"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neoconların paniği veya 51 Amerikalı hariciyecinin muhtırası...

Şükrü BULUT
24 Haziran 2016, Cuma
Obama’nın aksine neoconları alttan alta desteklemekten geri durmayan dışişleri bakanı hariciyedeki neoconların toplu itirazını, Amerikan demokrasisinin güzelliğine bağlamak istiyor.

Bunun ne derece doğru olduğunu önümüzdeki zamanlar gösterecek.

Rusya’yı gizlice Suriye’de aktif hale teşvik eden Obama’dan Suriye’de askerî bir harekât isteyen neoconlara, başkanın ne denli duyarsız kaldığını savaş taraftarı diplomatlar kahırlanarak konuşuyorlar. Başkanlığa geldiği günden beri ibreyi mütemadiyen “barıştan” yana tutan Obama, belki de Nobel barış ödülünü alacak: İran krizinin sulh ile halledilmesi…Üçüncü dünya savaşı senaryolarının oynandığı Kiev ateşini yavaş yavaş söndürmesi… Neoconların hakimiyetindeki müttefiklerin “Suriye” politikalarındaki 180 derecelik dönüşler… Şimdi de, İŞİD’ e karşı Rusya ile koordineli çalışarak bölgeyi neocon fitnesinden temizlemeye başlaması. Neoconların yıllarca devam etme dileği ile inşaya çalıştıkları bu tezgâh da bozulursa, elbette Obama Nobel barış ödülünü alabilir.

Neoconların medyadaki sözcülerinden Robert Kagan’ın eşi neocon diplomat Victoria Nuland’ın müstakbel başkan Hillary Clinton’a sığınarak yaptığı ataklar Amerikan hariciyesinde karşılığını bulamayınca onlar da çareyi muhtırada buldular.

MUHTIRANIN ASIL SEBEBİ

Bilhassa, Amerika’nın İslâm dünyasındaki kaos ve fitnelerinde ısrar eden diplomatların en büyük derdi, Arap baharı ile girdikleri yolun çıkmaza sürüklenebileceği korkusu gibi görünüyor. 

Suriye’deki ilk fitne kurşununu ateşleyen eski Şam büyükelçisi Robert Ford, Clinton’ı da yardıma dâvet ediyor. 2012’de; burada Suriye’de savaşacakları eğitecek insanlar için projelere girişmiş olan Robert’in planları, yoldaşlarının Bingazi’de Hillary’ye ihanetleriyle akim kalmıştı. New York Times’deki ortak hareketlerini değerlendiren Ford, 51 diplomatın çok büyük bir rakam olduğunu ve Başkan’ın gereğini yapmasını dilediğini söylüyor.

BATIDA HARİCİYE, İKİNCİ ÖNEMLİ FAKTÖRDÜR…

Bizde olsa ülke idaresinin ikinci sırasını genellikle genelkurmay ve millî savunma bakanları alırlar. Demokrasinin geliştiği Avrupa ve Amerika’da ise dışişleri bakanları başkan veya başbakandan sonra gelirler. Koalisyonlarda, büyük ortağın temsilcisi, genellikle hariciye bakanı olur. Veya hariciye bakanları devlet başkanlığına namzet konumlarda bulunur. Almanya, Amerika ve İngiltere demokrasilerinde bunun çokça örneklerini müşahede ediyoruz. Yani oralarda muhtıra verme işini askerler değil, hariciyeciler yapar. Bir de bunlar; Troçkist damardan beslenen Kissinger’in şakirtleri ve Galiçyalılar olursa, işin rengi tamamen değişir.

Hariciyecilerin bu kadar kıymet görmelerinin tek sebebi, elbette demokrasi değildir. Emperyalist ve sömürge geleneğini, Troçkist damarlarla yeni global soygunlara bağlayanları temsil edenler de hariciyecilerdir. Mağdur ve mazlûm coğrafyalarda dönen fitne dolaplarının zalim Batılılar için hayatî önemini bilenler, hariciyecilerin muhtıra cesaretlerini de kavrayabilirler. 

Neocon hariciyecilerin Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Yemen, Somali, Kenya, Orta ve Kuzey Afrika’da kurdukları tezgâhların mahiyetleri, İslâm maskesi takılmış terör organizasyonlarını nasıl finanse ve organize ettikleri ve hatta bölgedeki Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gibi müttefiklerinin sırtından IŞİD’i nasıl destekledikleri ortaya çıkarsa, söz konusu diplomatların bundan sonraki başarıları elbette sekteye uğrayacaktır. 

Meselâ sessiz ve sakince Ronald Reagan ve George W. Bush dönemlerinde global fitneyi inşa eden Yahudi Elliott Abrahams ve yine Kiev fitnesiyle AB’yi çökertmeye çalışanlardan Viktoria Nuland’ın kariyerlerine zarar gelecektir. Bu kadar gürültü ve patırtıyı normal karşılamak lâzım. İdarelerin kendileri hakkında tedbir almaları için yalnızca bir ikazda bulunuyor muhtıracılar…

Ayının ahlat üzerine yaktığı 40 türküsünü tedai ettiren “Suriye kuzeyinde uçuşa yasaklı bölge” tezini, insanlık yalnızca Irak’ta yuttu. 12 Eylül’ün başbakanı Özal’ın himayesi ve generalleri bunu başarmışlardı. Ama şimdi Batıda karizması çok fena çizilmiş, Rusya ile barışa mecbur kalmış, hem ABD ve hem AB’ce kabul görmeyen bir hükümetin yardımının neoconların projesini gerçekleştirmeye yetmeyeceği kanaatindeyiz…

Okunma Sayısı: 2548
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Celal can

    24.6.2016 21:34:30

    Savaş ve mülteci korkusu yüzünden Türkiye sınırlarına duvar ördü avrupa ve balkan ülkeleri sınırlarını güçlendirdi.sonuç; ne zaman suriye sınırında yüzbinler bayramlarda birbirlerini ne zaman ziyaret etmeye başlar.ozaman türkiyede ve avrupada hayat normale dönmüş demektir.ne yazikki bunun için çok uzun bir zaman gerekli .Risalei nur talebelerinin cesatet ve fedakarlığıyla olacak inşallah yoksa bu siyasetle olacak gibi gözükmüyor.

  • Zeliha Özpamukcu

    24.6.2016 16:39:58

    Yine çok ufuk açıcı yorumlarınızı var tebrik ediyorum,bu kadar karamsar bir ortamda bu yorumlar bize sükunet veriyor,dualarimiza hız veriyor inşaallah,umitsiz olmamayi yeniden öğreniyoruz elhamdülillah

  • Sultan Selim

    24.6.2016 15:24:03

    Yüreklere su serpen enfes bir yazı. Türkiye basınında bu konuda yazılan en güzel ve ilgili bir yazı olmuş. Tebrikler ve dualar. ..

  • Dogu Bati

    24.6.2016 12:01:46

    Bizde ki hükümetin neoconlarla calismasinin baska bir delili: Ingiltere`de ki referandumdan sonra Fransa`da ki neocon Le Pen ve Hollanda`da ki neocon Wilders de referandum yoluyla AB`den cikalima karsilik Erdogan`in referandum yoluyla AB ile müzakereleri durdurma teklifi. Yöntem ayni, hedef ayni: AB`yi cökertmek.

  • Av. Ahmet Danışmaz, LL.M.

    24.6.2016 11:49:31

    Öncelikle makelenizden dolayı tebrik etmek istiyorum. Ancak son fıkrada konuyu biraz muğlak bıraktığınızı söylemeden de geçemeyeceğim. Şöyle ki ; hepimizin malümu olduğu üzere hükümetimiz Suriye'nin kuzeyinde bir tampon bölge oluşturmak istiyor ve bu konuda ısrarcı. Bunu tüm barış görüşmelerinin ön şartı yaptı. Hatta sırf bu yüzden Viyana'daki barış görüşmelerini sabote etti. Şimdi sormak lazım, acaba oluşturulan bu tampon bölge kimin kontrolünde olacak? İŞİD olmayacağına ve hükümetimizi de oraya sokmayacaklarına göre oluşturulan ara bölge YPG ve PYD'nin kontrolünde olacak demektir. Bunun bir sonraki adımı da bu bölgenin Kuzey Irak yönetimi ile birleştirilmesidir. Konuya bu açıdan biraz ince baktığımızda hükümetimizin kimlerle çalıştığı ve neye hizmet ettiği ortaya çıkacaktır. Her zaman olduğu gibi hükümetimizin icraatı başka söylemi başka. Milletimizde ehl-i tahkik değil maalesef. Selamlarımla

  • Demokrat Avrupa

    24.6.2016 10:34:58

    Neconlarla yakindan calisan hükümetin en yakin zamanda yikilmasi ümidiyle

  • Ali Vefalı

    24.6.2016 01:34:03

    Evet çok doğru tesbitler. Elinize ve düşüncenize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı