"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kosturma Medresetüzzehrası...

Şükrü BULUT
06 Kasım 2017, Pazartesi 00:05
Üstadın Van Medresesi’nde şehadete hazırladığı üç yüz kahramanı ile girdiği yolun, yani seferberliğin yeni bir Medreset’üz Zehra’ya açılacağını, yalnızca kader biliyordu.

Said Nursî’nin Erzurum’dan başlayarak Bitlis’te kesilen savaş yıllarının da Medresetüz Zehra’ya dahil olmadığını kim iddia edebilir ki... Harp san’atını da en güzel şekilde öğrettiği talebeleriyle omuz omuza düşmanla çarpışırken bile, at eyeri onun için bir ders kürsüsüydü... Molla Habip, Muhittin, Ubeyd ve Ali gibi yüzlerce talebe ile muharebe meydanında destansı dersler yapıyor ve dağ, vadi ve sahralarla çevrili bu geniş medresede ahir zaman dinsizliğine büyük darbeler vuracak İşaratül İcaz’ı yazıyor... 

Son Rus Çarı II. Nikola, Kosturma’yı bir medrese olarak hazırladığının farkında değildi. Ahirzamanın en dehşetli dinsizliğine darbe vuracak Hz. İsa’ya hazırlanan bini aşkın seçkin Avrupalının buraya toplatılmasının zahirî sebebi belliydi: Müttefiklerin mağlûbiyeti. Osmanlı, Avusturya ve Alman zabitleri zahiren savaş esirleri olarak buraya getirilmişlerdi. Fakat neden beş bin kilometre mesafeden bu insanlar Volga’nın bu sakin kasabasına toplattırılıyordu... Ve bu örgünün dikkatleri en fazla üzerine çeken nakşı da, Bediüzzaman’ın kaderce derdest edilip, manen yüksek bir akademi niteliğindeki kamplara müderris olarak getirilmesiydi. Çar’ın dayısı olan Kafkasya orduları başkumandanına ayağa kalkmaması ise, üstlendiği misyonun bir gereğiydi.

Bediüzzaman Hazretleri, bazı zabitlerin hatıraları mecmualarda yayınlanana kadar (II. Dünya savaşı sonrası), şahidi olmadığından bu hadiseden hiç bahsetmiyor. Bolşevik İhtilâli vesilesiyle dağıtılan bu kamptan Türkiye’ye gelenler, esaret hatıralarını gazetelerde anlatırken Kosturma süreci ortaya çıkacaktır. Daha sonra Said Nursî; kısaca oradaki derslerden, harp disiplininin gereği olan düzenden, Rusların kendilerine olan muamelelerinden, Rus askerlerinin kendisini vatanıyla (İstanbul) muhabereden men etmediğinden, Tatarların inşa ettikleri camide geçirdiği uzun ve hazin kış gecelerinden bahsedecektir. 31 Mart günlerinde Divanı Harbî Örfî’yi, bir yaz seyahatinde Münâzarât’ı, Şam’daki kış günlerinde Hutbe-i Şamiye’yi ve ulemanın reçetesi olan Muhakemat gibi şaheserleri meydana getiren Bediüzzaman, iki küsur sene boyunca burada ne yapmıştı... Daha sonra Amerika’ya göç etmiş o günün Alman subayları, Kosturma günlerinde Bediüzzaman’dan Arapça öğrendiklerini hatıralarında anlatıyorlar... Onlara Arapça öğretecek kadar zaman ve imkâna sahip Bediüzzaman’ın, oradaki insanlara iki sene zarfında neler öğretebileceğini, varın siz tahayyül edin…

Kosturma’ya kadar yazılan beş altı eserin burada, Kosturma Medresetüzzehrasının müfredatını teşkil edeceği açık bir hakikattir. Bu eserlerin muhtevaları ele alındığında; İşaratül İ’caz başta olmak üzere Said Nursî, Almanlara hem imanî ve hem de içtimaî birçok hakikati ders vermiştir. Zamanın çok programlı kullanıldığını düşündüğümüzde, yalnızca bu eserleri ders vermekle kalmamıştır Bediüzzaman... En güzel şerhlerini de, Mesih’e ulaştırmak üzere, onlara vermiştir.

Prens Bismarck çizgisinin hâlâ bürokrasi ve orduda hakim olduğu bu günlerde; Kur’ânî derslerin Berlin, Viyana, Roma ve Paris gibi yerlerdeki yankısını dinleyebilmek için, bütün dikkatlerimizi, zamanın Katolik lideri XI. Pius’a ve çevresinin sosyalizme karşı geliştirdikleri yeni mücadeleye yoğunlaştırmamız gerekiyor. Liberal kapitalizm ile dinsiz sosyalizme reddiye veren o günün Hıristiyanlarına desteğin nereden geldiğini keşfetmede, dinsizlik cereyanları gecikmeyeceklerdi.

