"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mülteciler meselesindeki şeytan üçgeni...

Şükrü BULUT
22 Nisan 2016, Cuma
Hâkim cereyanların dünyadaki her hareketi lehlerine çevirmek, ondan menfaat edinmek veya o hâdiseyi çatışma ve kaosa götürmek için, satrançtan daha girift bir oyun içinde olduklarını, önceki yazılarımızda belirtmiştik.

BOP’un Arap Baharı ayağı etkin hale getirildiğinde, altı sene sonra ortaya çıkacak mülteciler dramının hâkim oyuncularca hesaba katılmamış olması beklenemezdi. İltica hareketinin genellikle denizler üzerinde olacağı, yalnızca Türkiye rotasının karadan gerçekleşeceği de stratejistlerce biliniyordu. Mültecilere Akdeniz ve Ege´ye kadar rehberlik eden “sivil organizasyonlarla” onları; Yunanistan, İtalya ve Macaristan’da karşılayanların elemanlarını aynı karede incelediğinizde, arkasındaki dev silüeti görmemeniz mümkün değildir: İstihdam edilen binlerce kişiye, kaçış ve kurtuluş yolunda mültecilere dağıtılan milyonlarca broşüre, sahillerde neredeyse bedava dağıtılan can yelekleri gibi en basit ve görünen fizikî unsurlara baktığınızda; Arap Baharı tezgâhını kuranların Arapları Avrupa’ya iltica yolunda da yalnız bırakmadıklarını göreceksiniz...

Size komplo teorisi gibi görünen hadiseye azıcık da Batıdan bakalım. Meselâ AB’ye, en az 10 milyon mülteci almak zorundasınız, diyen meşhur sihirbaz Soros. Onunla mülteciler hususunda Avrupa medyasında yapılmış mülâkat ve haberlere baktığınızda, dünya kapitalini idare eden hâkim cereyanların bu mülteciler meselesinde neredeyse siyasetçilerden ziyade etkin olduklarını göreceksiniz.

Bir taraftan rolünü çok güzel oynayan Soros’un hemşerisi Victor Urban, diğer taraftan neredeyse bu konuda iyilik meleği kesilmiş Angela Merkel... AB’de siyaseti sivil yollarla paramparça etmeye çalışan PEGIDA, AfD ve diğer radikal siyasî hareketlere can suyu ve hatta kuvvet sağlayan politikaları dizayn eden enstitünün de, Soros´un Macaristan’daki meşhur enstitüsü olduğunu eklediğinizde,  başta AB, İslâm âlemi ve Türkiye için hiç de hoşlanmayacağınız kokuların sızmaya başladığını hissediyorsunuz.

Bedîüzzaman’ın ifadesiyle insanî değerlere karşı, çatışmacı, dinsiz ve sefih ikinci Avrupa’nın tesir sahasında şekillenen göçmen krizinin başta AB olmak üzere birçok demokratik yapıya, AB içindeki siyasî parti yapılarının esasına ve Türkiye’ye büyük zarar verecek bir özellik kazanmaya başladığını görüyoruz. AB’nin dünya demokrasilerinin, hak ve adaletin ve barışın güvencesi olmadığını bugün için kim iddia edebilir ki... Yani, yalnızca İslâm coğrafyasına değil, bütün dünya barışına kasteden global cereyan, iltica tezgâhıyla da nifak ve kaos örgüsünü örmeye devam ediyor.

ŞEYTAN ÜÇGENİNİN ÜÇÜNCÜ AYAĞI…

Türkiye’nin bir mülteciler veya göçmenler politikası var mı? Bu fakir henüz öğrenemedi. Kiev’den getirilen Ahıskalı göçmenler önceden hazırlanmış dayalı döşeli evlere yerleştirilirken, Suriyelilerin vicdanları kanatan ve yürek sızlatan hallerine her gün şahit oluyoruz. Onların çadırkentlerde yaşadıkları rezalet ve ıztırabı ise ancak uzaktan uzağa duyabiliyoruz. 

Şu üçgen içinde, her türlü insanî şartlardan mahrum bırakılmış milyonların, Türkiye’yi idare edenlerin bilgileri dahilinde hiç de iyi niyetli olmayan uluslar arası sivil organizasyonlarca, kirli global siyasetlere alet edilmeleri, Türkiye’yi tarih önünde sorumlu konumuna getirebilir. Hükümetin mültecilerle alâkalı sağlam bir politika üretmemesi, milyonların zaman ve enerjilerini ülkenin enerjisine katmaması ve onları ateşten daha yakıcı olan “beklemelere” mahkûm etmesi, galiba üçgenin üçüncü ayağını teşkil ediyor. Bir milleti dilenmeye mahkûm etmek, 500 liralık bir kira bedelini onlara 1500 lira olarak ödettirmek, Allah’ın misafirleri gibi yüksek bir mevkiden, sokakta itilip kakılan bir duruma düşürmek gibi insanlığımızı bitiren hallere zemin hazırlamak, başka nasıl izah edilebilir?

Okunma Sayısı: 2611
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı