...
İslâmın ilk gününden bugüne kadar, Cemel vak’ası hariç, hiçbir dahilî savaşa sebep olmadığı hakikatini ise IŞİD ile yok etmek istiyorlar... Maalesef radikal cüzî bir kısım siyasal İslâmcıların hataları da bu telâkkiye yardım ediyor.
Saniyen... Deccaliyet de diyebileceğimiz Troçkistler, Pegida türü aktivitelerle Müslüman-Hıristiyan ittifakını engellemeye çalışıyorlar:
“Dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semâvatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Küllî Şey’in vaadine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır. Madem Kadîr-i Küllî Şey vaad etmiş, elbette yapacaktır” (Mektubat, s. 60) hakikatini Kemalistler ve ikinci Avrupa, siyasal İslâmcılardan daha iyi biliyor ve kendilerince öldürücü neticeye karşı tedbir almaya çalışıyorlar.
Yani anlayacağınız; Siyasal İslâm hem Arap âleminde, hem Türkiye’de, hem de Avrupa´da siyasî yapısını Kemalist ve Troçkist ittifaka kaptırmış görünüyor bugün için…