Şehit Enver Paşa’nın teklifi ve üçlü kararname ile Osmanlı ordusunu temsilen o günün en yüksek dinî akademisine tayin olunan Said Nursî’nin oradaki arkadaşlarından Seyyid Sadettin Paşa’nın bir anekdotu bu meseleyi daha net anlamamızı sağlayabilir. Kendisi de aynı akademinin üyesi olan Paşa, Bediüzzaman’a “Kat’i bir vasıta ile haber aldım. Kökü ecnebîde ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi senin bir eserini okumuşlar ve demişler ki: “‘bu eserin sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi, yani dinsizliği bu millete kabul ettiremeyeceğiz... Bunun vücudunu kaldırmalıyız’ diye senin idamına hükmetmişler. Kendini muhafaza et“ der. Bediüzzaman da: “Tevekkeltu alallah... Ecel birdir, tagayyür etmez” diye ona cevap verir. 

Daha önce Avrupa’da Hıristiyanlığı kesin kes mağlûp eden felsefî dinsizlik cereyanlarının Bediüzzaman karşısında paniklemeleri ve meseleyi onun vücudunu ortadan kaldırma noktasına getirmeleri çok ilginçtir. Şimal cereyanının, liberal geçinen ahlâksızların da yardımlarıyla gerçekleştirdikleri Bolşevik İhtilâline global dinsizlerin sevinememelerinin arkasında da Kosturma sürecinin olduğunu söylemek mübalâğa olmasa gerek. Zira geliştirdikleri imansızlık teorilerinin, İşaratül-İ’caz’daki  Kur’ânî hakikatler karşısında bir bir erimekte olduğunu ümitsizlik içinde seyrediyorlardı.

Şimdilik çokça müşahhaslaştıramadığımız bu konunun, gelecekteki araştırmalarla, belgeler eşliğinde açıkça ortaya çıkacağına inanıyoruz. Hem Almanya İmparatorluğu’nun ve hem de kiliselerin o günkü yazışmaları, Kosturma’dan dönen Almanların yeni icraatları, Protestan ve Katolik Kiliseleri’nde bu zaman diliminde yapılan çalışmalar ve gerçekleşen dönüşümler heyetlerce incelendiğinde Bediüzzaman’ın Kosturma üzerinden Avrupa’ya aktardığı mesajın mahiyeti daha vazıh bir şekilde anlaşılacaktır.

Çokça geniş tartışmalara ve dolayısıyla araştırmalara uzanacak şu mevzuyu; Avrupa’nın dinsiz komiteleri ile Kemalizmin, o günden zamanımıza kadar ittifak halinde Risale-i Nur’a karşı yaptıkları dehşetli hücumları hatırlatarak şimdilik sonlandıralım. Bediüzzaman ve Risale-i Nur dâvâsının şahs-ı manevîsini teşkil eden şahısları hayatları boyunca bu dehşetli ittifakın tazyik, tehdit ve entrikalarına hedef oldular. Dinsizlik ve nifak cereyanları, Kosturma’da oluşan İslâmiyet ve Nasraniyet ittifakını parçalamaya çalışadursunlar. İşin en hazin tarafı, Siyasal İslâmın, bir kısım sofîlerin ve cehaletle malûl avamın, Bediüzzaman’a kulak veremediklerinden; ahirzaman olaylarını, hareketlerini, cephe ve temsilcilerini bir türlü anlayamadıkları için komünist ve Kemalistlerin hücumlarına bilmeden destek vermeleridir. Fakat Nur Talebeleri, güneşin Batı’dan doğacağı saate kadar muhabbet ve sabır içinde bu hakikatleri anlatmaya devam edecekler.

Okunma Sayısı: 4143
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zeliha

    9.11.2017 13:10:20

    Türkiyemizde meşrutiyet girişimleriyle saltanattan demokrasi ve cumhuriyete geçme çabaları hep zındıkanın çıkarmaya çalıştığı gürültü ve kaosla gözden kaçırılmaya çalışılmış.1. ve 2. dünya savaşlarıyla da dünyayı ateşe vermeleri de hep müspet ilerlemeyi engellemek için olmuş.Ama başarılı olamamışlar.Bediüzzaman hazretlerinin hayatını araştırmak bilmeye çalışmak ancak her şeyi doğru anlamaya yardımcı olur.Bugün artık sadece 1 yayınevi 190 ülkede 50 dilde risale basabilmişse hakikatler anlatılıyordur biz de muhabbet sabıra çalışmalıyız inşaallah

  • Ali

    6.11.2017 20:44:01

    Devamı gelir inşallah

  • Demokrat Avrupa

    6.11.2017 19:41:50

    Almanya ve Türkiye ilişkileri, Bediüzzaman'ın vefatından sonra Türklerin ağırlıkla Almanya'ya göç etmeleri de bununla ilgili olmalı.

  • Dogu Batı

    6.11.2017 17:05:51

    Said Nursi Hz.'leri rusça bilmediği halde nasıl esaretten kurtulabiliyor ve neden Almanya'ya uğruyor ve bir müddet orada kalıyor? Almanya aktif olarak esaretten kurtulmasında yardımcı olmuş olabilir mi? Hz. İsa ile Hz. Mehdi'nin özel bağlantıları...

  • Ramazan ÇALIŞAN

    6.11.2017 16:57:22

    Bediiüzzaman Hazretlerinin Van Medresesinde başlayan, İşaratül İ’caz başta olmak üzere,Kosturma’ya kadar yazılan beş altı eserin burada, Kosturma Medresetüzzehrasının müfredatını teşkil edeceği ve bu müfredatın mahiyetine uygun , Almanlara hem imanî ve hem de içtimaî birçok hakikatin ders verilmiş olması, En güzel şerhlerini de, Mesih’e ulaştırmak üzere, onlara vererek, İslâmiyet ve Nasraniyet ittifakının Kosturma’da Bediüzzaman tarafından temellerinin atılması ilk defa sizin yazınızdan duyduğum çok dikkat,inceleme ve araştırma ile fark edilebilecek ve sizinde dediğiniz gibi,Çokça geniş tartışmalara ve dolayısıyla araştırmalara uzanacak bir konu. Bu harika tesbitinizden dolyı sizi tebrik ediyorum.

  • Y.Said

    6.11.2017 13:53:02

    Bediüzzamanın yarım bir hilal çizerek Kuzeyi dolaşıp Almanya'ya gelmesi ,tarihin bir kırılma noktasıdır. Hem öncesinde ve hem de sonrasında Alman milletine atfettiği vazife de dikkati çekecek niteliktedir. Belki de,Kosturma,Berlin ve dönüşündeki, İstanbul hayatı araştırılırsa, çok ilginç tarihi gerçekler keşf edilecektir. Başarı dualarımızla..

  • Y.Said

    6.11.2017 13:08:55

    Bediüzzamanın hayatının bu kesitini hiç okumamıştım. Belki de şu günlerde en çok öğreneceğimiz bir konu... Rusya'nın İslam ülkelerine yardımı,AB içindeki derin çatışma, Kemalistlerle Siyasal İslamcıların bu meseledeki itti,fakı... Önemli değiller mi...

  • Nur

    6.11.2017 12:48:52

    Doğu ve batının köprülerini kurmuş ve kuracak hakikat parcalarini ilerleyen yazilarda bir bütün halinde de görmeyi umud ediyoruz.O dönem Avrupa tarihine baktığımızda bolşeviklerin kıskacından avrupanın ve özellikle Almanyanın çok ince bir sekilde kurtulabildigini izliyoruz. Böylesine bir ittifakın nifak hareketlerince engellenmeye çalıştığı bilgisini, Türkiye tarihinde Enver Paşa ve sonrasını araştıranlar elbette bulacaklardır. Ellerinize sağlık...

  • Ahmet Danışmaz

    6.11.2017 12:40:14

    Şimdilik çokça müşahhaslaştıramadığımız bu konunun, gelecekteki araştırmalarla, belgeler eşliğinde açıkça ortaya çıkacağına inanıyoruz. Amin inşallah. Yazmayı çok seven savaşta bile eser veren üstadın Kosturma da da eser veya eserler verdiğine inanıyorum. Bir gün bu eserlerin gün yüzüne çıkması duasıyla.

  • Naim

    6.11.2017 12:01:54

    Kaleminize sağlık. Hakiki İseviliğe her zamandan çok muhtaç olduğumuz şu günlerde Rabbimiz hakiki nurcuların da gayretlerini artırsın ve bereketlendirsin.

  • Abdurrahman KOÇAK

    6.11.2017 11:20:51

    Bediiüzzaman Hazretlerinin zamanı nasıl değerlendirdiği, eğitime verdiği önemi ve geliştirdiği eğitim modelini, nihayet müktesebatını anlamak ve hayata geçirmek tüm meseleleri bertaraf edecektir.Teşekkürler.

  • Hakan

    6.11.2017 10:30:12

    Bu yep yeni bir harita... Yorumdan çok tarihi hakikatleri ihtiva ediyor. Bu güne kadar dikkatimizi çekmeyen noktaların böyle öne çıkarılışı çok ilginç. Mutlaka devamını yazın

  • Bülent Bektaş

    6.11.2017 09:15:45

    Mükemmel bir yazı Allah razı olsun

  • Cemal özkaya

    6.11.2017 08:40:11

    Bence çok makul bir yorum. Tahkik edilebilse bahtiyar alman milleti sözünün altında kosturma çıkabilir bayern münih kulübü mescit isteyen bir futbolcunun talebini %85 masrafını karşıladığı bir camiyle yerine getirmiş. Dileyelim bu güzel örnekler artsın Hristiyanlar'ın dindar ruhanileri galip gelsin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı