Zamanın, nisyana müptelâ günümüz insanına, geçmişi tamamen unutturacağına inananlar yanılıyorlar. Tarih unutmuyor…
Hakperest araştırmacılar, dünde insanlığa ihanet edenlerin, bugün yol gösterici olamayacağını ortaya koyuyor. Yani katil vâris olamıyormuş…
AB ile Rusya’yı sıcak savaş boyutuna taşıyan Ukrayna meselesinin geçmişini bilmeyenler John Kerry, Madeline Albrigth, Brzezinski ve Soros gibi Amerika’nın diplomat ve finansörlerinin üflemelerinden her an etkilenebilirler. 11 Eylül cinayeti ve onu takip eden süreçte dünyamızı kana ve kaosa büründüren neocon ve neoliberallerin; ABD’nin her iki kanadını da işgal ettiği; son seçimlerde George Soros’un demokratlar lehinde gazetelere ilân vermesi ve neoliberal finansörlerin kısmen demokratlara bağışta bulunmasıyla ortaya çıktı. Soros, daha önce de Kerry’yi kendisine yakın bulmuştu. Yalnız onun, Balkanlarda, Kafkaslarda ve kısmen Rusya ve Türkî ülkelerde sivil toplum kuruluşları aracılığıyla finanse ettiği on binleri, Bratislava ve Tiflis’te Bush’a takdim etmesi, neoliberallerin kendi devrimleri için her iki kanatta da olabileceğini göstermiştir. O tarihlerde, aktif misyon üstlenmiş Açık Toplum Enstitülerinde, söz konusu coğrafyaların çocuklarının turuncu devrimlere hazırlanmasını, yani Kiev’in Timoşenko’lu devrimini unutmadan bugüne dönmek zorundayız.
Kissinger’in “devrimcilikte” halefi sayılabilecek Brzezinski ile aynı çizgide Rusya’ya karşı yürüyen teorisyen ve sihirbaz Soros’un, John Kerry ve eski dışişleri bakanı Albright ile birlikte, AB’yi Ukrayna üzerinden savaşa sokma çabalarını bir karede değerlendirmemiz lâzım.
Ukrayna’nın sürgündeki eski başbakanı Asarow, yayınladığı yeni kitabında, Kiev’deki son ihtilâlin Amerikalılarca yapıldığını yazıyor. Başşehrin Maydan’ında John Kerry ile bahsettiklerimizin aynı kürsüde yeni süreci ilân etmeleri, Asarow’un iddiasına kuvvet veriyor. Kerry, Soros’un geçmişteki yardımlarına karşın, yarım kalmış devrimini tamamlamış oluyor. Albright bu ihtilâli Spiegel’e bir zafer edasıyla anlatıyor, fakat misyonunu gizliyor... Soros’un bu bölgede geçmişte yaptığı sahtekârlıklardan doğan Rus adaveti ve Brzezinski’nin de bütün çabalarına rağmen Yahudî işverenleri Rus piyasasına sokamaması, ikilinin savaş isteğinin hikmetini ortaya koyuyor.
CEHENNEME DÂVET...
Soros’un sözcülüğünü yaptığı dinsiz, ahlâksız, barış karşıtı, esasta ırkçı ve semavî dinlere karşı olan turuncu devrimcilerin on beş seneden beri yaktıkları ateşleri şöyle bir bir hatırlayalım: Belgrad, Bişkek, Kiev, Tiflis, Bakü ve Kürdistan... İsmi sivil, fakat o kızıl ateşe düşüp yananların sayıları 100 binleri geçti. Bush’un neocon’ları, daha çok Pentagon’u kullanmışlardı. Bunlar ise mason, siyonist ve kısmen de devrimci olan Amerikan Hariciyesiyle işi bitirme peşindeler. Asarow, Kiev’deki iktidarı, yani Petro Proschenko’nun bunlar tarafından getirildiğini yazıyor. Medyada çıkan haberler ve bu iki diplomatın beyanları da iddiayı doğrulayıcı nitelikte. Kerry ve Albright’ın bölgeye silâh sevkiyatındaki aşırı istek ve baskıları da bunu gösteriyor. Yani neoliberaller, Amerikan kamuoyunun gözlerinin içine bakarak demokratları Ukrayna cehennemine dâvet ediyor. Hem de dünya barışının teminatı olması gereken AB ile beraber...
Evet, Ukrayna cehennemi... Avrupa savaşları Ön Asya savaşlarına benzemez. Bölgeyi tutuşturanlar da her an alev içinde kalabilirler. Belki de Albright ile Kerry, İkinci Dünya Savaşında kurban olan ırkdaşlarının intikamını almak istiyorlar Avrupa’dan... Onlara göre alevler kolay kolay Amerika’ya sıçramayacak... Nasıl olsa, işbirliğinden geri durmayan Angela ve ekibi de yardım edecek. Neden olmasın ki...
Kerry’nin dış politikada Obama’yı topal ördeğe çevirdiği vakıa bundan ibaret değil. 61 ülkenin ittifak ettiği IŞİD’e karşı tutarsızlığı da ayrı bir vakıa…Kerry’nin neocon politikalarına kuvvet veren buradaki pasifliği dünya kamuoyunun dikkatlerinden kaçmış değil.. İŞİD’i mümkün olduğu kadar BOP coğrafyasında yaygın hale getirme çabasını Müslümanlar fark etmiş durumda.
DEMOKRATLARA BÜYÜK OYUN...
Neocon siyasetçilerin 11 Eylül sürecinde Cumhuriyetçilere işlettirdiği cinayetlerin pisliğini Obama temizleye dursun. Afganistan ve Irak’tan çekilmesi ve McCain gibi tahrikçilere rağmen, savaş niyetiyle bu coğrafyalara dönüp bakmamasının, neoliberallerin canını sıktığı ortada... Gerçi neoconlar, Avrupa üzerinden İŞİD’i devreye sokarak global devrimcileri mutlak bir mağlûbiyetten kurtarmış görünüyor. Demokratların Suriye’yi dağıtma noktasında neoconlara verdiği sözler de tutulmayınca, devreye müttefikleri Angela ve Nikola Ukrayna üzerinden girdiler. AB’nin de ölümcül düşmanları olan neocon ve neoliberallerin, birliğin motoru konumundaki Almanya’yı yavaş yavaş cepheye sürmesi, devrimcilerin arayıp da bulamadıkları bir fırsat. Bir taraftan AB’yi âtıl duruma düşürecekler, diğer taraftan da Putin’den intikam alacaklar.
Neocon (Troçkist) ve neoliberal (Freudist-sivil) devrimciler, tabiatlarının gereğinin peşindeler... Bu iki global dinsiz cereyan, tarihteki misyonlarını bugün de yerine getirmek istiyorlar. Efkâr-ı ammenin burada dikkat edeceği asıl mesele; siyasetlerini barış karşıtı siyasetlere eklemlemeye çalışan ve demokrat geçinen Kerry ve Albright’ın durumlarıdır. Obama, Carter ve Clinton’ların siyasetlerinin zıddına bir siyasete bu milletdaşları sürükleyen düşünceyi öğrenmek, dünya kamuoyunun hakkı.