"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsmet Paşaya saldırıp M. Kemal’i ibra ettirmek

Şükrü BULUT
13 Nisan 2015, Pazartesi
Zülf-ü yare dokunacak netameli konuya girmek istemiyorduk. Siyasal İslâmı savunan bir gazetenin “M. Kemal’i zehirlediler” manşetini görünce, bu mevzunun önemini bir kez daha fark ettik.

M. Kemal’e mümaşaatla İsmet Paşaya hücumun; İslâmın da esaslarından olan bilimselliğe, mantıkî silsileye ve ahlâkî duruşa muvafık düşmediğini düşünüyoruz. Hatırlayabildiğim kadarıyla; M. Kemal’e dayanarak İsmet Paşaya hücum iki cephede cereyan ediyor. Biri Kemalizmi İsmet Paşa ile paylaşmak istemeyen, demokrat olmadıkları halde Demokratlara yakın saflarda yer alan hakikî Kemalistler... Diğeri kalben M. Kemal ile bir sıkıntısı olmayan bir kısım dindarlarımız. Halk Partisine ve geçmişine hücum ederken,  M. Kemal’i o dönemin netameli olaylarından kurtarmak veya siyaseten Halk Partisine hücum etmek için bu çatışmayı benimseyenler.

Birinci şıktaki İsmet muarızları bu yazımızda muhatabımız değil. 

Siyasal İslâmcılara gelince... Kemalistlerin din ve vicdan hürriyetlerine engel olmak üzere belli kanun ve ilkelerle dindarlara hücumu karşısında yalnızca iki şık mevcut. Ya doğruları bilimsel ölçüler ve tarihî hakikatler çerçevesinde söylemek... Buna cesaret edilemiyorsa da susmak... Üçüncü yola sapıp akla, bilime ve tarihe hakaret edercesine meseleleri tersyüz etmeye kalkışmak İslâmî prensiplerle asla bağdaşmaz...

İsmet Paşa’nın; M. Kemal’in en güvenilir birinci adamı olarak ona sadakatle yardım ettiğini Avrupalı tarihçiler bildikleri halde, siyasetleri icabı Kemalistlerle anlaşmak isteyenlerin bilmemeleri mümkün değildir. Dersim katliâmının yalnızca İsmet Paşa’ya fatura edilmesi ne kadar ilmîlikten uzak ise, siyasal İslâmcıların M. Kemal’i tek parti dönemindeki icraatlardan tenzih ederek bütün kusurları İsmet Paşa’ya vermeye kalkışmaları, o kadar tarihî realitelerden uzak düşer.

KEMALİZM, SORGULANMADAN NE DEMOKRAT OLUNUR, NE DE DİNDAR...

Gazetelerin arşivleri tarihî hakikatleri hatırlamada önemlidir. 28 Şubat dönemine gelirken, siyasal İslâmcılar tesettür yasağına karşı Zübeyde Hanım’ın resimleri ile sokağa çıkmışlardı. Latife Hanım’ın tecritte yaşatıldığını ve hatıralarının neşrine dahi izin verilmediğini nazara almayıp “eski halin tablolarıyla” hak ve hürriyet için sokağa çıkanlarla hakikî Kemalistler o günlerde istihza etmişlerdi. 

1923’ten sonraki tek parti diktatörlüğünü sistem olarak sorgulamak suç mu? Bin seneden beri Kur’ân’ın bayraktarlığını yapan bir milletin bir komitenin nezaretinde çektiklerini ifade etmek suç mu? Bu dönemdeki zulümlerle milleti oyuna getirip, yüz binlerce insanın mağduriyetine sebep olan hadiseleri hatırlatmak suç mu? 

Açıktan demokrasiye, millî değerlerimize, dinimize ve tarihimize itiraz eden bir dönemin bütün günahlarını İsmet Paşa’ya yükleyip diğer sorumluları, hele de baş sorumluyu ibra etmeye kalkışmak, hakikat nazarında maskaralıktır .

Bu dönemin icraatlarını sistem ve fikir bazında ele almak, en doğru metod olsa gerek. Buraya yalnızca İsmet Paşa girmez. Onunla birlikte başta o dönemin askerî bekçisi Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak ile birlikte, daha yüzlerce kişi o kareye girer. Var mısınız böyle bir demokratik hesaplaşmaya?

Okunma Sayısı: 2775
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kadir

    13.4.2015 18:43:38

    Üstada Mustafa Kemali sevmiyor diye en had safhada zulüm eden Mustafa Ismettir. Biz ise ikisinden ayni seviyede nefret ediyoruz, onlari sevmek zorunda degiliz. Ve dua ediyoruz: Allah ahirette kisileri sevdikleriyle birlikte eylesin. Amin amin amin. Allah, Mustafa Kemal ile Mustafa Ismeti ahirette ayni yerde bulundursun amin amin amin. Bizden IRAK Cehenneme direk olsunlar!

  • Sezai Mumcu

    13.4.2015 17:24:17

    Iblis, Deccal ve Süfyan ile kesif istigal faydadan cok zarar getirir. Faydasi olan taraf ise ücünün de insanligin, hidayetin, ebedi saadetin düsmanlari oldugunu bilmektir. Süfyanizmin şubeleri arasında mukayese hicbirini digerinden efdal etmez. Üc Mimlilerin al birini vur öbürüne. Ha biri Gayya kuyusuna digeri Hutameye girmis ne farkeder? Iblisle asla dostluk kurulamayacagi gibi, Iblise, Deccale, Süfyana dostluk besleyenleri de biz düsman biliriz. Bunun lami cimi yok! Bu kadarini bilemeyecek kadar kendini cahil birakana; kendi düsen aglamaz ! deriz.

  • yorumsuz

    13.4.2015 16:02:18

    Evet,fevkalade önemli bir mesele.. M.Kemal'in gölgesinde demokrasi ve vicdan hürriyetlerini aramaya çıkanları güzel tahlil etmişsiniz,tebrik ediyorum.

  • İsmail Cebecili

    13.4.2015 14:55:00

    Başlığı ile bile tebrike lâyık.

  • Garib Doğu

    13.4.2015 13:30:48

    Böyle demokratik bir hesaplaşma yürek ister, ve hakperets olmak gerekiyor.Bu iki vasıf yoksa bu konuda hesaplama mümkün değildir.

  • Turgay Namdar

    13.4.2015 12:09:38

    İki yüzlü ve Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak tıynetli tipleri deşifre ettiğiniz için tebrikler.

  • Demokrat Avrupa

    13.4.2015 11:34:50

    Demokratik hesaplasmaya bizler variz da, siyasal islam var mi acaba? Bu hesaplasmaya katilabilmek icin demokrasiyi ve demokratligi anlamis ve benimsemis olmak gerekiyor. Ayrica da demokratligin geregi adaletli olabilmek gerekiyor. Demokrasiyi anlayamiyacaksin, adaletli olamayacaksin bir de partinin adini Adalet ve Kalkinma koyacaksin, sonunda da Mustafa Kemal`e muhabbet besleyeceksin ve sahip cikacaksin. Bir yanlis bir yanlisi beraberinde getiriyor....

  • hhk

    13.4.2015 10:23:31

    O devrin gerçek tahlilini yapmaya yürek ister..Şu anda kendilerini kahraman gibi gösterenlerin hem kendileri ve hem de geçmişteki büyükleri somun kahramanıdır.Geçmişe bir baktığımız da meydan-ı mücahede de onların hiç birisi görünmez..1940 öncesinin gazetelerinde Bediuzzaman ve nur talebelerinden başka görünen var mı? Yine aynı şekilde 1960 ihtilali nde 1971 muhtırasında ve 1980 ihtilalinde bunları gören var mı?Köyde köpekler ne zaman yok onlar o zaman kahraman görünerek ortada dolaşırlar..O zaman da dürüst görünemezler,milletin gözünün içine baka baka işlenen cinayetleri sadece birinin üzerine yıkarak bir yerlere yalakalık yaparlar..Bütün dünya bilir ki o zamanın Başbakanının o zamanın cumhurbaşkanından habersiz tuvalete bile gidemeyeceğini..Allah razı olsun yorumunuz çok isabetli olmuş..Üstadın talebelerine ancak böyle hak ve hakıkatı açıklayan yorumlar yapmak yakışır..

  • Hüseyin İLHAN

    13.4.2015 06:51:21

    Ehli hak dediğimiz hoca efendiler dahi siyasi tarafgirlikle bu yanlışları yaparken siyasal islamcı olan ve parti işini dinin vecibesi zanneden ahmaklar bu haltı yemiş şaşırmam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı