"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Merkel - AKP tiyatrosu ve çatıştırma projeleri

Şükrü BULUT
11 Haziran 2016, Cumartesi
Bundan birkaç sene önce çokça duyduğumuz “toplum mühendisliği” ifadesi, son zamanlarda yerini sıkça işitmekte olduğumuz “algı yönetimine“ bırakmış görünüyor.

Aynı manayı çağrıştıran bu kelimelerle “efkâr-ı ammeyi iğfal“ veya “kamuoyunu yanıltma“ anlamlarının kastedildiğini artık herkes biliyor.

Yazımızın başlığına tiyatro dediğimizden, elbette gücenmeye kalkışanlar olacaktır. Candan-ciğerden iki arkadaşın, rolleri gereği seyirci önünde birbirine düşmanlık etmelerini, dar dairede ancak tiyatro ile izah edebiliriz. Oyunu yazanları, sahne ve dekorlarını hazırlayanları ve genel organizasyonlarını üstlenenleri tanıdığınız halde, hakikati seyreder gibi hadiselere bakmanın, bir insanlık suçu olduğunu düşünüyoruz.

Merkel şu üç dönem içinde, İslâmî semboller üzerinden seçmenine mesaj verirken, İslâm’a yaptığı zararları anlamayanlar, hadiselerin hakikatlerine kör olanlardır demek zorundayız. Bir düzine kötülük ve düşmanlıktan sonra, küçük bir jesti ile seyircileri manipüle edebilen bir başbakana sahip olduğundan dolayı Almanlar acaba seviniyorlar mı?

Arap Baharı’na seyirci kalan Merkel’in, Erbil üzerinden terör örgütlerine sağladığı silâhların teslimini Von Der Leyen’ce nasıl gerçekleştirdiğini yazmıştık.  Politikayı  kapital ile parçalayan Merkel’in; Marksist temellere sahip hem PEGİDA’ya, dolaylı olarak hem  de AFD’ye sağladığı maddî manevî yardımları,  oyunun ince dizaynı ve başarılı teşhiri sayesinde Almanya kamuoyu anlayamamıştı.

ALMANYA ZEMİNİNDE TÜRK  SİYASETÇİYE  POLİTİK ŞOV YETKİSİ…

Ahirete intikal etmiş Erbakan ve Türkeş’in Almanya’da epeyce sevenleri vardı. Her ikisi de sevenlerine sivil toplum platformlarında siyasî kimlikleriyle hitap etmek istemişlerdi. Müracaatlarına Alman devleti menfî cevap vermişti.  Millî Görüş’ün dar çerçevesi veya Türk Federasyonu’nun çok kısıtlı imkânlarıyla ancak  siyasî taraftarlarını  ziyaret edebilmişlerdi.

AKP’ye yüz bin kişilik salonları tahsis eden Merkel, Alman toplumunun hiç de alışık olmadığı bu imkânı Erdoğan’a neden veriyordu?  Şu son genel seçimlerde DİTİB’e ait camiler birer seçim bürosu olarak kullanılmış ve camilerin önünden konsolosluklara Türkiye parasıyla otobüsler kaldırılmıştı. Değil yalnızca Almanya’nın, hiçbir AB ülkesi kamuoyunun kabul etmeyeceği manzaraya Merkel neden müsaade etmişti ki?   Berlin’de, Köln’de,  Brüksel  ve diğer büyük şehirlerde AKP’nin reislerine gösterilen müsamaha, sol gruplarca organize edilen İslâm ve yabancı düşmanlığının taban bulmasına büyük imkân sağladı. Bilerek, radikal gruplarla Alman demokrasisinin yara almasına çalışıyordu Angela...

George Soros ile birlikte, Arap Baharı ile perişan edilmiş milletlere sahip çıkması ve Avrupa halk ve siyasetçilerini harekete geçirecek üslûplarla bu meseleyi ele alması da, AB’deki çatışmayı derinleştirmekten başka bir şeye yaramadı. Merkel, neoliberallerin malî temsilcisi Soros ile ortak projeler hazırlayarak, Avrupa’daki İslâm düşmanlarını uyandırma ve birleştirme peşindeydi kanaatimizce… Almanya’da, 2015 Noelindeki Arap gençlerinin Alman kadınlarına sarkıntılık yapma oyununu da buraya dahil edebiliriz. Bütün bu oyunları hazırlayan Merkel ve ekibinin, AKP olmadan Müslümanlarla bir şey yapamayacağını herkes biliyor. Tıpkı Irak savaşı ve Arap baharındaki rolleri gibi…

SON OYUN

Birçok Batılı ülkenin, hassasiyetinden dolayı pek girmediği 1915 Ermenî tehciri meselesine Merkel neden girdi? Altı ayı aşkındır, hem Türkiye muhalefeti ve hem de Almanya’daki bazı sivil toplum temsilcileri, bu tasarının meclise geleceğini söylemelerine karşın, Merkel ile AKP oyunu tezgâhlandıktan sonra geride durmayı tercih ettiler. AKP, neye karşılık kaleyi boş bırakıyordu ve Merkel ise bu karar ile neyi hedefliyordu dersiniz? Cevap tek kelime ile; çatışma. Demokrasi, insan hakları ve barış ortak paydalarında birbirine destek veren Alman ve Türk kamuoyularını birbiriyle çatıştırmaktan başka hangi maksat olabilirdi ki...

Merkel, Alman halkının arasındaki gelir uçurumunu derinleştirmeye çalışırken, AKP de Mustafa Kemal ve İnönü’nün; 25 senede Kürtlere yaptıkları zulmü iki üç seneye sığdırmaya çalışıyor.

Fakat oyun mükemmelce konuyor sahneye... Çöplüklerde bira şişesi toplayan Almanların sayısı artıyor, radikal sol gruplar meşrû siyasetin dışında kuvvetleniyorlar ve Almanya demokrasisi kan kaybediyor bu çatıştırma projeleriyle... Geçmişteki komünistlerin bekledikleri ihtilâl, çatışma ve kaos iklimi Almanya’da yavaş yavaş kendisini hissettirmeye başlıyor kanaatindeyiz. Merkel’in Kiev’de, AB ile Rusya’yı çatıştırma projesindeki rolünü de unutmamak lâzım. Neoliberallerin Çipras üzerinden Yunanlıların sahneye çıkarmalarını ise, yine Putin engelledi.

AKP’nin çatıştırma, tahrip etme ve kaos projelerindeki başarısı elbette Angela’nın gerisinde kalmıyor. Bugün nifaktan tedirgin olmamış bir mü’mini göremiyorsunuz camilerde. Minberler örtülü propaganda mahalleri oldu. Paralel diye yalnızca bir cemaate yapılan zulüm, bütün cemaatlerin kapısını çalmaya başladı bile... Devlet kadrolarındaki dindarların, 28 Şubat dönemi kadar tedirgin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Belki de, devrimcilikle daha da ilerde olduğunu ispatlamaya çalışıyor siyasal İslâmcılarımız.

Kemalizm, komünizm ve masonluk teknesinde yoğrulan ihtilâl ve devrimleri Müslümanlık katkılarıyla sağlamlaştırmayı, ancak AKP becerebilirdi. Moritanya’dan Bangladeş’e kadar meydana gelen müessif hadiselerle ve akan kanlarla tarihin bir arada anacağı AKP’nin, Merkel ile uyumlu tiyatrosunun esas müsebbiplerinin kimler olduğunu, basiretli okuyucularımız elbette biliyorlar.

Okunma Sayısı: 2886
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sultan Selim

    11.6.2016 10:29:02

    Şu durum artık çok net olarak görülmüş ve anlaşılmıştır ki: giysi hakikati değisteremiyormuş. Yine enfes olmuş yazı. Selam ve dualarla

  • Ali Vefalı

    11.6.2016 01:53:13

    Çok çok değişik bakış ve görüşler. İlginç olan ise, bu kadar sinsi oyunları insanların çoğunun anlayamayacağı, anlayabilenlerinde Dünya malı, makamları ve geçici zevklerle anlamama pozisyonuna yattıkları görüşündeyiz. İnşallah bu tuzaklar bozulacaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı